18. Bölüm - Film

233K 9K 2.5K
                                    

18. Bölüm - Film

"Sen daha güzelsin."

Şuan o uçurumun kenarında olmamızı unutturacak kadar beklenmedik olan o cümle kalp atışımı kat kat daha fazla arttırmıştı , yüzüme doğru esip saçımın arkaya özellikle de Toprak'ın yüzüne doğru gelmesini sağlayan rüzgar iyice içimi ürpertirken gözlerimi açmaya niyetim yoktu. Sanki gerçek hayattan tamamen kopmuş bir şekilde diken üstünde huzuru yaşıyordum ve gözlerimi açtığım anda o dikenler ayağıma batıcaktı...

Tek kelime olsun söylemeye dilim varmazken içine düştüğüm bu durumu anlamlandıramadım. Bi yandan huzuru hissederken bı yandan da kalbimin birazdan durucakmışcasına son atışları olduğunu düşünüyordum. Normal miydi bu kadar hızlı atması ?

" Ellerin buz gibi " kalın ve tok sesi etkileyici bir tonda kulaklarımı bulurken rüzgarı tenimde daha da hisseder oldum .

Benim üzerinde tuttuğum ellerini tek bı hamleyle yerlerini değiştirirken benim ellerimi kendi elleriyle sarmaladı , sıkı sıkıya acıtmadan , ellerimi sıcak tutmak amacıyla tutarken onun elinin sıcak olması tuhaf gelmişti.

" Sen daha fazla üşümeden gitsek iyi olucak "

Toprağın sert ses tonu bi rüyadan uyanmış gibi aniden gözlerimi açmama vesile olurken karşımdaki yükseklik başımı döndürdü ve ayaklarımın bağı çözüldü. Toprak, beni bıraktığı anda yere yığılıcak kadar halsiz olduğumu hissetmiş olucak ki beni bırakmadı.

" İpek iyi misin ? " Endişeli sesi kulaklarımı doldururken dayandığım sırtından kasıldığını hissedebiliyordum. Yavaş yavaş kendime geldiğimde , Toprak'ın kollarının arasında dönüp , ellerimle omuzlarından destek alırken kafamı göğsüne yasladım , elleri belimi sarmalarken yavaş yavaş geri adımlar atıyordu ve uçurum kenarından uzaklaşıyorduk .

" İpek? "

Biraz daha iyi hissettiğimde kafamı kaldırıp gözlerine baktım, endişe görüyordum sadece.

" Aniden başım döndü, önemli değil "

" Senin yükseklik korkun mu var ?! "

Endişesi sesine yansırken oldukça kızgın duruyordu ve ben daha da tedirgin olup gözlerine daha fazla bakamadan kafamı göğsüne tekrar koydum.

" Bilmiyorum, daha önce hiç bu kadar yükseğe çıkmadım "

" Tamam, şimdi dönüyoruz ve kollarımdan ayrılmadığın sürece emin ol hiç bir şey olmicak, sadece yere bakma ve bana tutun "

" Tamam "

Toprak' ın kolları arasında az önceki korkum çok daha azdı ve sonunda dağ evine gelmiştik.

" Daha iyi misin ? "

" Evet, teşekkürler "

" Ben o zaman arabadan leptobu getireyim "

" Tamam, bende mısır patlatayım mı ? "

" Hazır almıştım marketten üst rafta olması lazım "

Kafamı sallayarak onayladığım da , kola, cips, mısır, falan hepsini bir tepsiye ayarlamıştım o sırada da Toprak leptobu getirmiş , filmlere bakınıyordu.

" Bi haberim var " Toprak'ın cümlesiyle elimdeki tepsiyi orta sehpaya bırakıp hırkamı koltuğa bıraktım.

" Neymiş ? "

" Yüklü olan filmlerin hepsi korku filmi "

Aniden değişen surat ifadem ile Toprak bana karşı sırıtıyordu.

Trabzon'a Gelin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin