2 | 6

2.3K 167 69
                                    

Medya; Namjoon

🎶 Alex Benjamin; Let Me Down Slowly

Lisa

Ambulans.
Siren sesleri.
Polisler.
Deli gibi ağlayan arkadaşlarım.
Ve sedyeyle taşınan Namjoon...

Bütün bunlar tam karşımda oluyordu ve ben sanki bir film izliyormuş gibi izliyordum tüm olanları. Çünkü akla mantığa sığacak şeyler değildi.

Namjoon vurulmuştu. Bon Wha kaçmıştı ve o kadın, Namjoon'un biyolojik annesiydi.

Tanrım gerçekten bunları nasıl kabullenecektik? Titreyen vücudumu kollarımla sardım ve Taehyung'un peşinden koşarak arabaya bindim.

Hepimiz perişan bir haldeydik. Taehyung ağlayarak arabayı sürüyordu ve yanında oturan Tzuyu şoke olmuş bir halde yola bakıyordu.

Kimse ne diyeceğini, ne yapacağını bilmiyordu. Bense gerçekten şoka girmiştim. Tepki bile veremiyordum. Bir yıldır yaşadıklarım tüm dengemi bozmuştu. Alt üst olmuştum ve bir türlü toparlanamıyordum...

Hastaneye geldiğimizde hepimiz hızla indik arabalardan. Jin ağlarayark sedyeye yaklaştı. Bende Jungkook'un elini tuttum. "O iyi olacak." dedim içimdeki son umut  kırıntılarını kullanarak.

Bana inanmayan gözlerle baktı ama yine de elimi sıktı. Burukça gülümsedim ve içeri yürüdüm.

Namjoon ameliyata alınırken Yoongi ailesine haber verdi. Rosé'nin yanına oturdum ve ona sıkıca sarıldım.

Her şey üst üste gelmişti ve biz Rosé'nin kurtulmasına sevinememiştik.

Rosé bana sarıldığında zayıfladığını hissettim. "Zayıfladın mı sen?"

"Evet. Doğru düzgün yemek yemedim."

"Buradan çıktığımızda hep beraber harika bir yemek yiyeceğiz." dedim. Namjoon gözlerini açacaktı ve biz gülümseyerek hastaneden çıkacaktık. Bütün umutlarımı buna harcıyordum... Elimden başka bir şey gelmiyordu çünkü.

Yazardan

Hoseok öfkeyle pencereye yaklaştı. Jungkook'a inanamıyordu. Onlara yardım etmek istiyordu ama kimse onu yanında istemiyordu.

Hasta değildi. Artık iyileşmişti ama yine ona kimse inanmıyordu. Öfkeyle ellerini kalorifere vurdu. Bu beyaz duvarlardan,yataktan bıkmıştı.

"Hoseok Bey?" Hemşirenin sesiyle arkasını döndü. "Evet?"

"İlaç vakti," dedi hemşire hafifçe gülümseyip. Hoseok gözlerini devirip yatağa oturdu ve kolunu açtı.

Hemşire ilacı şırıngaya alıp Hoseok'un koluna vurdu. "Bu sizi uyutacaktır."

"Ben zaten uyuyorum."

"Hoseok Bey, iki gündür uyumuyorsunuz."

Hoseok kaşlarını çatıp hemşireye baktı. "Hayır uyuyorum ve rüyamda da pencereden dışarı bakıyorum."

"İki gündür orada dikiliyorsunuz." Hoseok anlamayarak etrafına baktı. Uyuduğundan emindi...

"Ama nasıl... Yatağa yattığımı biliyorum,rüyamda da oradayım..."

"Hastalığınız henüz bitmemiş Hoseok Bey,tetiklenmiş. Bu yüzden Jeon Bey sizi tekrar buraya getirdi. Şimdi, lütfen yatağa uzanın."

Hoseok bir şeyler mırıldanarak hemşirenin yardımıyla yatağa uzandı. Hemşire onun üzerini örttü ve gülümsedi. "İyi geceler." Hoseok ilacın etkisiyle hemencecik uykuya daldı.

believer || liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin