İzmirli 19 yaşında bir genç kız...
Babasının yüzünden daha doğru düzgün bir kez dışarı çıkamazken yine babası yüzünden bilmediği bir şehirde , bilmediği bir aileye gelin giden bu kızın sonu ne olucak?
Daha mı üzülecek , daha mı mutlu olucak ?
Gelin...
" Ooo bir iş yapıyorsan yarım bırakmak olmaz, gömleğimi kim giydirecek "
Öylece dona kaldım. Bunu da bekliyor olamazdı herhalde !
" Ciddi misin ? "
" Hayır ya şaka yapıyorum, nasıl olsa bir gün gelicek o zamanlar , acele etmeye gerek yok . "
Göz devirip geri kapıya yöneldiğimde kolumdan çekerek , karşı karşıya olucağımız şekilde elini belime yerleştirdi.
" Bizim yarım kalmış bir işimiz vardı sanki "
Ağzım açık yüzüne bakarken o sadece benden bir cevap bekliyordu. Gerçekten şuan öpemezdi herhalde beni.
" Ya önceden öptüğüne say ben aşağı inicem "
Kolundan çıkmaya çalışırken izin vermedi.
" Ne zaman öptüm ben seni, hatırlamıyorum. "
Dalga geçer gibi mimiklerini kullandığında beni sinir ediyordu.
" Hem salıncakta hem de otelde, şimdi bırak beni ya "
Mızmızlanarak kollarından çıkmaya çalışsam da izin vermeyip üzerime doğru geliyor bense geri adım atmak zorunda kalıyordum. Sonunda sırtım duvarı bulduğunda , paniklemiştim.
" Onlar sayılmaz. İlkinde seni öpmüş sayılmıyorum çünkü sen öpmeyi beceremedin ve yarım yamalak anlaşılmaz bir şeydi. Diğeri ise sırf seni susturmak için dudaklarına dokundurmuştum. Ve çok içimde kaldı , doğru düzgün öpmeden bırakmam. "
Yanaklarımın pembeleştiğine emin olmuş bir şekilde beklerken tam öpüceği sırada kafamı çevirdim. Dudakları yanağıma değerken oradan da boynuma inip bir öpücük kondurdu. Sonra derin bir nefes alarak geri çekilmişti.
" Peki, sen nasıl istersen. Ne zaman dilersen o zaman öpücem seni . "
Gülümseyerek masum masum baktım gözlerine. Şuan öpmesi için hazır değildim çünkü.
" Yanlız böyle bakarsan dayanamam git hazırlan hadi . "
" Niye ? "
" Duymadın mı annemgili ? Sarma sarıp börek yapıcaklar. E şimdi sen bilmiyorsundur , benimle gelirsin. Rezil olma hiç boş yere . "
Bir yandan onunla gidiceğim için sevinirken diğer yandan beni bu şekilde küçümser gibi konuşması sinirimi bozmuştu. Dudaklarımı büzerek kollarımı göğsümde birleştirdim.
" Neden bilmiyim ki, belki biliyorumdur ? "
Dediğimi ciddi almayarak üzerindeki tişörtü çıkardı.
" İpek nerden geldiğini biliyorum. Gidip de babanın sana evde yemek yaptıracak hâli yok ya. O kadar hizmetlilerle büyümüşsün. "
Doğruluğunu kabul ederek omuz silktim. Haklıydı bilmiyordum ve bu konuyu uzatmayada gerek görmeden ve Toprak'ın kaslı vücuduna bakmadan giyinme odasına ilerledim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
