Ayın şavkı perdelerken gecenin karanlığını
Bir nebze aşk da öyle ışığa boğdu kalbimin ufuklarını
Kuytu bir limandım önceden
Küçük neşeli teknelerin yanaşıp soluklandığı
Sonra ansızın koca bir yelkenli yanaştı kıyılarıma
Yaralı, parçalanmış, kan ağlayan ama mağrur, kara bakışlı
Kapattım kapılarımı minik neşeli teknelere
Varım yoğum kara bakışlı yelkenlim oldu
Sardım yaralarını bastım bağrıma kokladım onu
Ben onu iyi ettikçe kendimden yedim, tükettim umudumu
Zaman geçti, yaprak sarıdan yeşile döndü, ışıldadı yelkenlim
O mutlu oldukça ben çoştum, verdim neyim varsa sevgi adına
Hatta bazen korktu karanlıktan aldım avutup koynuma
Ses oldum onun nefesine, dil oldum söylemek istediklerine
Sonra deniz duruldu, güneş yıkadı yelkenlerini
Yıkandı, temizlendi ve binbir çiçekle süsledi ellerini
Benim avuçlarımda ısıttığım o elleri gün geldi öteledi beni
Sesi olan nefesim sıktı onu ve uzaklaştırdı her şeyimle dahi gölgemi
Bir sis dolandı durdu yelkenliyle kıyılarımda
Bazen hava puslandı, çiğle yıkandı utanmadı karşımda
Bir gün ansızın bir yel çıktı gelen kuzeyden
Soğuktu ama doldururdu yelkenlerini hem de güzelinden
Bakakaldım öylece toplarken iplerini
Aniden sarsıldım tuttum aşkla ellerini
"Gitme!" dedim tüm kalbimle sarıldım boynuna
"Gideceğim!" dedi sarsılıp açıldı o yelin ardına
Kuzey yeli aldı götürdü koca kara bakışlı yelkenlimi
Ardından çok zaman durduramadım gözümün nemini
Şimdi nerde bilmem, hangi limanda nefeslenir
Ama bilirim, kalamaz hangi yel alsa da en fazla bir limanda demlenir
Benim küçük, tatlı herkese açık limanım
Şimdi ne aciz ne karanlık her yanım
Ateşler salarak bir kez bakmadan bırakıp gitti
Hiç ummadığım bir anda aşkımı doldurup yelkenlerine bir anda bitti..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gök Gürültüsü Altında Aşk
PoesíaBu bir şiir günlüğüdür. Şiirlerim aslında kendim. Hissim. Duygum. Fakat sadece benim değil senin de duygun. Aşk, acı, ihtiras, bunalım ve melankoli. Bir şiirde olmadı gerektiği kadar mecaz ve şairane üslup. Basitliği kenara bırakın. Gerçek bir duygu...