22. Bölüm (Kanser bir Kızın Var)

281 5 0
                                    

Ne kadar zamandır sarılıyorlardı? Anlamamıştı genç kız.Bir süre sonra ayrıldılar.Korkuyla bakıyordu genç kız delikanlıya.Onu kaybetmekten korkuyor olmalıydı.
Kız,delikanlıya karşı birşey hissetmiyordu.Sadece onu çok iyi bir dost olarak görüyordu.
''Yakışmış.'' anlamamıştı genç kız.O kadar derin düşünüyordu ki.
''Anlamadım?''
'' Saçların.Oksijen tüpü borusu.Yakışmış.'' kız başını salladı.
''Teşekkürler.'' Tebessüm etti oğlan.
''Ben gideyim.Sen de dinlen.''
''Görüşürüz.''
''Görüşürüz.''
-AYDA AĞZINDAN-
O gidince bende koltuğa oturdum.Yumuşak beyaz bir koltuktu.Olanları sindirmeye çalışıyordum hala.Kanser olmak ve ben.Vay canına.Çok cool tanrım.Küçümsemeye başlamıştım kendimi.O kadar acı verici bir durumdaydım.Kanserdim ya! Kan-Ser! Düşünebiliyor musunuz?!
Ne saçma ama.Kapının sertçe açılması üzerine hafifçe irkildim.Kapıya baktım.Annem endişeli bir şekilde odaya ilerledi.Baya ağlamıştı.Koltuktan kalktım.Hemen sarıldı bana.
''Özür dilerim Kızım.Özür dilerim.Evlenme tamam mı? Boşver.Şirket batarsa batsın.''
''Ne? Şirket batarsa batsın mı? O nerden çıktı anne?'' hafif duraksadı.Birşeyi ağzından kaçırmışa benziyordu.
''Şeyyy.''
''Anne hiç sevmem lafların ağızda gevelenmesini!''
''Kızım.Bizzz.Seni Kıvanç'la evlendirmek zorunda kalmıştık çünküü.Şirket batışa geçmişti.Hisseler yüzünden.Hisseleri almak için de sizi evlendirecektik.''
Duraksamıştım.Bunu baştan neden söylememişlerdi?! O zaman küfretmezdim anneme.Babama sövmezdim.Ne saçma ama.
''B-bunu neden baştan söylemediniz peki?''
''Seni üzmek istemedik.''
''Anne.Kıvançla evlenmem gerekiyor.''
''HAyır.''
''Hayır anne gerekiyor.Farkındamısın bilmiyorum ama.Kanser bir kızın var.Para lazım.Money money.'' duraksamıştı önce.Haklı olduğumu biliyordu çünkü...
-BORA AĞZINDAN-
Odadan çıkınca direk Kıvanç'a yöneldim.
''Ya gitsene sen! Ne diye bekliyorsun burda! Kızı daha fazla üzmek için mi?!!''
''Hoooop birader! Senin o kız dediğin benim müstakbel eşim!''
''Hah bulursun müstakbel eşin! Ne bu yaa?! Ayrıca Ayda'yı sana bırakacağımı sanıyorsan çok yanılıyorsun!''
''Haaaa! Sana mı sorucam bide?!''
''Evet bana sorucan!''
''Ya bi susun artıkkk!!!'' ses Pelinden gelmişti.
''Ne kavgası ya biz bu haldeyken?! Kıvanç sende git artık! Ayda şuan seni görürse daha fena olacak!''
Uzun bir bakıştan sonra çıkışa ilerleyen merdivenlerden indi.Kağan'da aldığı kahvelerle geldi yanımıza.Arkasında da Batı.Kahveleri hepimizin eline tutuşturduktan sonra oturduk yine koltuklara.En kötü olanımız Cansu'ydu.Ağlamaktan şişmiş gözleri,kabarmış kısa saçları,kızarık yyüzüyle feci görünüyordu.Durumundan endişelenip kahvemi deri koltuğa bıraktım ve Acil'e ilerledim.Önüme çıkan ilk hemşireyi durdurup durumu anlattım.Onunla birlikte bizimkilerin yanına gittik.
''Şu kısa saçlı kız mı Cansu?'' dedi hemşire.
''Evet.''
Hemşire ile iyice yaklaştık bizimkilere.
''Cansu hadi güzelim.Bak bi serum taksınlar.Çok kötü görünüyorsun.'' dedim ve kaldırdım Cansuyu.Kağan koluna girdi ve hemşireyle Acil'e ilerlediler.Herkes tam anlamıyla berbat görünüyordu.Hele Cansu.Ruh gibiydi.
''Çok kötüyüm.'' dedi Batı.
''Evet.Özellikle Cansu çok kötü oldu.Ruh gibiydi.'
''Sen asıl kendine bak.Kendini görmüyorsun bile.''
''Ne varmış halimde?'' cebinden telefonunu çıkarıp ön kamerayı açtı ve bana gösterdi.
Cidden kötü görünüyordum.Gözlerim portlamıştı yerinden.Yanaklarım kırmızı kırmızı.Normalde diktiğim saçlarım.Dağınık.
''Üf abi amma da abarttın haaa.'' dedim telefonu kucağına koyarak.
''Üf tamam be sustum.Benim karnım acıktı.''
''Yuh diyorum sana Batı! Daha yeni kahveyle çikolata yedin!'' dedim bıkmıştım artık.Hep yiyodu şerefsiz.
''Üf ben aç bir insansam sanane bundan yaaa?''
''Ya abi o değilde bende acıktım biraz.''
''Bana diyene bak seen.''
''Tamam yaa.Hadi inelim de yiyelim birşeyler.Kağanla Cansu'yada götürelim.Olum Pelin nerdee?''
''Otele gitti o.Kıyafetlerimizi toparlıcak.Yarın gidiyoruz ya.''
''Haaa tamam.''
Merdivenlerden inerken Nilsu hanımı gördük.
''Bora bora! Kızım iyimi?!'' çok berbat görünüyordu.Şaşırmadınız umarım.
''Nilsu hanım kızınız iyi sakin olun.'' dedim ve Ayda'nın odasına ilerlemesine yardımcı oldum.
''K-kansermiş öyle mi?''
''O hala çok güçlü.'' dedim kolunu sıvazladım ve içeri girmesine yardım ettim.Tam çıkıyordum ki şerefsizlik yapıp konuşmalarını dinledim.
Evlenmene gerek yok diyordu Nilsu hanım.Ben, Ayda'nın o meşhur sevinç dansını yapmasını beklerken sıkıntıyla kıpırdandığını hissedebiliyordum.Ve o an duyduklarımla yıkıldım.Evlenmek zorundayım anne.Farkındamısın bilmem ama kanser bir kızın var....

KAZAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin