''Oha.Evimi nerden buldun!?''
''Ben bulurum.'' pis pis sırıtıyordu hayvan.
''Ne kadar gerizekalı olduğunun farkında mısın sen?''
''Evet.Çok.''
''Ne kadar ukalasın.Ukala ve hayvan.''
''Ah teşekkür ederim.Çok naziksin.''
''İltifat etmedim.''
''Ben iltifat olarak kabul ediyorum sanane.''
''Bon oltofot olorok kobol odoyorom sonono.''
''Taklidimi yapma.''
''Taklidini yapmak zorunda bırakma o zaman!''
''Hee ondan ondan.''
''Ya gidermisin artık.''
''Gitmiyorum snane.Hatta bak bağırcam.''
''Heer bağırırsın bağırırsın.'' bir anda İmdaat diye bağırmaya başlayınca elimi ağzına kapatıverdim.
''Napıyosun salak!!!'' elimi ısırıverdi.
''Amkkkkk!!!!!!''
O anda arkasını dönüp pis pis sırıtmaya başladı.Arabasına binerken pis pis baktım ona.Ne ukala ve şımarıkkk!!! Adeta domuz.
Sinirle kapıyı kapattım.Gerizekalı yaa.Hayvan oğlu hayvan.Öküz.Piskopat.Sıçık beyinli.
Söylene söylene kendime tost yaptım.Çok güzel tost yaparım ben.
Allah aşkına kimi kandırıyorum ben! Yapmayı bildiğim tek şey tost!
Tamam evet, otobüsteyken o teyzeye inat olsun diye öyle demiştim.Yalan söylemekten ölücem zaten bi gün.Kısmet ne zamansa.töbe töbee.
Tostu bitirdim ve bugün çizdiğimiz çizimlerin üstünden geçtim.Moda çizimciliği de vardı ama ben tasarım çizimciliğini seçtim tabiki.
Çok güzel eşyalar çizip, ünlü bir marangoz'a veriyormuşum.O da oluşturuyormuş.
Tabi o zamana kadar yaşarsam hayallerim gerçek olabilir.
Kanser olduğumu bazen aklımdan çıkarabiliyorum ama özellikle de uyumak üzereyken hep aklıma geliyor.
Neyse ya hatırlamak istemiyorum.Çizim defterini kapattıktan sonra bizimkilerle konuştum, Leylayla konuştuk.
Tam küçük bir şekerlemeye hazırlanırken telefonum çaldı.Annem.Zamanlamana sıçayım anne ben senin.
''Evet?'' ne kadar kibarım görüyorsunuz değil mi.Kibarlık çeşmesi mübarek.Akıyo böööyle.
''Kızım!! Baban şirketi kurtarmış!! Bunun şerefine bugün İzmirin en şık restoranlarından birinde davet veriliyor.Tüm holding sahipleri katılacak partiye.Bu yüzden senin de akşam için çok güzel olmanı istiyorum tamam mı annem?''
''Tamam anne.Hadi öpüldün bayy.'' dedikten sonra telefonu kapattım, ofladım ve kendimle birlikte telefonu da yatağa attım.
''off ne güzel uyucaktım ben yaa.''
Yataktan sıkıntıyla kalkıp gardrobuma yöneldim.Üçüncü dünya savaşını başlattıktan sonra İstanbul'a bile götürmediğim, burda kalan mavi elbisemi buldum.Altına pudra renk topuklu ayakkabı,gül desenli pudra bir çanta çıkardım. (Medya.)
Aslında saçlarım kısa olmasa dalgalandırma yapabilirdim.Bir dakika, neden ağzımıza kaçacak olan kuaförde çıtçıt taktırmasaydım ki?
Zaten okuldan sonra üstümü değiştirmemiştim.Hemen cüzdanımla telefonumu alıp kuaföre girdim.
Omuzlarımı azıcık geçen çıtçıtlar takılmıştı.Az da dalgalandırma yapılmıştı. (Medya.)
Yeniden eve girdim.Zaten kuaförde işim o kadar uzun sürmüştü ki annem eve gelmiş, hazırlanmıştı.
Uzun kırmızı straplez bir elbise, siyah bir kürk ve siyah topuklu ayakkabılar giymişti annem.Saçlarını da tatlı bir topuz yapmıştı.
Bende hemen yukarı çıkıp giyindim.Ellerime ayakkabılarımla aynı renk olan ojemi sürüp saat ve yüzük taktım.
Pudra renk far,rimel,pudra renk rujdan sonra hazırdım.Çantama cüzdan,telefon gibi aletleri koyduktan sonra aşağı indim.Babam hemen ıslık çaldı.
''Maşallahh.Nilsu kızın seni geçiyor.''
''Yaa evet.Büyüyor kızım benim.Çıtçıtlar da pek bir yakışmış.
''Ah, teşekkürler.Gitmiyor muyuz?''
''Hadi çıkalım canım.'' dedi annem ve çıktık evden.Yine sosyete olduğumuzu belli etmesek olmaz dedik ve garajda duran beyaz spor arabaya bindik.
Aslında sevmezdim gösterişi.Ama annemler böyle yapmıştı.
Çok şık be büyük bir mekanın önünde durunca kapının önündeki görevlilerden biri açtı kapımızı.
Arabadan indim.Mekanın önüne kırmızı bir halı serilmişti.Halının kenarlarındaki bariyerlere kameramanlar,gazeteciler doluşmuştu.
Oldukça dik ve özgüvenli olarak geçtim halıdan.Bazı kameralara gülümsedim.Son gördüğüm kameraya da öpücük yolladıktan sonra içeri girdik zaten.
Tüm gözler bize dönmüştü normal olarak.Nasıl olsa gala bizim ailemizin kurtuluşu için düzenlenmişti.
Babam nereye giderse bizde oraya gidiyor, ailelere hoş geldiniz diyorduk.Bizim masamız olduğunu sandığım masada birkaç kişi daha oturuyordu.
Bizim masamızın hemen yanındaki masaya ilerledik.Masada asil ve güzel bir kadın vardı.Annem yaşlarındaydı büyük ihtimalle.Birde adam oturuyordu.O da babam yaşlarında.Bir de arkasını dönük oturan bir çocuk vardı masada.
Masaya ilerledik.Herkes gibi bende hoş geldiniz deyip ellerini sıktım.En son benim yaşlarımdaki oğlana gelmişti sıra.Arkasını döndüğü an sesli ama sessiz bir küfür savurdum.
''Şansımı sikeyim.'' allahtan kimse duymamıştı.O çocuk, bu sabahki çocuktu!! Gerizekalı manda! O da önce bir şaşırdı ama ondan sonra piç smile yapıp tanımıyormuş gibi davrandı.Bende ona uydum.
''Ben Karahan.'' dedi hala smile sine devam ederek.
''Ayda bende.'' annem yine ortaya fal taşı gibi atıldı.
''Aynı okulda ve aynı sınıfta olduğunuzu biliyoruz gençler.''
''Hahahah.Anne bizmi aynı sınıftayız ya? Hayatımda hiç görmedim ben bu çocuğu.''
''Ya Aydacığım zaten bende Angelina Jolie kızım.''
''Uf anne tamam yaa.Saçmalama.''
''Ah, efendim evet biz aynı sınıftayız ancak, daha önce tanışmadık.''
''Kızım Karahan kadar adam akıllı konuşamıyosun.''
''Tamam anneciğimm konuşurummm'' dedim dik dik Karahan'a bakarak.O hala piç smiline davam ediyordu.Bende arkadan kolunu cimciriverdim.Salak gerizekalısı.Bak yine saçmalıyorum.
Sonunda masamıza oturabildiğimizde deriin bir 'oh' çektim.sonunda yaa.Sonunda.
Nefesim daralmaya başlayınca, çantamdan oksijen şeysini çıkarıp taktım.
Babam her galada yapılan saçma konuşmalardasn yaptı.Daha sonra müzik fastlına geçildi.Tabiki böyle saygın (!) ailelerin bulunduğu saygın (!) bir ortamda duygusal ve klasik müzik çalıyordu.Ne beklersin ki??
Mustafa Ceceli-Önce kalbime sonra evime çalmaya başlayınca iki ailenin dürtüklemesiyle mecburen bizde Karahan'la piste çıktık.
Elini belime doladı, bende bir elimi omzuna koydum.Diğer boşta kalan eliyle de belime koydu ellerini.Bende omzuna koydum.
Ayaklarımızı yavaş yavaş hareket ettirmeye başladık.
Allah aşına ayak hareket ettirmek nasıl dans olabilir ki??!! O an iç sesim soruma cevap verdi.
-Burası türkiye cicim.Şahinle Doğanı karıştıranlar var.
-Sen sus iç ses.Çok konuşma.
-Sanane be slk. s. s.
-Lan iç ses sussana diyorumm.
-Tamm lan sustum.Yanlız kanka çok yakınsınız accık geri git.
-Biz ne zaman kanka olduk aq.
-Şuan sorun bu değill!!!
Biricik (!) iç sesimin de emri üzerine azıcık geri gittim.
''Bende sana meraklı değilim.'' dedi Karahan.
''Haklısın.Sen çok mükemmelsin, bende olağanüstü gerizekalı''
''Ha kabul ediyorsun yani.''
''Ben doğduğumdan beri gerizekalı olduğumu kabul ediyorum.''
''Onu demiyorumm.Yakışıklı olduğumu kabul ediyorsun yani diyorum.''
''Hayır hiçte yakışıklı değilsin.Ukala,şımarık,amelenin tekisin.'' o an çarpılcam diye çok korktum.Çocuk ukala,şımarık falandı ama acaip taştı.
''Şimdi demi?'' ona baktım.Oha ölüyom.Oha tutun bayılcam.Ohaaa.
Çocuk normal durmuştu.Ama bana azıcık daha yaklaşarak yüz hatlarını iyice görmemi sağladı.
Mimikleri vardı, lacivertimsi gözleri, siyah ve dikilmiş saçları.Küçücük burnu ve şeftali renk dudağı.
O an yaptığım saçmalığın farkına varıp kafamı çevirdim.
''Hayır.'' onun bana cevap veremesinin nedeni şarkının bitmesi, ve benim yerime hızlı adımlarla ilerlememdi.
*************************************************
Gece yarısına kadar konuşmalar yapıldı falan filaan derken gala bitti ve gerkes evine yollandı.
Zaten araba evin önünde durar durmaz odama uçtum, üstümdekilerden kurtuldum ve yatağa girdim.O kadar çok yorulmuştum ki.
************************* SABAH ******************************
Yine zorlana zorlana,tehtidlerle yataktan kalktım.
İşlerimi halletikten sonra aşağı indim.Dünkünün aksine çok güzel bir kahvaltı masası hazırlanmıştı.
Hemen oturup iştahla yedim.Tek başıma.Çünkü annem ve babam önce giyinip kuşanıp ondan sonra yemek yerlerdi.
Bende yukarı çıktım.Ve her zamanki gibi dolabımın önünde iki saat oyalanarak kendime kombin yaptım.
Koyu mavi kot tayt, üzerine salaş,uzun kollu beyaz bir tişört giydim.Üzerinde kocaman kırmızı bir kalp vardı.
Tişörtün üzerine de, yine uzun kollu koyu kot ceketimi giydim ve çıtçıtları yeniden takarak saçlarımı tepeden sıkı bir at kuyruğu yaptım.Ayakkabı olarak da, beyaz babet giyince b-ve beyaz çantamı alınca hazırdım.Göz kalemi ve rimel sürdüm.Abartmadım.
Yavaş yavaş merdivnlerden indim.Hizmetçilerden Ebru yanıma geldi.
''Efendim, anneniz ve babanız çıktılar.Anneniz, sizi Lale hanım ve annesinin almaya geleceğini söylediler.''
''Teşekkürler.Ne zaman gelirler biliyormusun?''
''Bilmiyorum efendim.Ama okulunuz aynı olduğuna göre, birazdan geleceklerdir.''
O an zil çaldı.Bende kapıyı açtım.Karşımda sırıtan bir Lale arkadaşlar.Biliyorum,biliyorum şaşırmadınız.
''Hadi gel kızım yaa.Yarım saattir korna çalıyoruz.''
''Duymamışım gerizekalı kız.''
''Doğruu!! Senin'!! Sağırr!! Olduğunu!! Unutmuşum!! Ben!!!''
''Ne bağrıyon mal!''
Ben bağırırım.Sanane.Hadi yürü arabaya binelim.''
Kapıyı kapattım ve arabaya bindik.
Okula giden ana yola fgeldiğimizde Lale radyodan 'Yalın:Şimdi senden vaz mı geçmeli?' yi açtı.Sonra da camları.Bizde Laleyle ayağa kalkıp camdan bakarak şarkıyı bağıra bağıra söylemeye başladık.
''Şimdi senden vaz mı geçmeliii!!!!^''
''Masal oluppp yola devam mııı etmeliiii!!!''
''Ben kalpten sorumluuu!!''
''Aşka sorumluydummmm!!!''
''Anladımm herşeeey seeensiiiin!!!!''
Sonra içeri girdik çünkü arkamızdaki araba korna çalmaya başlamıştı.Zaten içeri girdiğimizde okul gözüküyordu.
Okulun önüne geldiğimizde lalenin annesiyle vedalaştık ve okul bahçesine girdik.
''Zilin çalmasına tam 25 dakika var.Çantaları bırakıp dışarı çıkalım.''
''Aynen.''
Çantaları sınıfa bırakıp yine dışarı çıktık.Karahan ve çetesi köşedelerdi.Oraya baktığımı görmüş olacak ki, Katahan yine piç smile attı.Gerizekalı.
''Çok gıcık oluyorum.''
''Kime?''
''Karahan'a yaa.Dün galaya gittik, ailelerimizin zoruyla dans ettik.Gerizekalı.''
''Oha yaa.Ben bile gıcık olmaya başladım şuan.''
''Bide beni düşünsene yaa.''
''Ben senin yerinde olsam, giderim bi intikam alırım.''
O an aklımdan şeytanice fikirler geçmeye başladı.
''İzle, ve gör.''
Çantaları bırakırken Karahan'ın bir sevgilisi olduğunu, hatta bahçede tek başına bankta oturduğunu söylemişlerdi.Etrafıma baktım.
Sarışın, kırmızı ruk-jlu ve pavyona gidermiş gibi süslenmiş bir kız bankta oturuyordu.Bende piç smile yaptım kendi kendime ve kızın yanına gittim.
''Selam.''
''Ne istiyosun?''
''Sadece, ımm Karahan'ın seni birisiyle aldattığını söylemek istedim.''
''Yaaa tabi tabi bende Merrie Morro.''
''İnan, Merrie Morro olsaydın seni aldatmazdı.''
''Yalan söylüyorsun.''
''İzle ve gör.''Artiist ve havalı kız pozunda Karahan'ın yanına gittim.Kolunu dürttüm ve benden asla beklemeyceğiniz şeyi yaptım.Dudaklarına yapışıverdim.
Çaktırmadan banktaki kıza bakıyordum.Buraya ilerledi ve Karahan'la bizi ayırıp Karahan'a bi tokat çaktı.Kız uzaklaşınca Karahan girdiği şoktan çıktı ve bana baktı.
''Napıyon lan değişik?''
''Sadece şunu söyleyebilirim.Kısasa kısas beybisi''SELAAAAMM.UZUN ZAMAN OLDU CİDDEN.AMA SONUNDA ZAFERRR!!!!!!!!!!!
ÖPÜLDÜNÜZZZ.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAZAK
ChickLitHayatını oradan oraya sürükleyen bir kız, ve onu takip eden bir yakışıklının hikayesi. Diğer Kitaplarım: -BENİMLE KAL -Küçük Yazar -Murder -Kızlar İçin Tavsiyeler