Çiçek ÖNCÜ
Karşımda Selim'i görmek yeniden şaşkınlıkla donup kalmama sebep oldu.
Boş boş onun öfkeli yüzüne bakarken bileğimi kavrayan pisliğin konuşması ile kendimi toparladım.
"Sen kim oluyorsun? Bu bizim aramızda!"
"Biz mi?" Alaylı konuşmam ikisi tarafından da duyulmadı.
Birbirlerine öldürecekmiş gibi bakarlar iken Selim;
"Çiçek'in bileğini bırak yoksa karışmam!" Tüylerimi ürperten bir ses tonuyla konuştu.
Sarp'ın öfkeli bakışları bana döndü.
"Bu lavuk yüzünden mi beni reddettin?" Konuşurken avucundaki bileğimi daha çok sıktı.
Acıdan dolayı yüzümü buruştururken ne yapabileceğimi düşündüm. Tekme atabilirim aslında.
Ben karar vermeye çalışırken bir anda dibimden geçen kafayla sıçradım. Selim, Sarp'ın yüzüne sert bir şekilde kafa attığında Sarp bağırarak yere düştü.
Kulağıma gelen kemik sesiyle bakışlarım Selim'i buldu. Öfkeden genişleyen burun delikleri ve aldığı hızlı nefeslerle korkutucu duruyordu.
Yerde burnunu tutmuş kıvranan pisliğin üstüne eğilen Selim;
"Bir daha seni bu dükkanda ya da Çiçek'in yanında görürsem çok kötü olur. Çiçek istemediği sürece onu rahatsız etmeyeceksin!" Dedi.
Sarp bir Selim'e bir de bana baktıktan sonra hızla ayağa kalktı. Burnundan akan kan yere damlarken tiksinerek zorba pisliğe baktım.
"Senin yerinde olsam bir hastaneye giderim. Yoksa yamuk burunla gezmek zorunda kalacaksın!" Selim'in dedikleri ile Sarp koşarak dükkandan çıktı.
Daha fazla dayanamadım ve kahkahamı serbest bıraktım. Selim'in şaşkın bakışları bana dönse de kendimi engelleyemedim.
"Çiçek iyi misin?" Temkinli bir şekilde bana bakarken gülüşlerimin arasında zar zor;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Sevdam
Teen FictionGümbet mahallesinde yeni bir güne haberci olarak doğan güneş ile Çiçek tatlı uykusundan uyandı. Her zamankinde farklı bir gün olmadığını düşünerek yatağından kalkarken hayatın onun için neler hazırladığından bir haberdi. *** İşi için geldiği yerde h...