KAZAK

26.Bölüm

Arabadan indim.Kapının önüne bakmamla koşmaya başladım.Lale kapının önünde keyifle gülümsüyordu.
Hemen koştum ve sarıldım ona.
''Laleeee!!''
''Aydaaa!!!!''
''Özledim senii!!''
''Bende ama aramadınn!''
''İnan vaktim yoktu.O yüzden.''
''Evet duydum.Ama umrumda değil.Ayrıca kısa saç daha çok yakışmış sana.Zaten uzun saç iyice boğuyordu seni.''
''Hadi yaa.Demek çirkindim de söylemiyordun.''
''Ne de alınganlaşmışsın.Hayır tabiki.Ama böyle daha güzel olmuş diyorum.Sana da yaranılmıyor ha.''
''Tamam tamam şaka yapmıştım.Susuyorum.''
''Bencede sus.Hadi yardım edeyim yerleşmene de herşeyi anlat bana.Çabuk.''
''Tamam yaa.''
İçeri çoktan götürülmüş valizlerimi beraber kapıp 3. kata çıktık.Odam oradaydı.Odama girince sırıttım.Mavi güneşiğim, mavi tahta kitaplık, beyaz sürgülü kayvan gibi dolabım, mavi makyaj masam, kenarları beyaz ve tahta yatağım, mavi halım, sürügülü-cam balkon kapım.
Herşey aynı duruyordu.
***************************************************************************
Lale'yle herşeyi yerleştirip oturmuştuk yatağıma.Ona herşeyi anlattım.O da bana herşeyi anlattı.Genelde herkes Ankara'daki okullara yerleştirilmiş.Burda doğru düzgün kimsecikler kalmamış bizim sınıftan.
O şuan İzmir Fakultesinde okuyormuş.Annemin de dediği üzere ben de oraya gidecekmişim.
Sınıflar 20 kişiymiş ve maalesef onların sınıf doluymuş.Zaten neredeyse tüm sınıflar doluymuş.Sadece 501-A da birkaç kişik boşluk varmış.Bende o sınıfa yazdırılacağım malumen.
O sınıf okulun en popi sınıfıymış.Tüm popilerler ordaymış.Yani neredeyse.
Ayrıca  en belalılar da ordaymış.Sürekli hoca değiştiriliyor, o sınıfa giren hocalar bıkıyor, istifa ediyormuş yada tahin istiyormuş.
Ama tabiki bunları anneme söylemedim.Manyak değilim ben.Mutlaka Laleyle aynı okulda olmalıyım.
Ayrıca o okula gidenler ya Tasarım bölümünü yada Mühendislik bölümünü okuyormuş.
Lale Bilgiseyar mühendisliğini seçmiş.
Ben büyük ihtimalle moda tasarımını seçerim.Çizimlerim iyidir benim.
''Kızım hadii! Kayıt yaptırmaya gidiyoruz!!''
''Tamam annee!''
İzmir hala sıcak olduğu için mor kadife bir etek, beyaz bir gömlek giydim.Altıma mor topuklu ayakkabılarımı da ekledim.Makyaj, takı, çanta vs. den sonra hazır oldum ve aşağı indim.
Annemle arabaya bindik ve İzmir Kolejinin önünde durduk.
yeşil boyalı çok güzel bir okuldu.Sarı demir kapının önündeki güvenlikten geçtikten sonra okula girdik.İçi de dışı gibi lüxtü.Müdürün odasını öğrendikten sonra içeri girdik.Müdür annemi bir güzel süzdü.Annemde hakkını vermişti hani.
Siyah kumaş pantolon, içine siyah gömlek giymişti ve üzerine koyu mavi bir ceket geçirmişti.Omuzlarındaki saçlarını da maşa yapmıştı.Güzel kadındı annem.49 yaşındaydı ama 35'lerinde gibiydi.

Uzun uzun konuşmalarda 501-A'ya kaydım yapılmıştı.Geldiğimiz yoldan geri döndük bu sefer.Eve geri döndüğümüzde üstümdekilerden kurtulup hemen eşofmanlarımı geçirdim üstüme.
Yarın okul saat 7.30 da başlıyordu.O yüzden 6'da falan kalkmam gerekiyordu.Telefonum çalınca ekrana baktım.Cansu arıyordu.
''Alo? Cansu?''
''Canımm nasılsınn!?''
''iyiyimm.Şimdiden özledim seni.''
''Bende.Herkes öpüyor seni.''
''Bende onları öpüyorum.Nasılsınız?''
''İyiyiz.Yine geldik ceza okuluna.Mecburen.''
''Hmm.'';
''Senin odana giriyorduk ara ara.Ama şimdi doldu.''
''Aa kim gelmiş ki?''
''Özgür diye bir çocuk.İstanbul'dan gelmiş.''
O an beynimde şimşekler çakıverdi.Özgürr.O Özgürse.İyiki İzmir'e geldim demektir.
''Hmm.Neyse yaa.''
''Aa bi de, Kıvanç yine geldi buraya.Canım KUZENCİĞİMMM.''
''Hehahaheheh :D Boşversene yaa.''
''Tabi.Sana göre boşver.Ama benim kuzenim işte.Yüzünü her şart ve kşulda görüyorum.''
''Boşver takma kafaya.Hadi canım ben çok yorgunum kapatıyorum.''
''Görüşürüz canım.İyileşmeye bak.''
Telefonu kapattıktan sonra biraz Laleyle mesajlaştık.Sonra akşam yemeği yedik ve gözlerimi yorgunlukla kapattım...