Sinirle telefonumun tuşlarına bastım.
Kime: ''Gerizekalı''
Sanane.Umrundamı?
Gözlerimi devirip telefonumu cebime tıktım.Gerizekalı ya bu.Onur sordu.
''Noldu kanka?''
''Hiiç.Gıcık olduğum bir kız.'' telefonum titreyince yine gözleirmi devirdim.Bugün göz devirme günüm heralde.Telelfonumu aldım.Kimden: ''Gerizekalı.''
Uçarım bak sana burdan.Tabiki umrumda.Biz seninle çıkıyoruz.
Kime: Gerizekalı
Onur'a söyleseydin o zaman.Ve biz çıkmıyoruz.Sevgili gibiyiz ama çıkmıyoruz.
Kimden: Gerizekalı
Hıııı ok bebeğim.Okulda görüşçez.
Yine yine ve yine gözlerimi devirdim ve telefonu cebime tıktım.Okula 2-3 metre kalmıştı.Yani okulu görüyorduk.Kolundaki elimi çektim.
''Kanka, bak bişey mi oldu?''
''Ya kanka olmadı cidden bak.''
''Peki,sen öyle diyosan.''ufff.yine bi alınganlık yine bi trip.Allam yaa.Sınıfa geçtik.Şahsen tekli sıraya oturmayı tercih ettim.Onur da arkamdaki tekli sıraya oturdu.Dersss, Kimyaaa.Hoca dersi anlatmaya başladı.
''Evet çocuklar,bugün, derimizdeki sinirlerin kuvvatini öğreneceğiz.Mesela, birini cimcirirsek,canı yanar değilmi? Evet canı yanar.Çünkü derideki sinirler urartılar yoluyla beyine bu hareketi iletir, ve sonucunda beyin ve omurulik porçuğu kontrolünde acı hissedilir.Örnek vermek isteyen?''
Kıvanç elini kaldırdı.Zaten anca örnek verirsin aq.Tahtaya çıktı.
''Hocam, Onur gelebilir mi? Kanka gel örnek verelim.''
''Tamm kanka.''Onur da tahtaya çıktı.Kıvanç ve Onur karşılıklı ayakta duruyorlardı.
''Mesela hocam, Onur benim kız arkadaşıma yavşarsa, ben de ona aynen böyle yumruk atarım.''Onura acaip kötü bir yumruk attı.Onur da yere düştü.
''İşte hocam bakın, böyle yere düşer.Ve ben, benim kız arkadaşımla konuştuğu için, ben ona böyle tekme atarım.'' dedikten sonra yerde duran Onur'a tekme attı.Onurun inlemesi duyulurken şoktaydım.Kıvanç bileğimden tuttuğu gibi dışarı çıkarmaya başladı.
''Yaaa napıyosunn? Bıraksanaaaa.'' umursamadan koltuğa beni fırlatıp (!) o da arabanın direksiyonuna geçti.
''Of napıyosun Kıvanç! Saçmalamayı kesersen!''
''Saçmalayan kimmiş yaa! Asıl sensin saçmalayan! Onurla bu kadar yakın olmanı istemiyorum!''
''Neden?! Batıyomu?!''
''Hayır tamam mı?! Kıs-ka-nı-yo-rum!!!''Öylece kalakalmıştım.İnanılmaz şoktaydım ve ancak arabayı fren yapıp bana baktığında yüzünü farkedebilmiştim.Gözlerinin altı mosmordu, elmacık kemiğinin orası morarmıştı,saçları dağılmıştı.Çökmüştü.Ona,ona,ona kıyamıyordum.Bana öyle bakmasına ve haline dayanamayıp sıkıca sarıldım.Kokusunu o kadar çok özlemiştim ki.Kokusunu içime buram buram çektim.
''Naptın sen yüzüne???''
''Hiç.''
''Söyle!''
''Dövüşlere gittim.''
''Ne?! Gerizekalımısın?!''
''Umrundamıyım?''
''Of gerizekalı.Çocuk gibisin.kapris yapma.Bir daha dövüşlere gittiğini duyarsamm, seni s*kerim çocuk.''
''Olmayan şeyinle mi?''
''Yapmacık şeyle.Balonla.Orasını bana bırak.Ama birdaha gidersen var yaa gebertirim seni.''
''Az önce s*kerim diyodun?''
''Gebertene kadar s*kerim o zaman.''
''Oha.Tamam gitmiyorum.''
''Bencede.''Saçlarmı kokladığını hissedebiliyordum.Demekki topuzum bozulmuş.Yada bozmuş.
''Özlüyorum seni Kıvanç.Sensiz eksik gibiyim.Yarım parçam yok gibi.''
''Ya ben? Ölüyorum.Sensiz yapamıyorum.O kada muhtacım ki sana.Küçücük çocuk gibi.''
''Biz birbirimize aidiz kıvanç.Sadece birbirimize.''
''Biliyorum.O yüzden seni araba koltuğuna fırlattım.''Hala sarılıyorduk.Sanki,sanki 10 yıldır görüşmüyormuşuz gibi kenetlenmiştik birbirimize (Medya) Çalan telefonuma baktım.Bilmediğim bir numaraydı.Kıvançtan ayrılmaya çalıştım ama bırakmıyordu öküz.
''Kıvanç bi bırakırsan? Telefonum çalıyooo.''
Çırpınmamla kurtuldum.Yoks abırakmazdı öküz.Çalan telefonu açtım.
''Aloo?''
''Alo? Ayda hanım ve kıvanç bey, ben okul disiplin kurulu başkanı Serra Özkan.Okula geliniz.''
''Ne? Nedenn?''
''Okulu sürekli ektiğiniz, ve kurallara uymadığınız için.Bekliyorum.''dedikten sonra telefonu kapattı.İşte şimdi sıçmıştık.Annemler de burda.Ne bok yicem?
Olanları Kıvança özetleyip okula gittik.''DİSİPLİN KURULU'' yazan kapıdan içeri girdik.Mahkeme salonu gbiydi ve küçük odacıklar da vardı.Odacıklardan en küçüğünde ''Serra Özkan.'' yazıyordu.İçeri girdik. En fazla 35'inde olan bir kadın kırmızı koltuğunda oturuyordu.
''Buyurun.''onun koltuğu gibi kırmızı olan 2 koltuğa oturduk.Oda beyaz masa, beyaz minicik duvar kitaplığı, 2 çerçeve ve 1 manolya çiçeğinden oluşan kutu gibi biryerdi.
''Bakın, size insaflı davranacağım.Çünkü bende gençtim.Bilirim aşkı,meşki.Duyduğum kadarıyla evlenecekmişsiniz de.Pek güzel hayırlı olsun.Ancaak, siz okulun düzenini bozuyorsunuz arkadaşlar.Olmaz ki.Sizi disipline falan vermeyi düşünmüyorum.Uzaklaştırma da vermeyeceğim.Sadece, okulumuzun Ankaradaki yatılı ve disiplinli bölümüne göndereceğiz sizi.Orası da aynı burası gibidir.Buradan fazla küçüktür.Ama disiplinli,anlayışlı bir müdiresi ve personeli vardır.Ailelerinizle görüştüm.Sizi Ankaradaki kız-erkek karışık ve tekli odalara sahip Ankara Özel Yatılı Şans Kolejine gönderiyoruz.''
Ne yani? Sırf okulu ektiğimiz için Ankaraya mı gidiyoruz ya? Ne saçma.Ama neyseki tüm arkadaşlarım orda.genelde herkesin okulu Ankaraya düşmüş de.
''Hafta sonları dışarı çıkabilme izinleriniz olacak.Yani cumartesi sadece saat 13.00-15.00 arası, pazar günü de sadece akşam altıdan önce olmak üzere yalnızca 1 saat.''
''Pardon da, anaokulu yaşıtı gibi mi duruyoruz?''
''Sözlerimi bitireyim delikanlı.Okulun bahçesi yok.Odalar da küçük.İşte cezanız.Lütfen odadan çıkın.İşlemler başlatıldı.Yarın saat 14.30uçağıyla ankaraya gidiyorsunuz.''İkimiz de şakınlıkla odadan çıktık.
''Belki e güzel olur.Zaten odalar tekliymiş.Oda arkadaşı derdi yok.''
''Herneyse.O kadar takmıyorum.sen de geliyorsun ya zaten.''Oha diyorum Kıvanç sana.Romantikleştin amk...........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAZAK
ChickLitHayatını oradan oraya sürükleyen bir kız, ve onu takip eden bir yakışıklının hikayesi. Diğer Kitaplarım: -BENİMLE KAL -Küçük Yazar -Murder -Kızlar İçin Tavsiyeler