41 bölüm

146 21 17
                                    

JUNG KOOK P.O.V

Ona dokunmak için elimi uzattığımda irkilip geri çekilmiş,dizlerini de kendine çekmişti. Üzerinde ki kahverengi çuvala benzeyen elbisesi yırtık pırtıkdı. Kolları,ayakları, dizleri ve yüzü çizik çizikdi,bazı yerleri kanıyordu. Çok korkmuştu, belliydi.

Bu gerçekten Malia mıydı? İnanmakta zorluk çekiyorum. Şu anki şoktan kendimi iyi ya da kötü çıkartmıştım. Önemli olan şimdilik onu buradan almaktı.

Tekrar elimi uzattığımda hırlayıp geri çekildi. Kurtdu, o bir kurtdu. Ve beni anlayamıyordu sanırım.

Jung kook:Hey..Merhaba...Sana zarar vermem merak etme...(Elleriyle gösterir) Şimdi seni buradan çıkaracağım tamam mı?

Sanırım ellerimle yaparken anlamıştı. İnsan dilini bilmiyordu galiba. Geri çekilip ellerindeki ve ayaklarındaki zincirleri gösterdi. Hepsini kopardıktan sonra ona kalkması için elimi uzattım. Koklamıştı. Kurtlar birinin ya da bir şeyin güvenli olup olmamasını koklayarak anlar,ama ben insan içinde olduğum için buna pek gerek duymuyorum. Anlaşılan o hiç insan içine çıkmamış.

Koklayıp bana bakmıştı. Ben geri çekilince ayağa kalktı.

Nefes:Jung kook ne oluyor bilmiyorum ama hemen gitemiz gerek. Sesler geliyor,birileri geliyor sanırım.

Ona elimle önden gitmesni işaret ettiğimde birkaç adım atarak inledi. Çıplak ayaklarına baktığımda anladım. Ayakları yaralanmış kanıyordu. Onu kucağıma almaktan başka çare olmadığı için kucağıma aldım. O kadar anlamlı ve merak dolu bakıyordu ki...

Jung kook:Kimsin sen?

Nefes de Lalin'in koluna girmişti. Oradan uzaklaşacakken önümüze çıkan kişilerle durmuştuk. Bu Kris ve Luhandı.

Kris:Vay,vay,vay. Bakın burada kimler varmış. Ben de tam misafirimizi kontrol etmek için gelmiştim. Meğerse misafirimizin misafiri varmış. Bayan şifacı Şehi ve velet kurt adam. Aslında emrivakilerden nefret ederim,keşke gelmeden önce haber verseydiniz. Ahh şuna bakın hele,hırsızlığı size hiç yakıştıramadım genç kurt. Benim olanı götürmek mi? Hiç sevmedim bu işi.

Jung kook:Sen senin olana böyle mi bakarsın Kris? Bu halde mi?

Kris:Ne diye bilirim ki? Her yiğidin yoğurt yemesi farklıdır değil mi? Hemen bırakın ikisini de!

Jung kook:Tabiki bırakıcağım,sonuçta ellerim dolu seni gebertemem değil mi? (Gülümser ve elindeki kızı dikkatli bir şekilde yere bırakır).

LALİN P.O.V

Yanlız başına onların üstesinden gelemez. Nefes'e baktım. O şifacı zaten ne yapabilir ki? Ben belki birşeyler yapabilirim. Bu haldeyken ne olur bilmiyorum ama yine de.

Lalin:Böyle duramam birşeyler yapmam gerek.

Nefes:Sen dur kalkma. Ben yapacağım.

Lalin:İyi de sen şifacısın ne yap- (Nefes'e bakar) tabii ya~

Nefes:İkizlerin öğrettiği gibi. Şifayı veriyorsan almasını da bileceksin.

Lalin:(İkisiyle cebelleşen Jung kook'a bakar) Yapabilir misin?

Nefes:Deneyeceğim. Bu arada sen de ikinizi koruyabilir misin?

Lalin:Denerim.

NEFES P.O.V

Nefes:Ahh kont Kris~ Sizinle tanışmayı öyle çok istiyordum ki anlatamam.

Konuşmamla herkes durmuştu.

MELEZ KARDEŞLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin