Beni Yalnız Bıraktın 23. BÖLÜM

417 23 2
                                    

MARTİNA: Ahh Tanrı'ya şükür sensin..

XABIANI: Bunun için odana çıkabilirsiniz Tini.

Derken kahkaha atıyordu. Jorge'ye baktığımda onunda bana çaktırmadan güldüğünü farkettim. Hemen yanımdaki yastığı Xabi'ye attığımda tek eliyle yakaladı.

XABIANI: Bunu yapmamalıydın küçük hanım..

MARTİNA: Sen bu evin yolunu biliyor muydan abicim?

Dedim tek kaşımı kaldırarak çünkü Lodo onu terkettiğinden beri eve uğramıyordu.

XABIANI : Bavulumu toplamaya geldim.. Gidiyorum...

MARTİNA: Ne! Ha-hayır izin vermem, veremem.. Beni tekrar terketmene izin vermem!!

Ben sinirle ayağa kalktığımda Jorge'de beni yatıştırmak için elimi tuttu. Ama o bile beni sakinleştirmemişti. Nasıl bu kadar rahat bi şekilde gidiyorum derdi?

XABIANI: Şişşşt sakin olur musun. Babamla birlikte İtalya'ya gidiyoruz hem annemi yalnız bırakmamak için hemde babamın bazı işleri var. Bende biraz kafamı dinlemek istiyorum Tini buna ihtiyacım var...

Bunları söylerken sesi hüzünlüydü. Ama haklıydı, gerçekten buna ihtiyacı vardı..

MARTİNA: Haklısın... Pekâlâ o zaman tamam gidebilirsin ama çabuk döneceğine söz ver.

Dedim gülümserken. İki kolunuda sonuna kadar açarak bana kafasıyla "Gel" diye işaret etti. Bu, çabuk dönmeyeceğine işaretti ama o an pekde umrumda değildi..

Jorge'nin elini bırakıp koşarak Xabiani'nin kollarının arasına sokuldum.

MARTİNA: Seni... Özleyeceğim....

XABIANI: Bende... Bende seni...

Burnumu çekerek kollarından ayrıldığımda Jorge'yle, benim hiç bi zaman anlam veremediğim erkek tokalaşmalarından birini yaptılar. Daha sonra Xabiani koşarak odasına çıktı.

JORGE: Hadi yeni evimize bakmaya gidelim sevgilim.

--------------- LODOVİCA ------------------

Şu "Nasılsın, iyi misin, bende iyiyim teşekkür ederim" faslını geçtikten sonra asıl konuya ne zaman geleceğini merak etmiştim.

ALEJANDRO: Bak Lodovica seni uzun zamandır tanıyorum, Martina'dan bi farkın yok benim için. Elbette evlenmenize izin vermediğimi herkes gibi sende merak ediyorsundur.

LODOVİCA: Bakın ben bununla ilgili konuşmak istemiyorum artık. Lütfen bu konuyu kapattım ben, hiç açılmamak üzere hemde.

ALEJANDRO: Bak bilmen gerekenler var. O yüzden otur ve beni dinle.

İstemeye istemeye sandalyeye tekrar oturduğumda derin bir nefes daha aldım. Evet, işte başlıyorduk...

ALEJANDRO: Seni çok iyi tanıdığımı söylemiştim ama oğlumuda tanıyorum. Yıllar önce bizi terkettiği gibi, senide yarı yolda bırakır diye korktum. Eğer onun gerçekten evlenmek istediğine inansaydım, izin verirdim.

LODOVİCA: Eğer oğlunuzu gerçekten tanısaydınız böyle bişey yapmayacağınıda bilirdiniz. O size karşı gelmemek için bu durumu kabullendi.

ALEJANDRO: Xabiani gidiyor Lodovica...

LODOVİCA: Ne...Nereye?

ALEJANDRO: Akşam ilk uçakla İtalya'ya gidiyoruz. Onun sorunlardan kurtulma şekli bu. Kaçmak...

LODOVİCA: Bende sizinle havaalanına kadar gelebilir miyim? Son kez de olsa görmek istiyorum.

ALEJANDRO: Tabiiki.

---------------

Havaalanına geldiğimizde bi sandalyeye oturmuş bavulunun fermuarıyla uğraşıyordu. O hali bile beni gülümsetmişti.

Yanına oturduğumda şaşkınlık içinde bana baktı. Ona gülümsediğimde yüz ifadesi bomboştu. Bu sırada Bay Alejandro Xabi'nin pasaportunu ve biletini almış, bizi başbaşa bırakmıştı.

Hiç beklemediği anda ona sarıldım. Sanki ihtiyacım varmış gibi kokusunu içime çektim. Sanki bir daha sarılamıyacakmışım gibi....

LODOVİCA: Gitme....

Beni Yalnız BıraktınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin