49:bölüm

148 20 13
                                    

JUNG KOOK.P.O.V

Gözlerimi yavaşça araladım. Güneşin ışıkları odamın penceresinden içeri sızarken bir yandan da kuşların seslerini duyuyordum. Anlaşılan hava çok güzel. Gözlerimi ovuşturarak kalkıp lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra dünki kıyafetlerimi giyip aşağı indim. Herkes çoktan kalkmıştı bile.

Jungkook:Günaydın herkese.

Güzel:Gün-aydın...

Tam sandalyeyi çekecekken duyduğum sesle hareketsiz kaldım. Başımı yavaşça Güzel'e çevirip hızla kızlara baktım. Yüzüm donuktu.

Lalin:Çabuk öğreniyor. Geleli 3 gün olmadı daha şimdiden bir çok şey öğrendi. Bu hızla giderse,serbest konuşmayı da öğrenecek inşallah.

Nefes:E otursana Jung kook.

Jungkook:T-tabi.

Nara:Ne o? Yüzün şaşkın ve donuk. Sevinmedin mi yoksa?

Sevinmiştim tabii. Güzel'in sesi bile Malia'nın tıpatıp aynısıydı. Yıllar sonra o sesi tekrar duymak boğazımda bir yumru oluşturmuştu. Yutkunamadım.

Jungkook:Yoo~ sevindim. Hızlı öğrenmesi çok iyi.(Kahvesinden bir yudum alır)

Lalin:Gece rahat uyudun mu?

Jungkook:Evet bayağı rahattı teşekkürler. Hatta son bir kaç günden beridir hiç bu kadar rahat uyumamıştım.

Lalin:Bunu duyduğuma sevindim.

Nefes:Biz erkenden kalkıp Güzel'in eşyalarını topladık. Zaten fazla birşeyi yok,kendi kıyafetlerimiziden koyduk. (Kızlara dönerek) Bir ara çıkıp alışveriş yapalım kızlar.

Nara:Evet haklısın.

Jungkook:Pekala. E biz kalkalım o zaman?

Lalin:Hemen mi? Daha doğru dürüst birşey yemedin ki.

Jungkook:Yoo yedim. Her şey çok güzel ellerinize sağlık. Hem formumu koruyorum ben (Piç gülümsemesiyle Lalin'e göz kırpar)

Nefes:Aman yesinler!

Nara:Sen her halinle taş gibisin!

Jungkook:Maşallah de nazar değmesin.

Nara:Merak etme değmez.

Nefes:Tamam biz sizi geçirelim.

Kızlarla vedalaştıktan sonra Güzel'le birlikte arabaya yürümeye başladım. Sessizliği garibime gitmiyor tabi de. Yine de kontrol etmek için arkamı döndüm. Tam arkamda olduğu için çarpıştık. Gözleri gözlerime denk gelmişti. Öyle derin bakıyordu ki,gözlerinin içinde kendimi net bir şekilde görebiliyordum.

Birkaç saniye süren bakışmamızın ardından geri çekilip elindeki minik çantasını alarak bagaja koydum ve ön kapıyı açarak işaret ettim.

Jungkook:Gel buraya otur.

Güzel:Peki.

Arabanın kapısını kapatıp bir kaç adım attım ve derin nefes aldım. Çok çabuk öğreniyor. Daha dün yemeğini zor yiyordu, şimdi kelimeleri rahatlıkla söylüyor. Yarın da artık cümlelere geçer. Bu duruma sevinmem gerekirken neden tedirgin hissediyorum? Arabaya geçip güneş gözlüklerimi taktım ve sürmeye başladım.

Yola çıkmıştık. Köşk buradan yaklaşık 40 dakika  uzaklıktaydı. Aklıma gelen şeyle Güzel'e döndüm. Tabii yoldan dikkatimi ayırmamak şartıyla.

Jungkook:Güzel?

Güzel:Efendim.

Duraksamıştım. Bu ani cevapları beni deli ediyordu. Nasıl bu kadar duraksamadan kekelemeden dümdüz konuşabiliyor?

MELEZ KARDEŞLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin