O küçük su kenarındaki yeşil ev
Her bir parçasına dokunmuş ilmek ilmek aşk
O buz kırağısına çalan kalbinle beni az da olsa sev!
Sarı kardelenler açarken suyun kenarında
Bir parça öpücük nefes oldu öylece dudaklarında
Öpüşlerine imtina ederken kumrular
Nicesi geçti kalbinden öylece bin aşklar
Birinde sabit kıl gönlünü sev sarıl öp
Anlam bulsun geceler dokunuşlarında
Ve ses olsun sessizliğin içindeki nefes
Bir uğultu yükselsin sol yanımda
Yalnızlık tarihe karışsın gül dalında dursun
Çatırdıyor sobadaki odun alev saçıyor tavana
Geceler kırmızıya çalıyor el koynunda
Bir beyaz güvercinken ben senin narin omuzunda
Nice karga boy verdi çığlık çığlık uzuvlarında
O zaman anlaşılır renkler karışır seline
Sokaklarda bulamadığını atarsın su dibine
Harap olmuş yeşil ev yansırken suya gölgeli
Kafası karışık ağaçlar karşılar sana da öyle öfkeli
Kuşlar bile daldan çırpmaz kanat sesleri kesik
O minik köpek bile tanımaz seni aklında bir şeyler eksik
Yeşil ev boş su bulanık sen yorgun
Yüzündeki çizgiler suyla dolar nefesin buğu saçar
Sebepler ararken evin harap halinde
Beni görürsün bin kere kırılmış hayalinde
Cam olur kan olur etten süzülür acısı
Sevmenin intikamı ağır gelir kalpte durur mu sızısı
Bak, gör, hatıralardan boy vermiş onlarca mezarı
Hepsinde senin baş harfin yazılı
Ölü ruhsa evin her köşesinde, bedeni türbeden bir zeminde
Elinde kan, kalbinde hüzün beynin dolu az aheste
Dalga dalga vururken yüzüne sudan gelen akisler
Hatırla beni bir kere daha sarıl son kez öp ve mahzun ol artık boş o eller!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gök Gürültüsü Altında Aşk
PoesíaBu bir şiir günlüğüdür. Şiirlerim aslında kendim. Hissim. Duygum. Fakat sadece benim değil senin de duygun. Aşk, acı, ihtiras, bunalım ve melankoli. Bir şiirde olmadı gerektiği kadar mecaz ve şairane üslup. Basitliği kenara bırakın. Gerçek bir duygu...