46. bölüm - karlı Ayder

175K 6.9K 3.4K
                                    

Oy sınırı : 800

Yorum sınırı : 400

İyi okumalar dilerim ❤️

Geciktiğim için de özür dilerim.
Seviliyorsunuz... ♥️♥️♥️

####

Toprak'dan...

Gözümü açtığımda her yerim ağrır bir vaziyette uyanmıştım. İpek belki rahattı ama şuan ben iki büklüm olmuş boyun ve bel ağrısı çekiyordum.

Yine de İpek rahatça uykusunu alsın diye bekledim. Telefonumun çalmasıyla biraz kıpırdansam da sonunda İpek uyanmadan cebimden çıkarmış ve açmıştım. İpek'in babası arıyordu. Öncesinde mesajla annesinin durumunu bildirmişti ama aradığına göre kesin bir sonuca varılmıştı demek ki.

" Günaydın. "

" Sizede ."

" Erken arıyorum ama birazdan uçakla yola çıkacağız , gün içinde bir daha arayamama ihtimalim vardı. Bu yüzden şimdiden haber vereyim dedim. "

" Tabi, buyrun. "

" Yeşim için ilik bulundu ve tadivi için de İstanbul'a gidiyoruz. İpek'in de bilmemesi iyi oldu böylelikle, onu da boş yere üzmemiş olduk. "

" Çok sevindim gerçekten, tekrardan geçmiş olsun. Yapabileceğim bir şey varsa da her zaman yanınızdayım. "

" Yok saol. Sen sadece İpek'in şu hayattaki mutluluğunu sağla, bize yeter. Neredeyse hiç konuşamıyoruz zaten, telefonlarını açmıyor. Sen bizim aradığımızı iletirsin . "

" Peki söylerim. "

" Kızımı öp bizim adımıza, "

Arkadan İpek'in annesinin sesini duymamla gülümsedim. Güçlü bir kadındı ve hastalığı onun enerjisine hiç engel olmuyordu.

" Tamam, yolunuz açık olsun o zaman. Tekrardan geçmiş olsun. "

Telefonu kapattığımız da içime bir huzursuzluk düşmüştü. Annesi iyileşecekti ama artık bebek için acele etmemize bir neden kalmıyordu. Başlarda bir bebek için acelem yoktu ama, şuan öylesine baba olmak istiyordum ki... Hele de o rüyada İpek'in hamile hali. Ne kadar güzel ve tatlıydı.

Yine de yapıcaktım o çocuğu ama. İpek'in karnında olan elime baktım. Onun eli de benimkinin üzerindeydi. Şuan ikimizin elinin altında bir bebek olmasını ne kadar isterdim oysaki.

Baş parmağımı hafifçe oynatıp okşadığım da gıdıklanmış olucak ki yüzünde bir gülümseme olup parmağımı eline sarmıştı.

Diğer elim de ki telefona baktığım da saat 9 olmuştu. Çoktan sofrayı kurmaya başlamışlardır bile. İpek'i uyandırmak için boynuna yavaş yavaş öpücükler kondurmaya başladım.

" Meleğim... "

Ellerini de elime sarıp okşadığım da kıpırdanmaya başlamıştı.

" Güzeller güzelim... "

" Hı ? "

Gözlerini açmakta zorlandığını anladığım için yerimde iyice doğrulup dik durdum. Böyle belimin ağrısını ve boynumun tutulduğunu daha net hissederken İpek'de mecbur benimle doğrulmak zorunda kaldı.

Trabzon'a Gelin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin