BÖLÜM 23

58K 2.6K 604
                                    

Ebru GÜLER

Elimde telefonla sabırsızca beklerken içimdeki hüzünle dolan gözlerimi kapattım.

Taha'mı göndereli neredeyse bir ay olacaktı ve ben şimdiden onsuzluktan tükenmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Taha'mı göndereli neredeyse bir ay olacaktı ve ben şimdiden onsuzluktan tükenmiştim. Önümüzdeki beş ayı düşündükçe ruhum daralıyor, kalbim en ağır azaplarla sınanıyordu.

Bir insanı çok sevdiğinizde onsuz kalmayı göze alamıyorsunuz. Hele bir de benim gibi hem çok geç hem de çok yeni bulduysanız hiç dayanamıyorsunuz.

Taha'nın gideceği netleştiği andan beri içimde matem havası vardı. İçten içe kendime böyle davrandığım için kızsam da elimde değildi.

Onsuzluktan deli gibi korkan kalbim, kaybedeceğini düşünerek göğüs kafesimde çırpınıyordu. Onu uğurlarken öleceğimi sanmıştım.

Ondan, kokusundan, bana aşkla bakan gözlerinden ayrılmak zulümlerin en büyüğüydü benim için. Şimdi aramızda kilometreler vardı.

Havayı derince içime çeksem de hiçbir rüzgar onun kokusunu bana getirmiyordu. Senelerdir onunla olan ruhum ihanet edercesine hatırlamama izin vermiyordu. Gözlerim bile bana ihanet ediyor sevdiğim adamı göz kapaklarımda izlememe izin vermiyordu.

Sanki her şey, herkes bir olmuş biz ayrı kalalım diye çaba sarf ediyordular.

Bu melankoli halinden çıkmak için çok çabalasam da olmuyor. Taha gittiğinden beri kendimi yarım, eksik hissediyorum.

Belki dışarıdan bakıldığında;

"Ne var canım hepi topu altı ay." Ya da;

"Amma da abarttı bu kadarcık ayrılıktan ne olur?" Denebilir.

Ne yazık ki hiç de öyle değil.

Eğer benim gibi bir adamı senelerce uzaktan, içten içe yanarak severseniz ondan ayrı kalamazsınız. Hele de tam kavuştum derken hiç ayrılamazsınız.

Günün her saati Taha'nın benim olduğunu hatırlamak için nişan fotoğraflarımıza bakıyorum. İlk andan beri bana attığı ve benim silmeye kıyamadığım her mesajı tekrar tekrar okuyorum.

Onu ondan habersiz severken yazdığım tonlarca mektubun yanına her gün yenilerini eklemeye başladım. Taha'mın özlemi içimi kavurdukça aldım kalemi elime.

Ona olan aşkımı, özlemimi, onu kaybetme korkumu hiç bıkmadan her sayfada yeniden anlatmaya başladım.

Nasıl bir şey bu? Nasıl sevmek bu? Bir insan bir insanı bu kadar sevebilir mi? Bu normal mi?

Ama benim sevdiğim adam hak ediyor. En güzel şekilde sevilmeyi, en büyük hasretle özlenmeyi hepsini fazlasıyla hak ediyor.

Telefonum çaldığında hızla kapattığım gözlerimi araladım. Ne ara akmaya başladığını anlamadığım göz yaşlarımı kurularken, titreyen elimle aramayı cevapladım.

Tatlı SevdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin