----------------------- JORGE -------------------------
"SENDE BENİ YALNIZ BIRAKTIN"
Kahretsin...! Evet onu yalnız bırakmıştım.. Hemde ondan vazgeçmiyeceğimi söylediğim halde.. Şimdi ne durumdaydı kim bilir...
Tabaktaki yemeğimle biraz uğraştıktan sonra masadan kalktım. İştahım kaçmıştı zaten. Arabanın anahtarlarını aldıktan sonra telefonuma mesaj geldi..
GÖNDEREN: Meleğimmm
"Tini'den haber alamıyoruz Jorge.. Tamam küçük bi çocuk değil fakat başına bişey gelmesinden korkuyoruz :/ 2 gündür ortalıkta yok.."
Ahhh harika şimdi vicdan azabı çekmeye başlayabilirdim..
GÖNDERİLEN: Meleğimmm
"Nerdesin Mechi?"
GÖNDEREN: Meleğimmm
" Xabiani, Lodo ve ben Fashion Cafe'deyiz.. Seni bekliyoruz."
--------------------------
Bu cafe çok renkliydi.. Duvarları karikatür resimleriyle kaplıydı.. İçeri girdiğimde bizimkiler cam kenarındaki masada beni bekliyorlardı.. Kapıda dikilmeyi bırakıp yanlarına doğru ilerledim..
JORGE: Selam :)
LODO&MECHİ&XABİANİ: Selam :)
Biz selamlaşırken garsonda siparişimi almak için yanıma geldi. Garson bi kızdı.. Saçları düz ve kızıl, gözleriyse deniz mavisiydi. Kıza göz kırpıp kafamı çevirdiğimde Xabiani'yle gözgöze geldim fakat çok kızgındı. Sanki kız kardeşini üç çocukla ortada bırakmışımda aldatıyormuşum gibi bakıyordu...
JORGE: Pekala, ben bi sütlü kahve üzerinede biraz Brandy eklerseniz sevinirim ;)
GARSON: Peki efendim :)
Kız uzaklaşırken bizimkiler gözlerini dikmiş bana bakıyorlardı.
MECHİ: İçmek Tini'yi geri getirmiycek Jorge. Onu bi tek sen bulabilirsin..
GARSON: Siparişiniz efendim ;)
JORGE: Ah teşekkür ederim ;)
GARSON: Rica ederim ;)
JORGE: Bu arada dediğin gibi Tini çocuk değil yani başına bişey geliceğini sanmıyorum.
LODO: Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun anlamıyorum doğrusu..
JORGE: Bilmem :)
Kahvemi yudumlarken fincanın yanındaki küçük kağıt dikkatimi çekti..
NOT " +54........... Bu telefon numaram ,aramanı bekliycem -Alessia"
Kağıda bakıp gülümsedikten sonra ismini fısıldadım "ALESSİA" Kahveyi kafama diktikten sonra bir anda ayağı kalktım.
JORGE: Sıkıldım...
MECHİ: Ne?!
JORGE: Sıkıldım dedim Mercedes! Eğer onu bulursanız banada haber verirsiniz.. İşlerim var bilmem farkındamısınız ama Stüdyo'da çalışıyorum.
Ona ilk defa ismiyle hitap etmiştim , ya Mechi yada civcivim derdim.. Ama direkt ismini söylemiştim.. Gözleri dolu dolu bi şekilde ayağa kalktı.. Kafasını pişmanmış gibi sallayarak konuşmaya başladı;
MECHİ: Sen çok değiştin.. Sevdiklerine değer vermeyi ne zaman bıraktın Jorge Blanco.. Ne zaman?!
Çok güzel... Sevdiğim insanları yavaş yavaş kaybediyordum.. Önce Tini'yi sonrada Mechi'yi kaybetmiştim. Bu ben miydim? Gerçekten ne ara bu hale gelmiştim..
Alessia'ya göz kırptıktan sonra cafeden ayrıldım.. Eve gitseydim kendi düşüncelerimle boğuşurken kafayı yerdim.. Arabayı sahil kenarına park ettikten sonra herhangi bi banka oturdum....
------------------------ MARTİNA ---------------------
İşte ordaydı... Ayrıldığımız için üzgün müydü yoksa hala bana kızgın mıydı? Onu seviyordum ve bundan emindim.. Ortadan kaybolduğumda benim için endişelenmiş miydi acaba....
Daha fazla duramadım ve banka doğru yürümeye başladım. Yanına oturdum ve başımı omzuna koyup elini tuttum..
"SENİ ÖZLEDİM"
*********** YAZAR NOTU *************
Jorge'ye yapıcağınız her türlü eleştiriye açığım kızlar ama yorumlarınızı bekliyoruum :) Bu arada bilmeyenler için söylüyorum Brandy bi çeşit alkol şarabın başka bi versiyonu gibiii :) Siz Jorge'nin bu durumu hakkında ne düşünüyorsunuzz ?
Medyada Jorge Tini ve Alessia vaaar :D
-ÇAKİ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Yalnız Bıraktın
Fanfiction"Yalancı" deyip doğruldum ve yüzüne baktım. İkimizde bi an ciddileştik. Dudaklarına bakıp biraz yaklaştım ve bu sefer ben onu öpmeye başladım. Bu bizim ilk öpücüğümüzdü. Bi anda geri çekilip "Seni Seviyorum" dedi. Gözlerine bakıp "Bende...