BÖLÜM 4

77.8K 3.5K 1.5K
                                    

Çiçek ÖNCÜ

Kahvaltının üzerinden iki gün geçmişti.

Bu iki günde buz bakışlı adamla karşılaşmamak için elimden geleni yapmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu iki günde buz bakışlı adamla karşılaşmamak için elimden geleni yapmıştım. Hatta onu görmeyeyim diye çok sevdiğim penceremden bile uzak duruyorum.

Sanırım bunda onun işine başlamasının payı da vardı. Bu sabah abimle evden çıktığımızda onunla karşılaşmıştık.

İkisi ayak üstü sohbet ederken abime bugün görevine başladığını, hafta sonunu da devamlı hastanede geçirdiğini söylemişti.

Mesleğini öğrendiğimde tanımadığım adama karşı büyük bir saygı hissetmiştim. Sonuçta o bir cerrah ve bir çok insanın hayatını parmaklarının ucunda tutuyor. Bundan daha kutsal bir iş olabilir mi?

Yine de bu ondan çekinmeme engel olmuyor. Ben ki abimden ve babamdan kimseden korkmamayı öğrenmiş, karşısındaki herkese rahatlıkla kafa tutabilen biriyken iş bu soğuk bakışlı adama geldiğinde değişiyordu.

Nedenini anlamadığım bir şekilde ondan çekiniyor, bakışları benim bakışlarımla kesiştiği an hızla uzaklaştırıyorum. Bu benim içinde yeni bir şey olurken anlamlandırması zor bir durumdu.

"Dünyadan Çiçek'e." Ebru'nun bağırması ile yerimden sıçradım.

"Ha. Ne oldu?"

"Kızım neyin var senin bugün? Ruh gibisin." Derken dikkatli bakışları yüzümde gezindi.

Çocukluğumuzdan beri beraber olduğumuz için birbirimizin ruh halini hemen anlıyorduk.

"Hiç düşünüyorum sadece."

"Seni bu kadar düşündüren ne? Yoksa aşık mı oldun?" Sorduğu soruya kendi bile inanmazken gülmeye başladık.

Ne yazık ki o kitaplarda anlatılan ya da filmlerde izlenen aşk beni bulmamıştı. Evet konuştuğum hatta üniversitede altı ay çıktığım biri olmuştu ama ne o kalp çarpıntısını ne de kelebeklerin uçuştuğunu hissetmemiştim.

Bende umutsuzca bir gün gerçek aşkımın beni bulmasını beklemeye başlamıştım. Bu gidişle evde kalacağım ama neyse.

"Herkes sizin kadar şanslı olmuyor hanımefendi. Ne yazık ki bizim aşık olduğumuz adam hemen karşı apartmanımızda oturmuyor." Sözlerim üzerine Ebru'nun yanakları kızardı.

"Çiçek ya bazen gerçekten beni, sana söylediğime pişman ediyorsun." Asılan yüzünü gördüğümde gülümseyerek gidip yanağından öptüm.

Ellerim unlu olduğu için sarılma işini sonraya bıraktım.

"Kızma hemen elmalı turtam. Hem bence abim onu senin gibi bir kız sevdiğinden çok şanslı." Ebru'nun kızgın bakışları yerini üzgün haline bıraktı.

Tatlı SevdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin