2 | 9

2.3K 163 52
                                    

Medya; Jimin

Lisa

Yeontan uyuduğunda bende üst kata odama çıktım. Neredeyse bir aydır hep beraber bu evde kalıyorduk. Bu hafta sonu Tayland'a, ailemin yanına gidecektim. Hem Jungkook'u ailemle resmi olarak tanıştırmış olacak, hemde ona Tayland'ı gezdirecektim.

Düşüncesi bile heyecan vericiydi.

Üzerime pijamalarımı geçirdim ve saçlarımı topuz yaptım. Esnedim ve sıcak yatağıma girdim. Artık her gece huzurla uyuyabiliyordum...

On dakika geçmemişti ki kapım açıldı. Kaşlarımı kaldırarak gelen kişiye baktım. Jungkook'tu. Şaşırdık mı? Tabii ki hayır.

"Ne oldu?" dedim sırtımı yatak başlığına yaslayıp. Küçük bir çocuk gibi paytak adımlarla gelip yanıma yattı. "Uyuyamıyorum. Saçlarımla oynar mısın?"

Başımı salladım. Annesi aklına gelmiş olmalıydı... Başını kucağıma koydu ve gözlerini kapattı. Gülümsedim. Kalbim küt küt çarparken saçlarıyla oynamaya başladım.

Onunla her yakın temasımızda ilk günkü gibi heyecanlanıyordum. Tek gelişme elimle ayağımın birbirine girmemiş olmasıydı.

Bir süre onu izleyerek saçlarını okşadım. Henüz travması geçmiş değildi. Zaten nasıl geçebilirdi ki? Annesi ve babası gözünün önünde ölmüştü...

Gözlerim dolduğunda sıkıca yumdum. Onlar bizim için ölmüştü. Jungkook da güzelce yaşayarak onların hakkını verecek, mutlu olmalarını sağlayacaktı.

Burnumu çektim ve gökyüzüne baktım. Yıldızlar yine parlıyordu. Hafifçe gülümsedim ve Jungkook'un alnından öptüm. Kulağına doğru eğildim ve "Seni çok seviyorum." diye fısıldadım.

***

Yoongi ve Jennie bize kahvaltı hazırladığında hepimiz gülüşerek masaya geçtik. Namjoon artık tamamen iyileşmişti ve güzelce hareket edebiliyordu

Eh, içimizde buna en çok sevinen Jisoo'ydu. Şapşik çift... Kahvaltı yaptıktan sonra kızlarla bahçeye çıktık.

Rosé'yle salıncağa oturduk ve yavaşça sallanmaya başladık. Gülümsedim mutlulukla. Artık hayatımızda öldürmek yoktu. Kötü insanlar yoktu. Silah yoktu. Gayet normaldik.

"Akşama ne yiyeceğiz ya?" dedi Jisoo çimenlere uzanıp. Kıkırdadım. "Ramen."

"Yine mi?" dedi Rosé, Tzuyu ve Jennie aynı anda.

"Bana uyar." dedi Jisoo. Jennie ona dil çıkardı. "Sana her yemek uyar. Yeter artık,her akşam ramen yemekten sıkıldım. Kimbap yapıyoruz. Nokta."

"Jennie reis konuştu hanımlar." dedi Tzuyu gülüp. "Tamam kimbap yiyelim."

Jennie saçlarını savurdu. "Aferin."

"Yoongi de aynı sen. Birbirinize tam uydunuz." dedi Rosé. Tzuyu ona baktı. "Sende Jimin'e bir şeyler hissediyorsun sanki?"

"Ne alakası var?"

"Hadi hadi,"

"Ya Tzuyu!"

"Ay sincabımız aşık mı olmuş?" dedi Jennie ve Rosé'nin saçlarını karıştırdı. Güldüm. "Keşke Jimin bir an önce iyileşse de,onunla güzelce konuşabilsen."

Hepsi bir anda sustu. Rosé'ye baktım. "Sen sakın pes etme. Eminim o bir gün iyileşecek ve sen ona onu sevdiğini söyleyebileceksin."

"Umarım..."

Bir süre daha bahçede vakit geçirdik. Onlarla gülmeyi o kadar çok seviyordum ki...

Akşama doğru eve girdik ve mutfağa geçip yemek yaptık. Benim işim bitince odama çıktım. Kameralarımdan birini aldım ve Jungkook'ların çalışma odasına girdim.

believer || liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin