59. Bölüm - Gerçekler
İyi okumalar dilerim ❤️
"Evliliğimize kaldığımız yerden mutlu bir şekilde devam edebilir miyiz meleğim?"
Mutluluk ve pişmanlıkla göz yaşlarım akarken elinden tutup ayağa kalkması için çektim. Ben fazla güç harcamadan, o da ayağa kalktığında gözlerimin içine bakıyordu.
"Cevap vermeyecek misin?"
Umutla bakan yüzüne cevap vermek için dudaklarımı araladım ama sanki dilim tutulmuş gibi hiç bir şey diyememiştim. Gözüm tekrardan açık olan kutuya kayarken, şaşkınlığım da boyut atlamıştı. Bana bu kadar güzel bir sürpriz yapmasını hiç beklemiyordum. Az önce ki ayı bile benim için en büyük hediyeyken buna hiç gerek yoktu.
Ona haksızlık da etmiştim. O her seferinde beni düşünürken, ben ise olaylara sadece kendi açımdan bakıyordum. Kutuyu bana doğru tutan kolunu elimle indirip ona doğru uzandım. Kollarımı boynuna doladığım da dudaklarımızı da buluşturmuş ve en iyi cevabın bu olduğunu düşünmüştüm.
Annem zaten babamdan boşanmayı kabul etmiş. Hatta dün abimle avukatı arayarak işlemleri başlatmışlardı. Benim ise ona haksızlık yapmamam gerekiyordu. Yine beni düşünerek gizli tutmuştu. Asıl benim ondan özür dilemem gerekiyorken o gelmiş bir de benim için bu kadar uğraşmıştı.
O da elini benim belime yerleştirmiş, beni kendine iyice çekmişken doya doya öpmüştü. Sonunda nefes nefese ayrıldığımızda ise alınlarımızı yaslayarak bir süre öylece durduk.
"Alabileceğim en iyi cevabı aldım sanırım."
Kapattığım gözlerimi araladığım da gözlerini gördüm ve tam o sırada burnumun ucundan da öpmüştü.
"Hadi takalım şu yüzüğü."
Geri çekilip yüzüğü kutudan çıkarttığın da elimi almıştı ama ben geri çektim.
"Hayır."
"Ne demek hayır?"
Toprak ciddiyetle kaşlarını çatarken kendimi açıkladım.
"Çok abartılı bu yüzük. Ağırda görünüyor. Her seferinde bunu taşıyamam."
"İpek ben bu yüzüğe neredeyse bir ev parası verdim. Eğer beğenmedim der de, bu yüzüğü takmazsan, bir daha benden asla sürpriz bekleme. Kıçımı yırttım lan seni mutlu edip, beni affetmen için!"
Toprak olabildiğince sinirle söylerken bunu, hemen elimi uzattım. Yüzük feci derecede güzel ama aşırı da abartılıydı.
"Beğendim ama... Ne bileyim işte?"
Çekinerek söylerken uzattığım elimi öpüp derince bir nefes aldı.
"Zaten bir yüzüğün daha vardı Tranzon'da. Onu takarsın. Şimdi bununla idare et."
"Yine de bu kadar lükse gerek yoktu."
"Ben adama evli olduğunu göze sokan bir yüzük istediğimi söyledim. Herif de bu fiyattan sonra alamayacağımı ima edince hırs yapmış olabilirim. Tak işte."
Yüzüğü parmağıma taktığında ağırlığını hissetsem de sustum ve kocaman gülümsedim. Benim için bu kadar uğraştıktan sonra onu üzmeye hakkım yoktu.
"Tamam."
Yüzüğü taktıktan sonra elimle göz yaşlarımı sildim ve küçük bir kahkaha attım. Böyle bir sabahtan sonra benim ona verebileceğim daha güzel bir şey olamazdı sanırım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trabzon'a Gelin
Teen Fictionİzmirli 19 yaşında bir genç kız... Babasının yüzünden daha doğru düzgün bir kez dışarı çıkamazken yine babası yüzünden bilmediği bir şehirde , bilmediği bir aileye gelin giden bu kızın sonu ne olucak? Daha mı üzülecek , daha mı mutlu olucak ? Gelin...