21. BÖLÜM (SARILMAK)

313 4 0
                                    

ŞİMDİKİ ZAMAN......

''Cansuuu? Ne oldu bana diyorumm.'' dedim gerçekten gerilmiş olan Cansuya bakarak.
''Şeyyyy.'' allahım ölcem şimdi.
''Cansu uzatma da söyle!''
'''Sen, gerginik....stres...fazla üzülme'den kaynaklanan çok uyuma sebebiyle....kansere yakalanmışsın.''
O kadar güçsüz söylemişti ki bunları.Gözleri dolu dolu oluvermişti zavallımın.Dediklerini sindiremeye çalıştım....
FAZLA
STRES
GERGİNLİK
ÜZÜLME
ÇOK UYUMAK
KANSER....
Kansere yakalmıştım öyle mi? Hepsi kimin yüzünden peki? Annem-Üvey Babam-KIVANÇ!!!!
Neydi ki şimdi bunlar böyle? Neyin cezasıydı? Kanser bir kızdım artık.Kemoterapi görmeye mahkum.İlaçlar, hastaneler, tansiyon ölçmeler, kısacık saçlar...
Birşey yapmış olmalıydım birine.Neydi yani bunlar? Bir kızın hayatı 2 ailenin tanışmasıyla böyle değişebilir miydi? Böyle kötüye gidebilir miydi?
Yani gidemezdi heralde.Bu kadar kötü olamazdı bir hayat.Ne kadar sevinmiştim oysa, bordo renk ağırlıklı bir oda, yeni bir okul, yeni yeni saç yolma kavgaları, yangın merdivenleri, başımdan aşağı dökülen sular,unlar, kabartma tozları, Özgür'le kavgamız, Kıvanç.Zaten herşey kıvançtan sonra mavolmuştu.Şaka gibi bir hayat.kendimi tutamayıp kahkaha atmaya başladım.Allah aşkına nasıl bir hayattı bu? Oyun falan mıydı acaba?
''Puahahahahahahah Cansu ne kadar komik hahahahahahah.Gerçekten de şaka gibi bir hayatım var hahahah!!''
''Canım sakin ol lütfen.Atlatabilirsin sen.Ben sana iananıyorum.Zaten bak ben varım.Bora var.Batı var.Kağan var.''
Nihayet gülmeyi kestiğimde karnım ağrımıştı.Neye yansaydım ben şimdi.Kanser olduğuma mı, berbat bir hayatım olduğuna mı?
Kendimi bir anda kötü hissetmeye başlamıştım.Kendimi.Narkozun etkisi yei yeni geçiyordu herhalde.Kıvanç tüm hayatımı mahfetmişti.Kanser olmama yol açmıştı, beni üzmüştü, kırmıştı...
Gözlereimden yaşların akmasına engel olamıyordum.Akıyorlardı.Süzülüyorlardı ince ince.Nazikk nazikk.KApının açılmasıyla oraya baktım.İçeri hemşire geldi.Cansu da elimi sıkı sıkı tutmuştu.Hemşire elimi okşadı.
''Geçmiş olsun.'' bir dakika.Gülüşü,saçları,elmacık kemikleri,gözleri,burnu,dokunuşu,okyaşıyı.Aynı Büşra.
''B-Büşra?''
''Evet kuzumm.'' hemen sarıldı bana.Kokusu.Hala aynıydı dadıcığımın kokusu.Mis gibiydi.Hastae kokusu hiç yoktu.
''Demek hemşire oldun ha?''
''EVet bebeğimmm.Sen de çok güzel olmuşsunn.Saçların eskiden de uzundu.Boyun kadar saöların vardıı.Örerdim saçlarını hep.''
''Evet.Hatırladımm.''
Sarılmayı bırakıp göz yaşlarımı sildi.
''O kadar güzelsin ki canım benim.Kusursuz bir güzelliğin var.Kusursuz.''
''Sende öylesin dadımm.Büşra'mm.Hiç değişmemişsin.AYnı dokunuş,aynı sevgi, aynı koku.Çok özlemişim seni.Çokk.''
''bende seni canım.Haydi doğrul bakalım biraz.Yeni serum takayım.''
Kanser olduğum aklıma gelince acı acı gülümsedim kendime.Acınacak haldeydim.Doğruldum.İğneden hep korkardım.O yüzden sımsıkı kapattım gözlerimi.
''İğreneden korktuğunu bile unutmamışım.Merak etme.Elim hafiftir.Acıtmam çok.''
Kolumda hafif bir cimcirme hissi hissettim.
''Tamamm bitti işte.Ben yine gelirim.Zaten oksijen tüpü takmaya geleceğim 1 saat sonra.Ama şimdi işim var.'' yanağımdan öptü ve odadan çıktı.
''Daha iyi misin?'' dedi Cansu.
''iyiyim.Atlatabilirim değil mi Cansu?''
''Tabiki meleğim.Tabiki.Atlatabilirsin.''
''Diğerleri nerde?''
''Pelin Batı ve Kağan çok kötü gözüküyordu.Onları zorla otele yolladım.Bora daha da kötüydü ama gitmedi.''
''Bi dakika? Bugün öğlen gitmeyecek miydik biz? Saat 3 olmuş.''
''Evet gidecektik.Ama seni bir başına bırakamazdık değil mi.O yüzden kapadokya'dayız hala.Ama yarın gidiyoruz.''
''B-büşra?''
''O kalacak.İşi burda olduğu için.Ama ara sıra gelrim dedi sen baygınken.YUarın annenin gönderdiği cip'le döneceğiz eve.Hem zaten otobüs akşam kalksa bile gidemezdik.Çünkü oksijen tüpü olacak yanında.Onu koyacak yer yoktu.''
''Ne yani? Okula falan kocaman oksijen tüpüyle mi gideceğim??''
''Hayır canım.Hayır tabiki.Biryerlere giderken falan telefon büyüklüğünde bir alet alacakmışın yanına.Doktor söyledi.''
''Anladım.Beni biraz yanlız bırakır mısın?''
''Tamam canım.Nasıl istersen.Bir ihtiyacın olursa şu kırmızı düğmeye basacakmışın.'' dedikten sonra odadan çıktı.Gerçekten kötü hissediyordum.Fazla kötü.İstediğim hayat bu değildi benim.Hayal ettiğim,yaşamak iistediğim.Özendiğim hayat kesinliske bu değildi ve olamaz dı da.Ne biçim bir hayattı ki bu?
Saçlarım kesilecekti,oksijen tüpü yakılacaktı.Hastalıklı bir kız olacaktım kısacası.Dşünsenize, adı Kıvanç olan salak bir insan hayatınıza giryor.Ve herşey değişiveriyor.Birdenbire.Anice.Siz, hiçbir şey anlamadan.
Anneden gelen sert bir tokat gibi.Sonra, tokadın etkisiyle yığılıp kalıyorsunuz.Acıyor.Kızarıyor.Kalbiniz kırılıyor.
Hayatım gözümün önünde geçiverdi birdenbire.
OKULA BAŞLADIĞIM GÜN...
İLK TAKDİR BELSESİ....
ÖPMELER,KUCAKLAŞMALAR...
KAVGALAR,GÜRÜLTÜLER...
BABAMIN ANİDEN BİZİ BIRAKIP GİDİŞİ....
İNTİHARA KALKIŞMAM...
PSİKOLOĞA GİTTİĞİM GÜNER...
LİSEYE BAŞLAYIŞ....
İLK AŞKLAR...
YENİ YENİ DOSTLUKLAR...
YİNE ANİDEN İZMİR'DEN İSTANBUL'A TAŞINMAM.ÜNİVERSİTE İÇİN TABİKİ.
SONRA KIVANÇ.ÖZGÜR.BETÜL.
ANNEMLERİN İSTANBUL'A GELİŞİ.
EVLENECEĞİMİ ÖĞRENMEM....
DİSİPLİN KURULU TARAFINDAN ANKARA'YA GÖNDERİLMEMİZ...
BAR MACERAMIZ...
GEREKSİZ TRİPLER...
BORA...
KAPADOKYA....
Şaka olmalıydı.Sizz.Bunları yaşadığınızı düşünün.Onun kalbi başkası için sizin hala onu sevdiğinizi düşünün.Kendinizi aşağılık gibi hissediyorsunuz.
Bunları düşünürken sel gibi akan göz yaşlarımı fark edememiştim bile.Gözlerimi silip birkaç defa burnumu çektim.
Kurtulabilirdim.İlaçlar,güven,Cansu,Batı,Bora,Kağan,Pelin,Büşra.Hayatta olabilmem için çok sebep vardı.Hatta gereğinden fazla sebep.Kapının açılmasıyla içeri 40'larında bayan bir doktor girdi.Yanıma sandalye çekip oturdu.Sevecendi.
''Merhaba Ayda.Ben Zeynep.''
''Merhaba?'''
''Doktorun benim.Ve inan, bu süreci birlikte yeneceğiz.Seni yormadan,gençliğini bükmeden.Ama biliyorsun.Mecburen sana oksijen tüpü takmamız gerekiyor.Burun deliklerine uzanan bir kablo.Okula gideceğin zaman, sütyenine veya beline sıkıştıracağın bir cihaz yerleştireceksin.O ilaç oksijen üretiyor ve gerekli olduğu zaman, sana oksijen verecek.Hissetmeyeceksin bile.''
Başımı salladım.Konuşmaya pek gücüm yoktu.
''Öyle fazla fazla ilaç da vermeyeceğim.Gerekli ilaçları.Metobolizmanı yormak istemiyorum.Çok gençsin.Kaç yaşındaydın?''
'' 17.''
''Daha çok gençsin.Vücudunu yormadan kurtulacağız.Haydi oksijen tüpünü takalım.Biraz doğrulur musun?''
Yatakta hafifçe doğruldum.Doktor, belime mor renk tatlı bir cihaz yerleştirdi.Şeffaf uzun boruyu makineye bağladı.Borunun ucundaki delikli kısmı da ensemden geçirip burnuma yerleştirdi.
''Aynada kendine bakmak ister misin?''
''Tamam.''
Yataktan kalkıp tuvaletteki aynaya baktım.Güzel görünüyordu.Kanserli bir kız için fazla güzel.
''Biliyorum.Bu bir oksijen tüpü borusu ama bence bu bile çok yakıştı.''
''Teşekkürler.''
''Biliyorsun Ayda.Kemoterapi için saç kes-
''Biliyorum.Kesebilirsiniz.'' dedim sözünü keserek.Doktor birini aradı.Yarım saat sonra içeri bayan biri girdi.Kuaföre benziyordu.
''Merhabalarrr.Ayda sen olmalısınn.'' dedi kadın gülümseyerek.
''Evet.''
''Ben Kuaför Delbet.Saçlarına ufak bir değişim yapmaya geldimmm.''
''Ne yapacaksınız yapın.''
Sandalyeye oturdum.Gözlerimi kapattım.Saçlarımı kesiyordu.Hissedebiliyordum.
''Bitti.'' ellerimi yavaşça saçlarıma götürdüm.Popomdaki saçlarım fazla kesilmişti.arkası uzun önü kısa bir modeldi.Yavaşça kalktım sandalyeden.Aynaya baktım.
Zoraki de olsa gülümsedim aynaya.Yakışmıştı.Şimdi gerçekten kanser bir kıza benzemiştim.
''Güzel görünüyor.Teşekkürler.'' kadın gülümsedi ve çantasını alıp odadan çıktı.Doktor da ufak çaplı bir konuşma sonunda çıkmıştı odadan.Serum bittiği için çıkarmıştık zaten.Odada biraz dolandım.Pencereden baktım.Akşama yaklaşıyordu.Güneş batmaya başlamıştı.Batarken de, turuncu ışıklarını çarpıyordu yüzüme.

-YAZAR AĞZINDAN-
Delikanlı daha fazla duramadı yerinde.Çok merak etmişti Ayda'yı.Yavaşça kapıyı tıklatıp içeri girdi.Ayda'sı duruyordu pencerenin önünde.Saçları gitmişti.Herşey yokışıyordu ki ona.Onu korkutmamak adına önce kadife gibi konuştu.
''Ayda?'' irkilmişti genç kız.Ses, beklemediği bir anda gelmiş olmalıydı.Arkasını döndü.
''Boraaa!!'' nasıl da sevinmişti genç kız.Hemen sarıldı delikanlıya.Uzun uzun sarıldılar.Delikanlı çaktırmadan kokusunu içine çekti Ayda'nın.
''Benden soğumadın değil mi Bora?'' diye sordu kız çekinerek.
''Tabiki de hayırr.Sen her zaman sensin.Ne olursan ol, hangi kılığa girersen gir.Sen benim Ayda'msın ve öyle kalacaksın.''
Genç kız yine sarıldı delikanlıya.Delikanlı da sardı yine kollarını kızın beline.Uzun uzun sarıldılar.Sanki yıllardır görüşmüyorlarmış gibi....

KAZAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin