Medya; Rosé
Lisa
Ellerim titrerken Jungkook bıçağı çıkarıp bir daha sapladı. Kulaklarımı kapattım. Bağırışını duymak istemiyordum.
Anne ben birini öldürdüm...
"Gidiyoruz Lisa." dedi Jungkook maskeyi çıkarıp. Ayağa kalkmaya çalıştım ama bacaklarım hâlâ titriyordu. Jungkook kollarımdan tutup beni kaldırdığında hıçkırdım.
"Senden nefret ediyorum."
"Biliyorum."
Odadan çıktığımızda adamlardan biri gelip elindeki poşeti gösterdi. "Kıyafetler hazır."
"Tamam, banyoya gir." Birlikte banyoya girip poşetteki kıyafetleri giydik. Ben bir garson kıyafeti giymiştim. Jungkook da anlayamadığım birine dönmüştü. Siyah maskeyi yüzüne taktı ve bana da peruğu uzattı.
Siyah peruğu taktım ve aynadan kendime baktım. Gözlerim kızarmıştı ve dudaklarım çatlamıştı. Buraya gelirken ne kadar güzelsem şimdi o kadar dağılmıştım.
Jungkook bileğimden tutup banyodan çıktı. "Köşedeki şişeleri alıp dışarı çık. Taehyung orada, hemen arabaya bin."
"Sen ne yapacaksın?"
"Küçük bir işim var. Hadi," Köşedeki şişeleri aldım ve sanki kimseyi öldürmemişim gibi rahatça yürüyerek çıkışa ulaştım.
Burnumu çektim ve kapıdan çıktım. Taehyung arabanın kapısını açtığında şişeleri köşeye attım ve peruğu başımdan çıkarıp arabaya bindim.
Göz yaşlarımı daha fazla tutamadım ve ellerimle yüzümü kapatıp hıçkırarak ağlamaya başladım.
Birini öldürdüm...
Omuzlarım sarsılırken kapım açıldı. Taehyung bana üzüntüyle baktı ve "Su ister misin?" dedi. Uzattığı şişeyi titreyerek aldım ve içtim.
"Şey, çok mu vicdan yaptın?"
"Galiba evet..." dedim ve şişeyi ona uzattım. "Ne zaman gideceğiz?"
Saatine baktı. "On dakikaya." Bana sıcacık gülümsedi ve kapıyı kapatıp kilitledi. Arkama yaslandım. Tamam, ağlamamalıydım. Hem o adam suçluydu. Kızına ve karısına neler yapmıştı... Artık ağlama. Güçlü olmak zorundasın.***
"Lisa!" Kızlar bana sıkıca sarılırken yine dayanamadım ve ağlamaya başladım.
Bütün olanları anlattığımda Jisoo ve Rosé de benimle birlikte ağlamıştı. Jennie ise çok öfkeliydi.
"Her ne kadar suçlu da olsa ölmesi gerekmezdi!" dedi sertçe. "Katil olmak bu kadar basit değil!"
"Tamam, yeter Jen," dedi Jisoo. "Yapacak bir şey yok. Olan oldu, uyu hadi Lisa." Başımı salladım ve yatağa girip yorganı kafama kadar çektim. Sadece uyumak istiyordum.
Ertesi sabah Taehyung bizi çalışma için çağırmadı. Bizde bunun keyfini çıkarmak adına daha fazla uyuduk.
Öğlen saat on iki gibi kapımız açıldı. Taehyung ve Jungkook gelmişti. Yüzlerine bakmadım ve başımı kapalı pencereye çevirdim. "Evet, ilk görev bittiğine göre, sıradaki görevleri açıklayabilirim." dedi Jungkook içeri girip. Sandalyeye ters oturup bize baktı.
"Bir bankayı soyacağız."
"Sen bir manyaksın." dedi Rosé. "Bizden suçlu olmamızı nasıl istersin!? İnsanların canına nasıl bu kadar çabuk kıyabilirsin? İnsan değilsin sen!"
![](https://img.wattpad.com/cover/177113496-288-k859714.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
believer || liskook
FanficLisa yapmaması gereken bir şeyi yapınca arkadaşlarının ve onun başına milyonda bir görülecek şey gelir; seri bir katil onlara sarar... "Senden nefret ediyorum." "Biliyorum." 𝐛𝐭𝐬 & 𝐛𝐩 𝐟𝐚𝐧𝐟𝐢𝐜