''Kızzzıımm kaaaalkkkk!!!'' annemin 16. uyandırmak isteyişiydi ama sanki koli bandıyla yatapa yapıştırılmış gibiydim.Artık omuzlarımdan tutup sallıyordu salak karı.
En son kalkmak zorunda kaldım.Neden mi? Facebook'umu kapatacağını söyledi de ondan.
Esneye esneye,gerine gerine lavaboya gittim.Yüzümü yıkadım, tuvalete girdim.
Sonra yeniden odama geldim.Dolaptan siyah pantolon,beyaz gömlek,siyah pantolon askısı+siyah papyon çıkarıp giydim/taktım.
Altıma siyah,bağcıkları beyaz olan vanslarımı giydim.Siyah oje sürdüm.Saçlarımı taradım.
Ve inanın bunların hepsini 15 dakikada yaptım dostlar.ANNE TEHTİDLERİYLE.
Parlatıcı,göz kalemi,siyah eilener sürdükten sonra hazır oldum.Siyah omuzdan asılan adidas çantama da dün okuldan aldığımız kitapları ve ders programını yerleştirdim.Aynı zamanda defterlerimi.
Çantayı omzuma astıktan sonra aşağı inip bir güzel kahvaltı yaptım.Ne ydim biliyor musunuz?
SÜTLÜ COCOCOPS.
Nefis (!) kafvaltımı bitirdikten sonra tezgaha koydum.Dişlerimi gırçaladım ve ağzıma naneli sakız attım.Gömleğimin kollarını kıvırmayı da ihmal etmedim tabikiside.
Daha sonra annemle arabaya bindik.
''Anne babamı hiç görmedim?''
''Çok yoğun bu aralar.Sana söyledim.Şirket batmak üzere.Şirketi kurtarmaya çalışıyor.Ama asla Kıvanç'la evlendittirmem seni.Asla.''
Dediğine cevap vermedim.Ne cevabı verebilirdim ki yani.
''Kızım geldik.''
''Görüşürüz anne.'' dedim ve indim arabadan.Okulun içine giriş yaptım.Tam oksijen tüpümü kontrol ediyorken hayvan gibi birine çarptım.Siyahlara bürünmüş bir taş çocuk.
''Ne o bücür? Beni göremed,in mi? Yoksa gördün de mükemmelliğimden mi etkilendin?''
He canım mükemmelliğinden etkilendim.O kadar mükemmelsinki.Egoist pislik!
''Muhteşemliğinden etkilenmem için önce benim içim mükemmel olmalısın, kendi görüşünle değil.''
Etraftan bir 'owww!' sesi yükselirken omzuma elini attı biri.Laleydi bu.
''Ve Ayda lafı koyar.'' o sıradayine beni ezmeye kalkıştı gerizekalı egoist.
''Ooo bücür konuşmayı biliyormuş.''
yine bir 'oww' sesi ve yine ben lafı koyarım.
''Burada konuşulması şaşılacak olan biri varsa o da sensin.Bilirsin hayvanların konuşması ilginçtir.''
Daha sonra omzumla omzuna çakışım ve okulun içine giren kapıya yönelişim.Oww sesleri hala devam ederken zaferle gülümsedim.
Yaa işte Koçum.Bana bulaşmayacaksın.
Arkadan beni yıkan son darbesini vurdu.
''Kanser bir kızdan böyle büyük laflar almak ne kötüü!!'' imalı imalı söylemişti bunu.Yine oww sesleri.
''Sende egoistsin.Ben birşey diyormuyum?'' dedim ve çıktığım merdivenlerden ona bakarak göz kırptım.
Orda öylece kalıvermişti işte.Yaa benle uğraşmayacan.
Laleyle birlikte okula girdik.
''O kim?'' dedim bıkkınca.
''Bilmem.Sadece okulun ilk günü gördüm onu.Adını falan bilmiyorum.''
''Çok egoistti ve hayvandı.''
''Kesinlikle.''
Koridorun sonundaki sınıfta durdu.İçeriye baktım.
''Bizim okulda sınıflar böyle.Yukarıya doğru uzanıyor, konferans salonu gibi.''
Çok büyüktü sınıflar.Çok büyüktü.Konferans salonu gibiydi gerçekten.Kocaman, neredeyse duvar boyu bir tahta vardı.Ve en az 250 koltuk.
''Hangi dersler olur?''
''Teknoloji tasarım, çizim dersleri, bilgiseyar yapıtaşcılığı gibi dersler.Matematik türkçe falan yok.''
''Oha çokk iyiii.'' dedim ve keyifli keyifli gülümsedim.
''Aynen.'' zil çalınca görüşürüzleştik ve ben bizim sınıfa girdim.
Salon tam dolu değildi.Herkes beni ilk kez gördüğü için dikkatli dikkatli bakıyordu.
arkalardan, ama çok da arkadan olmayan hemen korşdor tarafındaki açılıp kapanan sandalyelerden birine oturdum.Herkesin konferans salonunda olmuştur öyle koltukları.Oturuyosun, bi kalkıyosun hemen katlanıyo sandalyeler.
Birkaç dakika sonra sınıfa 5 kişi daha girdi.ve içlerinde, üstelik de en önde o çocuk vardı.Sabahki egoist!!
Bana alaycı bir sırıtış attıktan sonra karşımdaki koltuklara oturdular.Kötü olan, o da koridor kenarına oturmuştu.!!!
Birkaç dakika sonra bayan bir hoca sınıfa girdi.Yüz hatlarını seçemiyordum.Çok büyük bir salondu ve ben hocadan baya uzağı oturmuştum.Sesini nasıl duyucam bilmiyorum.
Hoca sınıf defterini doldurduktan sonra köşedeki mikrafonu aldı eline.
Demek mikrafonla konuşacaktık.
**************************************************************
Sıkıcı bir okul gününden sonra annem aradı.Evde kimse yokmuş.Tüm hizmetlileri iş yerine gitmiş.Bugün işi yoğunmuş ve onların yardımına ihtiyacı varmış.
O yüzden ben de Lale'nin annesi Leylak teyzeyle gittim eve.Leylak teyze çük lüks bir restoranda aşçıydı.Yemekleri çok güzeldir.Ve normal aşçılar gibi değil hani, o kadar tanınmış bir aşçı ki.Leylak Mutlusever.
Lale'nin babası, avusturalyada yaşıyor.Annesi ve babası ayrı.Babası yerleşik hayatı ve türkiyeyi sevmiyor.O yüzden ha geziyor ha geziyor.
''Kızım bizim Leyla ile çarşıda işlerimiz var.Gelmek ister misin?''
''Yok saol Leylak teyze.Benim de evde yerleştirmem gereken şeyler var.Yine de saolun.'' dedim ve Leylayla vedalaştıktan sonra indim arabadan.Eve gelmiştik zaten.
Anahtarı annem hep arka bahçedeki saksılardan birinin içine koyardı.
pembe saksıdan anahtarı çıkardım ve kapıyı açtım.Tam kapatacakken bir el durdurdu kapıyı.
''Selam.Bücür.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAZAK
ChickLitHayatını oradan oraya sürükleyen bir kız, ve onu takip eden bir yakışıklının hikayesi. Diğer Kitaplarım: -BENİMLE KAL -Küçük Yazar -Murder -Kızlar İçin Tavsiyeler