GECE

16 1 0
                                    

(Farid Farjad Golha adlı fon müziği arkadan çalarken  sesli okuyun.)

Sensiz yüzüncü gecenin koynunda serseri bir çiçek
Seraplar görerek güneşle renklendirir renklerini bilmeyerek
Eflatun ufuklar şarkı söyler bir tını uzaklığındaki adama
Yakamozlar vururken yeşil gecelere denizler köpürür
Bir fanus içinde narin bir gül belki orkide sunarak sana
Ötelerden keşfedilmeyi bekleyen adı konmamış gözleri kara
Çocuklar dans eder her bakışında faili kayıp o adada
Şirin bir ses kulaklarımda gözlerim denizin en uzak noktasında
Akşam oluyor yine
Akşam gebe karanlığa
Silerken kirpiklerden yaşını
Eflatun daha bir koyu girer kanıma
Sanki süratsiz bir koşudur benden doğru sana
Bir rüya gibi dolar aklıma
Aralık kapıdan sessizce dolaşır sokaklarımda
Aşka aşık ince ip ince bir adam
Çaresiz bekler seni bakar durmadan o karalık cama
Cansız kuşlar eşlik eder ötüşler ahenksiz
Şiirler öksüz
Aşk yalnız kalmıştır
Tek kişilik bir kuyu içerisindeki masum o adam
Ruhunda yankılanan derin denize dokunur
İşte bak orada duran ipince gözü yaşlı adam
Nasıl mağlup yabancı diyarlarda
Güneyinde ne var diye arar durur
Kuzey soğukkanlı bir rüzgarla bağrına dokunur
Ve haykırışları çığlıklarla kesilir
Nedeni belirsiz ayrıklaradır sancısı
Hiç bitmemek üzelere başlatıldı o kalbindeki acısı
O kadar gariptirki yazında kar çaldı pamuklarına
Ekinleri boy vermeden çürüdü dalında
Yavuz bir sel vurdu sahillerini
Yitik aşkları doldurdu gözlerini
Korkusuyla nice hayatlara uzatır ellerini
Nefesi soğuk soluk benizli genç o ince ipince adam
Aşkın ateşiyle esmer renklere bürünen yokluğu atılmış o gam
Hasret özlem ve aşk
Sonu belli kabuslar oldu mu rüya
Kalbin doldu mu o ateşli aşkla
Büyüdü mü inceliğin, doldurdu mu içini o vazgeçilmez sevgin
Yoksa en acısından bir özlemle mi kavruksun
Sen de kendini bir ağaça bağla bırak onunla birlikte kuruyasın.

Gök Gürültüsü Altında Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin