ÖZEL BÖLÜM ♥

444 23 11
                                    

23 Eylül 2009

Hani şu ailenin tek ve şımartılmış çocukları vardır ya... Kabul etmek gerekirse ben onlardandım. Her istediğim yapıldığı için hiç "Hayır" denmesine alışkın değildim. Gerçi bu hayatımın mükemmel olduğu anlamına gelmiyordu. 15 yaşındaki genç kızın hayalini kurduğu herşeye sahiptim. Fakat aileniz sürekli iş seyahatlarine çıkıyor ve sizide peşinden sürüklüyorsa maddiyat pekde önemli değildi bu durumda.

Göz ucuyla ayakkabılarıma baktığımda bağcıklarımın açılmış olduğunu farkettim. Hemen bisikletimi kenara bırakıp çözülmüş olan bağcıklara bi düğüm attım. Daha sonra ayağa kalkıp tekrar bisikleti sürmeye başladım.

Nedeni bilinmez ama bugün içimde garip bi his vardı. Belkide farklı bir ülke, farklı insanlar,  farklı bir iklim bende bu hissin oluşmasına neden olmuştu. Tam İtalyada yaşama fikrine alışmışken yine kendimi farklı bi ülkede bulmuştum. Aslında ortama hemen ayak uydurabilen bi kızdım. Bunun verdiği özgüvenle Buenos Aires sokaklarında bisikletle tur atıyordum. Sıradan bi gün daha olduğunu düşünüyordum. Malesef öyle değildi.....

Bisiklet yolunda park halindeki otomobile çarptığımda neye uğradığımı şaşırdım.

"Yok artık, hangi akıllı duran bi araca çarparki..."

Diye söylenerek arabadan indiğinde nefesim kesilmişti. Hayır tabikide ilk görüşte aşka inanmıyordum. Ama özenle taranmış siyah saçları, güneşte kendini belli eden yeşil gözleri... Aman Tanrım kendimi ona bakmaktan alıkoyamıyordum.

"Hemde bisikletle...  Tanrı aşkına bunun için size ehliyet vermiyorlar mı?"

Diye alayla sorduğunda tavırlarının görünüşü kadar iyi olmadığını farkettim. 

MARTİNA: Sizinde bisiklet yoluna araç parkedilmeyeceğini çoktan öğrenmeniz gerekiyordu.

Tek kaşını kaldırıp hafifçe başını salladığında içim gitmişti.  Nasıl bu kadar iyi görünen birinin içinde "ukala bir pislik" yatıyordu.

"Pekala, arka far tamamen kırılmış, iyi iş çıkartmışsın güzelim"

MARTİNA: Hasarı ödememi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz çünkü benim suçum değil.

"Hadi ama Diego Stüdyo'ya geç kalıyoruz"

Diego mu? Adı Diego muydu? Bunu öğrendiğim iyi oldu. Ne diyorum ben. Önemli olan bu değildi. Önemli olan arabadan gelen sesin bi kıza ait olmasıydı.

MARTİNA: İsterseniz kız arkadaşınızı daha fazla bekletmeyin. Ben sizi affedeyim. Ve bu olay hiç yaşanmamış gibi davranalım.

"Biraz daha beklersen ölmezsin heralde Lodovica. Ve sana gelince küçük cadı bu olayı unutabileceğimi pek sanmıyorum doğrusu. "

MARTİNA: Ne istiyorsunuz?!

Artık iyice sinirlenmeye başlamıştım ve o taktığı lakapta neyin nesiydi öyle.
"Sadece bir randevu" Dedi çarpık bi şekilde gülümserken. Ben o an nasıl nefes alındığını hatırlamaya çalışıyordum....

23 Eylül 2010

LODOVİCA: Birinci yılınız şerefine..

DİEGO: O kadar oldu mu yaa.

MARTİNA: Nasıl unutursun  23 Eylül, ilk tanıştığımız günü hatırla.

DİEGO: O gün küçük bi cadı vardı bisikletiyle arabamın farlarını kıran..

Dedi kahkaha atarken hatta o kadar çok gülmüştü ki elini omzumdan çekip  göz yaşlarını sildi. 

LODOVİCA: En komiğide beni Diego'nun sevgilisi sanmandı.

Diye atıldığında Diego'nun  kahkahalarına eşlik ediyordu. Lodovica tabağındaki bütün pastayı aceleyle ağzına tıktığında Diego'yla birbirimize bakıp gülmeye başladık. Tabi Lodo'ya kendine gelmesi için suyu uzatan taraf Diego olmuştu.

LODOVİCA: Benim çıkmam lazım hadi tebrik ederim tekrar öptüm ikinizide..

Çantasını alıp kapıdan hızla  çıkarken gerçekten acelesi var gibi görünüyordu..

DİEGO: Bu kız tam bi...

MARTİNA: Deli..

Diye onu tamamladığımda tekrar minik bi kahkaha attı..

DİEGO: Biliyor musun?

MARTİNA: Neyi?

DİEGO: Seni kendimden bile çok sevdiğimi, hayatımın sonuna kadar hep benimle olmanı istiyorum Tini.. Eğer bir gün ölürsem...

MARTİNA: Shhhh...

Diye onu sustururken iyice kollarının arasına sokulmuştum. Bu anı bozmasına izin vermedim, veremezdim...

23 Eylül 2014

Ve işte o kaza günü.....

MARTİNA: Aşkım şu kemerini takar mısın rica ediyorum :)

DİEGO: Sorun yok yolumuz uzun değil ve birazdan senle güzel bi akşam yemeği yiyip çok eğlenicez :)

Dedi ve dudadığıma bi öpücük kondurdu. Gülümsedim ve gözlerimi yola çevirdiğimde karşıdan bi araba bize doğru geliyordu 'DİEGO!' diye bağırdığımda artık çok geçti. 

------------------------------

Biran da uyandım ve etrafıma baktım Diego yanımda yoktu. Elimi alnıma koyduğumda kan aktığını farkettim. Diego arabaya çarpmamak için direksiyonu kırmıştı ve bi ağaca çarpmıştık. Torpido gözünden telefonumu çıkarttım hemen ambulansı aradım.

-------------------------1 SAAT SONRA----------------------

Hastanedeydik.. Ben muayene olduktan sonra Ameliyathanenin kapısında doktorun çıkmasını beklerken annem gelmişti.Korkulu gözlerle bana bakıyordu.

VALERİA: Kızım iyi misin ?!  Nasıl oldu bu ?! Diego nerde o iyi mi?


MARTİNA: Anne sakin ol ben iyiyim ama Diego ameliyatta ve doktorun çıkmasını bekliyorum deliricem!

Dedim ve daha fazla ayakta duramadım , yere düşüp ağlamaya başladım..Sonunda doktor çıktı gözyaşlarımı silip ayağa kalktım ve cevap arayan gözlerle ona baktım.

MARTİNA:  Evet doktor bey ne oldu uyandı mı ?! Nasıl durumu peki?  Onu görebilir miyim artık?!

DOKTOR: Üzgünüm Bayan Stoessel elimizden geleni yaptık.Fakat hastayı kaybettik ......

Beni Yalnız BıraktınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin