Jung Kook: Buldunuz mu?
Chanyeol: Hayır.
Lalin: E... Eve baktınız mı?
Jung Kook: Doğru ya! Biz eve bakalım. Hadi kızlar.
LALİN P.O.V
Lalin: O zaman ben, Nefes ve Jung Kook içeri bakalım. Siz de yine de etrafı bi kolaçan edin.
Jackson: Tamamdır.
İçeri girdiğimizde Nefes'e kaş göz haraketi yapayım derken Nefes atladı.
Nefes: Jung Kook sen yukarki katlara bak. Lalin sen de aşağı in. Ben buralara bakarım.
Jung Kook "Tamam." bile demeden yukarı fırlamıştı. Artık aşağı iniyorMUŞ gibi yapmak mecburiyetinde değildim. Dışarı baktığımda çocuklar ve Nara bir yere toplanmış öylece bekliyorlardı. İçinde bulunduğum durum garip ve bir o kadar da komikti. Arkadaşlarımın arkasından bir şeyler çevirmeyi ben de sevmiyordum ama şu an hepimiz film setindeymişiz gibi oynuyorduk resmen.
JUNG KOOk P.O.V
İkinci kata çıkararak odalara ve odadaki banyolara bakmıştım. Yoktu! Koşarak üçüncü kata çıktım. Koridorda bulunan tuvalete baktığımda yerde yatan Güzel ile karşılaştım.
Jung Kook: Güzel?! Güzel beni duyabiliyor musun?!
Yine bayılmış olmalıydı.
Kucağıma alarak giriş kata indim.
Lalin: Neredeydi? Yatır şuraya.
Jung Kook: Üçüncü kattaki banyoda buldum. Öylece yerde yatıyordu.
Nefes: Yine bayılmış olmalı.
Jung Kook: Ne yapalım? Sabahtan beri orada niye ayılmadı şimdiye kadar?!
Nara: Tamam, sakin ol! Ayılır şimdi. Kötü düşmüş olmalı. Baksana bi, başı kanıyor mu?
Jung Kook: Yok, hayır kan yok. İyi de niye baygın hala? Nabzı var ama. Ya bir şey olduysa?
Jackson: Ne olacak bir şey olmamıştır. Panik yapma lütfen. Açılın bi! Kızlar, camları açın. Biz de dışarı çıkalım. Daralmasın kız. Zaten bu kadar kişi toplanmışız buraya.
Hoseok: Evet, evet! Çıkalım biz.
Nefes: Jung Kook biz dışardayız, sen dur burada. Endişelenme. Uyanır birazdan.
Jung Kook: Ya acaba bir şey mi içirsek ya da koklatsak?
Nara: Jung Kook bu neyin endişesi? Bir "arkadaş" için?
Jung kook: Ben. İyi mi diye...
Nefes: Ya ya... Tabii, tabii.
Jung Kook: Nefes!
Nefes: Neise tamam. Biz bahçedeyiz. Ayılınca gelin.
**********
Herkes dışarı çıkmıştı. İç çekerek baş ucumdaki koltuğa oturdum. Ona baktıkça gözümün önüne geliyor Malia'nın gülümsemesi. Buna dayanamıyorum. Niye o? İkizi kadar benzemek zorunda mıydı? Ya da bu mümkün müydü? Acaba hayat onu karşıma çıkarmakla ne demek istiyordu?
Kafamda binlerce soruyla öylece izliyordum onu. Nasıl bir çıkmaza düştüm ben?!
Jung Kook: Sen Tanrı'nın bana verdiği ödül müsün yoksa ceza mı? Nesin sen?(Fısıldar.)
Beni kendimle olan mücadeleden çekip çıkaran Güzel'in sesi olmuştu.
Güzel: Ne oldu bana?
Jung Kook: Lavaboda düşüp bayılmışsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ KARDEŞLER
مصاص دماءHerşey günümüzden 1500 yıl önce iki doğa üstü kabilenin savaşı sonucu, Şehi kabilesi lideri akemenosun kont drakulanın üç melez veliahtını lanetlemesiyle başladı.Fakat cadı anaya konta duyduğu saygı ve sevgiden ötürü üç veliaht prense yardım elini u...
