25. Bölüm

228 4 0
                                    

Korkudan ne yapacağımı bilemez hale gelmiştim.Adım sesleri yaklaştığında iyice korkmaya başladım.
Böyle ot gibi duramayacağıma göre, hemen birşey yapmam gerekiyordu.Bende hemen balkon duvarına çıktım.Ellerimi çatının kararmakta olan kiremitlerinden birine sabitledim ve yaklaşık 60 metre yukarıdan kendimi iterek çatıya çıktım.
Çatıya çıkmamla kapı açıldı hışımla.Bende çatının en ortalarına ilerledim iyice.Beni göremeyeceklerini umarak.Bir yandan da dua ediyordum.
Çatı iyice soğuktu.Saçlarım rüzgara karışmış, hızla savruluyorlardı.Aşağıdan sarhoşluğun verdiği karmaşık sesler ve anlayamadığım cümleler geliyordu.
Ellerimi iyice sabitledim kiremitlere.Düşecekmişççesine.Sesler kesildi bir süre sonra.Ayak sesleri uzaklaştı.
Bende korka korka indim çatıdan.Aşağıya baktım yavaşça.Köşede, sigara içiyorlardı.
Artık burda daha fazla kalamazdım.Yavaş yavaş aşağı indim.Çıkış kapısına vardığımda etrafa baktım.Hala ordalardı.Konuşmalarını duyabiliyordum.
''O kızla işimiz bitmedi.Elbet yakalayacağız.Ve yakaladığımızdaa'' ardından iğrenç kahkahalar...
Yavaşça kapıdan çıktım.Köşeden köşeden gidiyordum.Aramızda 50-55 metre vardı.Ama yine de ses çıkarmamaya özen gösteriyordum.O sırada telefonum bangır bangır çalmaya başladı ve tüm gözler bana döndü.Hemen telefonu cebime koydum ve hurra koşmaya başladım.
Arkamdan geldiler mi onu bile bilmiyordum.Arkama bakmıyordum ki.O sırada birine çarptım.Aklıma hemen wattpad hikayeleri,diziler ve filmler geliverdi.Bu kişinin, o serserilerden biri olmaması umuduyla kafamı kaldırdım.
Bu, bu!!!! Bu Kıvanç'tı!!!
''S-s-s-sen!'' bana bön bön bakıyordu gerizekalı.
''Senin.Burda.Ne.İşin.Var!!??
''Ankarada kalamazdım değil mi.Çünkü siz bana küsmüştünüz.Herpiniz.Kuzenim bile.Bende İstanbula geldim.Oldu mu?''
''Oldu!''
Omzuna omuz atıp yine koşmaya başladım yokuş aşağı.Arkama ancak o zaman bakabilmiştim.Kimseler yoktu.Biraz daha koşunca peşimde olmadıklarından emin oldum.
Yürümeye başladım bu sefer.Yine telefonum çalınca ekrana baktım 'BORA'
''Kızım nerdesin sen!!''
''Çok ama çok uzun hikaye Bora.Sonraanlatırım.Eve gidiyorum şimdi.''
''Ben evdeyim.Galata kulesinin önünde seni gördüm.Gel bak burdayım diye aradım.Sen koşmaya başladın.Anlamadım.Telefona da bakmaadın.''
''Ya uzun hikaye diyorum ya.Hadi kapat.''
Telefonu kapattıktan sonra içimden bir 'le havle' çektim.Şehirmerkezinde taksiye bindim ve evin hemen nünde indim.
Zile basmamla kapı hemen açıldı.Annem.
''Kızımmm! Nerelerdesin senn!!??''
''Biraz dolaştım annee.''
''Ya kzım o kadar çok merak ettik ki seni! Ölüyorduk meraktan!'' bunu söyleyen de Cansuydu.
''Ya sadece dolaşırken biraz ekşın yaşadım.O kadar yani.''
Koltuklardan birine oturdum.
''Anne Kıvanç İstanbula gelmiş.''
''Evet biliyorum.Annesi söyledi.Kadının sana selamı var.Seni hala çok seviyor ve geçmiş olsun diyor.'''
''Saolsun.''
Annem dertli gibiydi.Koltuğa oturdu yavaşça.
''Anneee.Çıkarırmısın şu ağzındaki baklayı.''
''Ne ne baklası ya? Bişeyim yokki benim.''
''Anneee.''
''Üf tamam tamam pekala.Ya şey kızım.Biz babanla konuştuk.Ve dedik ki.''
''Evet?''
''Biz seni bu halinle ceza okuluna falan gönderemeyiz.Zaten iyi bakım yapılmıyor dedik.Yani seni ceza okulundan aldık.''
Herkeste bir bakışma yaşanmıştı.Cansu,Batı,Kağan,Pelin,Bora.Bunlara elveda deme zamanıydı demek.Annem yine söze başladı.
''Benim de artık İzmir'e.İşime dönmem gerekiyor.Seni burda da yalnız bırakamayız.Yani birşey olsa falan, ne yaparız?''
Annem yine devam etti.
''O yüzden yarın, arkadaşların akşam  7 uçağıyla Ankara'ya, biz de akşam 9 uçağıyla İzmir'e dönüyoruz.Özür dilerim çocuklar.''
Bakışmalar devam etti.Aslında annem haklıydı.Çocuğuyum sonuçta ve, benim onun yanında olmamı istiyor.Çok doğal.
Ama, arkadaşlarım? Cansu? Kağan? Batı? Pelin? Bora?
''A-a-ama'' Cansu ağzını kapadı sonra.Gözyaşları sel gibi akmaya başladı.Pelinin de.Benim de.Sessiz sessiz ağlarken, birbirimizin ağladığını görünce sesli sesli ağlamaya başladık, ve biz bu 3 kız, hıçkırarak ve sarılarak ağlamaya devam ettik.
''Baın daha 1 gününüz var.Harap etmeyin kendinizi.Ara sıra buluşursunuz.Hem bak  kızım, Ayda'cığım.İstanbul'a gelirken de ağlamıştın.Yeni arkadaşların oldu.İzmir'de de en yakın arkadaşın var.Lale.''
Doğru ya, bir gn bile araşamamıştık birbirimizleLale'm vardı orda.Onunla 3 yaşından ber arkadaştık biz.
''evet orda da lalem var ama anne, cansu, pelin batı?? Kağan?? Bora?? Onlarla da kısa zamanda o kadar çok şey yaşadık ki.''
''Biliyorum kzım ama, lütfen harap etmeyin kendinizi.Elbet kaderler bir gün birleşir.''
********************************** YARIN *********************************
Gözyaşlarımı silip balizime bir bluzumu daha yerleştirdim Bavula.Ankara'daki herşeyim gelmişti İstanbula..Annemin adamları aracılığya.Her yerde adamları vardı mübarek.
Bu valiz de dolunca, kapattım fermuarı.
Ardından, yatağa koyduğum kıyafetleri elime aldım.
Beyaz bir muz çorap, lavivert kısa pileli etek, lacivert bol ve salaş bir kazak.Altıma da lacivert diz kapağımda biten bir çizme.Kıs asaçlarımı da köpükle dalgalandırmıştım.
Bavullarımı yatağın üstünden gardrobun yanına taşıdıktan sonra, eski odama bir kez daha baktım.İzmir'deki odam, daha büyüktü ve daha güzeldi.Ama ne bileyim.
Bu oda için değildi ayrılmak istememezliğim, arkadaşlarım içindi.Dostlarım.
Onlar olmadan ne yapardım bilmiyordum ama, elbet alışacaktım.
Kendime acı acı gülümsedikten sonra çıktım odamdan.Aşağı indim.
Herkes valizlerini hazırlamış, hazırlanmıştı.Bora yanıma geldi.
''Al.'' elindekine baktım.Piano gösterisi biletlerimiz.
''Gidemedik.'' dedim elinden yavaşça kağıtları alarak.
''Olsun.Sende kalsın.Benden bir anı.Ve birşey daha vereceğim.'' dedi ve cebinden çıkardığı halhalı bana uzattı.
''Hatırladın mı? Kıvanç sana vermişti.Ama düşürmüştün.Sonra bende kaldı.'' halhala baktım.Onu da aldım.
''Buna ihtiyacım olacağını sanmıyorum.'' dedim ve birdaha çok uzun süre sonra buraya geleceğimi bildiğim için buradaki masaya bıraktım halhalı.
''Saklasaydın keşke.Anı olurdu.''
''İnan bana, isteyeceğim en son şey ondan bana bir anı kalması.'' sonra elini belime doladı ve sarıldık.
Sonra Batıyla, sonra Kağanla.En kötüsü de Cansu ve Pelinleydi.Az sonra gideceklerdi.Birdaha hiç görüşemezdik belki de.
***************************************
Bizimkileri bindirdikten sonra bizde annemle bindik uçağımıza.Yanyana annemle oturduk.
Bacak bacak üstüne atıp kemerlerimi bağladım ve kitabımı çıkarıp okumaya başladım.Kaç gündür de adam gibi uyuyamadığım için yumdum gözlerimi.
......................................................................................................
''Hadi canım geldik.'' gözlerimi hafifçe araladım.Yuh yani.5,5 saat boyunca uyumuştum ha? Yuh Ayda.Yuh sana.
Siyah zımbalı çantamı aldım ve diğer herkes gibi bende çıktım uçaktan.İzmir kokuyordu.İzmir'im.
Çok sosyete bir havalimanı olduğu için herkes şıktı.Bende ellerimle hafif bir düzenleme yaptım saçlarıma.Dalgaları aynen duruyordu.Elidor sağolsun.Telefonuma baktım.29 mesaj vardı.
3 tanesi bizim gruptakilerdendi.Ankara'ya varmışlar.
8 tanesi Lale'mden di.
'Geldin mi pikaçuuu?'
'Lan aq.Aramıyodun zaten bi cevap ver.'
'Tamam anladım uyuyosun.'
'Uyuma mk.'
'Delirdim.'
'Tm kes.'
'Lan piç.'
'üf.'
Diğerleri kurum-kuruluş-vodefone'dandı.
Telefonumu sıkıntıyla kapattım.Oksijen tüpümü kontrol ettim.
''Kızım baban yoğunmuş o yüzden bizi Hayrullah almaya gelicek.'' Hayrullah abi bizim şoförümüzdü.Yani babamın şoförü.Beni annem bırakırdı.Genelde.
Hayrullah abi görüş açımıza girince tebessüm ettim.Çok tatlı adamdı.Gerçi bizimle çalışan herkes tatlıydı.
Hizmetçiler, temizlikçiler, aşçılar.
Baya zengin bir ailemiz vardı.Kökünden beri zengindi Demir'ler.
Valizleri bagaja yerleştirdikten sonra arabaya bindik.Hayt-rullah abi geçmiş olsun falan dedi.Ama bu muabbetleri fazla sevmediğimi bildiği için uzatmadı.Evimizi gördüğümde gülümsemeden edemedim.Özlemiştim  evimizi.
Lacivert-Bordo boyalıydı ev.3 kat zeminde. 5 kat yukarıda olmak üzere 8 katlıydı.Büyüktü.Odamın balkonunu da gördüğümde gülümsemem sırıtışa dönüştü.
BEKLE BENİ İZMİR.BEN GELDİM.

KAZAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin