Selim DEMİRHAN
Taha'yı askere uğurlamamızın ardından koca bir hafta geçmişti.
Gönderdiğimiz günü takip eden birkaç günde resmen mahallenin ruhu çekilmişti. Buraya taşındığımız günden beri neşe ve mutlulukla parıldayan mahalle derin bir sessizliğe gömülmüştü.
Sokakta oynayan çocuklar vazgeçmiş, her evin köşesinde oturan kadınlar sokağın ıssız kalmasına sebep olmuştu.
Mahallenin bu halini yadırgar iken aynı zamanda Taha'nın bu kadar seveninin olmasına da şaşırmıştım. Evet Taha iyi, saygılı, dürüst ve düzgün bir adam ama bu kadar sevilmesi garipti.
Belki de ben hiç bu denli sevilip, benimsenmediğim için garibime gidiyor.
Asıl huzursuzluğum sebebi ise Çiçek'ti. Her daim gülen gözlerine yer edinen kara bulutlardan şu geçen bir haftada nefret ettim.
Onu ne zaman görsem eğlenceli, gözleri parlayan bir kadın olmuştu. Abisi gittiğinden beri bu durum tamamen değişmişti. İçten gülümsemesinin yerini zorunlu bir tebessüme bırakmış, gözlerindeki parıltıyı kara bulutlar kaplamıştı.
Bu durumu hiç sevmedim. Onu neşelendirmek için bir şeyler yapmaya çalışsam da hiçbir işe yaramadı.
Elbette ki Ebru'nun durumu da Çiçek'ten farklı değildi. Elinden telefonunu bir an bırakmadan devamlı dolu gözlerle ortada geziniyordu.
Taha her akşam ailesini ve Ebru'yu arayıp konuşsa da anlaşılan onlara yeterli gelmiyordu. Özlemlerini anlasam da Çiçek'e kıyamadığımdan sinirleniyorum.
Annem ile babam Çiçek'in ailesini yalnız bırakmamak için bu bir haftada çoğu zaman onların evindeydiler. Bu sayede bende sıkça Çiçek'in evindeydim.
Etrafımız kalabalıkken onunla istediğim gibi ilgilenemiyordum. Bu da yetmiyormuş gibi Çiçek her akşam alışkanlık haline getirdiğimiz, onun kitap okuması ve benim seyretmem olayını da bırakmıştı.
Abisi gittiğinden beri bir kere bile eline kitap aldığını görmemiştim. Attığım mesajlara bile kısa ve net cevaplar veriyordu.
Ona olan duygularımı yeni yeni kabullenen aklım ve kalbim bu durumdan hiç hoşnut değildi. Devamlı öfkeli gezdiğim için annemin ve babamın da dikkatini çekmeye başladım.
Daha fazla dikkat çekmemek için hem kendimi hem de Çiçek'i toparlayacak bir yol düşünmeye başladım. Aklıma gelen fikir anında yüzümü güldürürken hızla planı devreye soktum.
Gerekli olan tüm ayarlamaları yaptıktan sonra Çiçek'e mesaj attım ama geri dönmedi. Bir süre beklesem de dönmeyince aramaya karar verdim.
Telefon kulağımda açmasını beklerken hızlanan kalbime gözlerimi devirdim. Bu kadının üzerimdeki etkisi hem hoşuma gidiyor hem de gitmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatlı Sevdam
Teen FictionGümbet mahallesinde yeni bir güne haberci olarak doğan güneş ile Çiçek tatlı uykusundan uyandı. Her zamankinde farklı bir gün olmadığını düşünerek yatağından kalkarken hayatın onun için neler hazırladığından bir haberdi. *** İşi için geldiği yerde h...