AŞGAM

6 0 0
                                    

Bir düşüm var
Sarı mum ışığında dalgalanan saçlarının berraklığı
Yeşil gecelere hasret kılan o kalpten kokunun tatlılığı
Bir yanda sen, mavilikler üzerinde uzanırken
Bir yanda ben, kör gözlerle seni izleyen
İnce bir şarkı eşlik eder dağınık halimize
Kadın sesi, bir adam gelir, der beyazlar içinden hayalime
Ben mahzun zihnimle gönül diyarında bizi arayan
Ne halden anlar ne yol bilirim
Olmazlara aldanıp hala kurarım ince hayal
Bir yanda uzanan sen bir yanda zihni karışık ben
Saçma bir müzik uzaklardan çalınır kulaklarımıza
Mum ışığı daha bir sarı girer kanına
Akşam, ne gridir o akşam
Karanlığı yormak için atılmış onca gam
Bir yanda sen tüm kötülüğünle heybetli
Diğer yanda seni hala aşkla anan ben
Nasıl hezeyanlar ki parçalanan bedenler
Ruhlarsa aşikar rüzgarlara gebedir
Bir tatlı sese aşina, kulaklarda o sesle perişan
Fütursuz sahnelerdeki son oyunudur oynanan
Aşk mı nefret mi ikiliminden sağ çıkan adam
Ruhunda körelmiş sevgiyi mumla arar
Sarışın renkler saçarken tavadaki muğlak boyaya
Nefretimi kucakla
Çünkü doğuyor bak akşam
Zehir gibi ay yükselirken kara göğe uzanan
Kollarıyla sarar seni onlarca hezeyan
Derin bir yalnızlık, perişanlık ve hasretle karmaşık
Renkler kucaklar seni adı anılmayan sahte ressam
Akşam doğuyor uzaklardan bak koca adam
Lanetiyle kuşatsın seni garabetin olurken tam
Ve bir illetle girilsin koynuna
Sevemediğin ince adam vurulsun boynuna
Aşkıyla akşama taçlar sunasın
Lanetini kucaklayıp sevginle kahrolasın
Uzuvların kökünden kurum bağlasın
İnce adamın laneti peşinden ayrılmasın
Bak işte oluyor akşam
Akşam yakın karanlığa
Teninde hissettin mi nefesimi
Bağlasın seni de laneti şiirimin
Yelken açamayan koca yelkenlim
Limanımda mıhlanıp kalasın
Kopartılmaz bağlarla bağlanasın
Akşam yakın serinliğe
Lanetin adıdır aşkım hadi serseliğe

Gök Gürültüsü Altında Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin