Medya; Yoongi
Lalisa Manoban
Yaklaşık yarım saattir yoldaydık ve kimse konuşmuyordu. Bir şeyler tuhafıma kaçıyordu ama... O kadar saat bizi bulamamaları biraz tuhaftı...
Şom ağzını açma istersen... İç sesime hak vermeye karar verdim ve başımı cama yaslayıp gözlerimi kapattım. Evimi özlemiştim. Dans kursumu,fotoğraf makinelerimi...
***
"Lisa,uyan!" Jisoo'nun sesiyle sıçrayarak uyandım. "Ne oldu?"
"Hiç, geldik. Kalk hadi." Arabadan biraz sendeleyerek indim. Burası Baekhyun'un eviydi.
Esnedim ve kızların peşinden gittim. Hava yavaş yavaş aydınlanıyordu. İçeri girdiğimizde Jennie kendini koltuklara attı. Evi gayet sade ve hoştu.
"Dördünüz de Chanyeol'ün odasında kalacaksınız." dedi Baekhyun.
"Ben bir erkeğin odasına kalamam." dedi Jennie. Baekhyun ona baktı. "Chanyeol dört aydır buraya uğramıyor. Hem başka misafir odası yok. Diğer odada Kai ve Kyungsoo kalıyor."
"Aman tamam." Hep birlikte Chanyeol'ün odasına girdik. Gayet düzenli ve temizdi.
Kendimi yatağa attım. "Başardık." dedim. Jisoo bana baktı. "Şey, size de tuhaf gelmiyor mu?"
"Ne?" dedi Rosé. Jisoo ona baktı. "O kadar saat bizi bulamadılar. Tuhaf..."
"Şom ağzınızı açmayın. Uyuyun, iyi sabahlar." dedi Jennie ve yatağa girdi. Diğerleri de yattığında gözlerimi kapattım.
Daha uyuyalı birkaç saat olmamıştı ki aşağıdaki gürültüleri duyduk. Jisoo panikle bana baktı. "Lisa, uyan. Jungkook geldi!"
"Olamaz." dedim ve ayağa kalktım. Jennie kapıyı kilitledi. "Hemen kaçmalıyız."
Rosé pencereyi açtı. "Fazla yüksek değil. Atlayalım."
Sıra sıra atlarken en son ben kalmıştım. Tam ayağımı atmıştım ki kapı kırıldı ve Jungkook'un sesi duyuldu. "Lisa! Sakın kıpırdama!" Onu dinlemedim ve aşağı atladım.
Anında koşmaya başladık. Mahallenin sonuna gelmiştik ki siyah bir araba önümüze çıktı. Arkamızı dönmemizle Jungkook ve Yoongi'yle burun buruna geldik.
"Sakın," dedi Jennie silahını Jungkook'a doğrultup. "Sakın bize yaklaşma."
"O silahı indir Jennie." dedi Yoongi. "Kimse zarar görmek istemez değil mi?"
Artık ağlamak istiyordum... Jungkook'a yalvaran gözlerle baktım. "Lütfen..." dedim. "Bırak gidelim. Yemin ederim kimseye seni ihbar etmeyiz."
"Kes!" diye bağırdı. Silahını bana doğrulttu ve "Kaçarak yalancı durumuna düştünüz zaten." dedi. "Benim yanımdan asla ayrılmayacaksınız. Özellikle sen Lisa."
Göz yaşlarım akmaya başladığında Jennie'ye baktım. "Vur onu Jennie." Tek yolumuz buydu...
Jennie titrese de bozuntuya vermedi. "Lisa'yı her zaman dinlerim."
"Umrumda değil. Eğer Yoongi'yi veya beni vurursan, bizde diğerlerini vururuz."
Kahretsin. Nasıl kurtulacaktık?
"Jungkook, lütfen." dedi Rosé. Gözleri dolmuştu. "Bırak gidelim. Kimseye bir şey demeyeceğiz."
"Yalancı." dedi Jungkook. "Baekhyun her şeyi biliyor! Hemen ona anlamışsınız!"
"Biz kimseye bir şey söylemedik!" dedi Jisoo. "Yemin ederim." Yoongi ona baktı ve alayla sırıttı. "Bence artık konuşmayı kesin ve arabaya binin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
believer || liskook
FanfictionLisa yapmaması gereken bir şeyi yapınca arkadaşlarının ve onun başına milyonda bir görülecek şey gelir; seri bir katil onlara sarar... "Senden nefret ediyorum." "Biliyorum." 𝐛𝐭𝐬 & 𝐛𝐩 𝐟𝐚𝐧𝐟𝐢𝐜