48. bölüm - senin yüzünden

166K 6.6K 3K
                                    

Öncelikle hemencecik final yapmayacağım. Aklımda olan bir devam kurgum var.

Final bile şuan aklımda hazır, geriye kalan tek şey bunu yazıya döküp yayınlamak, elimden geldiğince zaten hızlı da yayınlıyorum.

Bir de kitap uzasın diye aralara zorlama bölüm yazmayacağım, her şey şuan aklım da belli, geriye bir tek sabırlı bir şekilde bölümleri bekleyip finale yavaş yavaş yaklaşmak kaldı.

Merak etmeyin 5-6 bölüme final yapmayacağım. Her şeyin bir sırası var. Hele bomba finalimiz ❗ çok sabırsızım.

( Multimedya : Yeşim ve Murat'a gelsin )

İyi okumalar dilerim, sizleri seviyorum ❗

Yorum sınırı : 600

####

Bir süredir telefonda konuşup dolandığım yerde arkamı dönüp baktım. Dönmek için ama ayak izlerim, yağan kardan kapanmak üzereydi. Az çok belli olan izlerle geri dönerken bir süre sonra tamamen kapandığı için öylece kaldım. Ama ağaçlık alandan da çıkmış sayılırdım.

Gördüğüm dükkanlar ve evlere doğru giderken hâlâ geldiğim bu yeri çözememiştim. Nerden gelmiştim, sinirle onu bile fark etmedim. Dükkan'ın yerine baktığım da bulamadım ama baya da zaman geçmiş ve etrafta gezinmiştim.

Gördüğüm yerlerden birine girip hemen oranın yerini sordum ve adrese doğru geri yolumu tuttum. Bu süreçte neredeyse 1 saati geçmişti ve karşıdan merakla etrafa bakınan Toprak'ı görmüştüm.

Etrafında gördüğü kişilere beni tarif ederken yüzündeki endişe ve korku o kadar belliydi ki , gülmeden edemedim. Nasıl da endişelenmişti benim için ! Ama bilmiyordu ki koca kadın oldum ve yolumu bulabileceğim.

En son telefonundan bir kez daha arayıp kulağına tuttuğunda arkası bana dönük bir şekilde ilerledi.

Koşarak ona yetiştim ve sırtından sarılmamla bir an afalladı.

" İpek ? "

Ellerimi ayırıp arkasını döndüğünde ben olduğumu anlamış ve kollarının arasına alarak sıkıca sarılmıştı.

" Nasıl korktum senin haberin var mı? Kayboldun sandım. "

Neredeyse kemiklerimin kırılacağını hissedene kadar sıkı sarılmış ve sesi yüksek çıkmıştı. Ama sinirlenmekte de haklıydı. Çok korkutmuştum onu.

" Özür dilerim , konuşurken nereye gittiğimi anlayamadım. "

"Bir daha asla ayrılmayacaksın yanımdan İpek! Asla ! Çok korktum, bir de telefonuna ulaşamayınca bir şey oldu sandım. "

Geri çekilip yüzüme baktığın da suçlu olduğumu bildiğim için sadece sustum ama o çok sinirli gözüküyordu.

"Bir telefonla konuşmakla nasıl gecikebilirsin ? "

" Ya konuşurken kayboldum, şarjım da bitti. "

Şuan sebepsizce dolan gözlerimle gözümden bir yaş düşmüştü bile.

" Bağırma hem bana. "

Kendim bile zor duymuştum sesimi ama Toprak sinirinden bir şey kaybetmeyip elimi tutarak kaldığımız yere doğru ilerledi. Bir yandan da elindeki telefonla birini arıyordu.

" Tamam Onur, buldum İpek'i, iyi şuan. Sizde bu geceden sonra geri dönün . Biz biraz daha kalıcaz. "

Telefonu kapattığın da o an bir kez dönüp bakmadı bana ve kolumdan çekiştirerek kaldığımız yere soktu.

Trabzon'a Gelin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin