İçimde toz duman
Bir buçuk ay önce
Hastaneden çıkan Hanzar Büşra melih can ve esin arabalarına binip fabrikaya doğru ilerledi.
Fabrikaya geldiklerinden arabadan inip fabrikaya girdiler. Hanzar bişey demeden yazaneye çıkarken Büşra ve diğerleri de peşlerinden çıktı. Hanzar masanın başındaki sandalyeye oturup bir sigara yaktı ve peşinden içeri giren can Melih Büşra ve esine boş bir bakış attı. Can bişey demeden hanzarın yanına otururken Melih yazane camından dışarı bakmaya başladı.
Büşra ve esinde boş koltuklara oturup. Etrafı inceledi.Bir süre sonra Büşra sıkılmış gibi Hanzara dönüp konuşmaya başladı.
"Neden getirdiniz bizi buraya"
Hanzar sigarasından derin bir nefes alıp Büşraya döndü."parayı ne yaptın"
Gözlerini deviren Büşra bıkkınlıkla cevap verdi."harcadım. Har ca dım. Oldumu uyuşturucu kullanıyorum. Bir yıllık peşin para verip borcumu kapattım anca yetti para"
Can sinirle ayağı kalkıp Büşraya baktı.
"Yani sen bizim hayrına dağıtıcağımız parayı zevkine harcadın? Dalga mı geçiyorsun lan""Sakin ol can otur şuraya"
"Ya bırak insan gibi konuşmaya çalışıyoruz bide. böyle boka batıcaklarını bildikleri halde başlıyorlar illete. Yetmezmiş gibi çocukların rıskına da göz koyuyolar."
Büşra ve esin canın söyledikleriyle yutkunurken. Can susmak bilmiyormuş gibi konuşmaya devam ediyordu.
"Ne oluyor şu sikiği içince? Dertlerinizi mi unutuyorsunuz. Siz unutunca o derstler gitmiyor. Siz içince dertleriniz artıyor. Şuna bak nasıl da acınacak haldesin."
Büşra titreyen ellerini sıkıp canın söylediklerini sindirmeye çalıştı.
Melih canın kolundan tutup "sakin ol gel dışarı çıkalım" dedi.İkisi dışarı çıkarken Büşra hala canın olduğu yere bakıyordu. Ne kadar da haklıydı. Bile bile ateşe atıyorlardı kendilerini.
nemlenen gözlerinden kurtulmak için bı kaç kez kırpıştırıp Hanzara baktı."Özür dilerim tamam mı? Bilmiyordum sizi parayı alıp zevkine harcayan serseriler sanıyodum. Bilseydim almazdım"
Hanzar onu söylediklerini umursamdan konuştu "uyuşturucudan kurtulmak ister misin" dedi.
Büşra hanzarın sözleriyle kaşlarını çatsada cevap verdi."evet"
Hanzar bir şey demeden kafasını salladı ve bitmiş sigarasını söndürdü. Büşra hanzarı izlemeye devam ederken Hanzar ayağı kalkıp yazaneden çıktı. Esin ve Büşrada arkasından bir süre bakıp peşinden çıktı.
Bir buçuk ay sonra
Büşra masraflarını hanzarın ödediği hastanede yatarken Hanzar ve esin ziyaretine geliyordu. Can hanzarın bu yaptığına sinirlenip arasını açsada Melih bir insan hayata daha tutundu diyip avutuyordu kendini. Burak 3 aya yakındır ortalarda görünmesede arkadaşlarıyla sık sık konuşuyor arasını açmıyordu. Emre akıl hastanesine yatmış insanlardan bağımsız yaşıyordu.ara sıra Alya'yı gördüğünü söylüyor yalanlayan olursa çıldırıyor ortalığı dağıtıyordu. Funda ananesinden bağımsız odasından çıkmıyor. Çıksa bile yaptığı tek şey yemek yemek oluyordu.
Lavin. Lavin geçirdiği kriz nedeniyle bir buçuk ay komada kalmış, bir buçuk ayın sonunda hayata gözlerini yummuştu.
Aslı hanım inanmaksızın kızını görmek isterken Tibet bey ve Aylin aldığı haberle şoka uğramış ardından baba kız göz yaşlarını tutamamışdı. Aslı hanım geçirdiği baygınlıkla boş bir odaya alınırken Tibet bey ve Aylin ilk uçakla Türkiye'ye dönmüştü. Kızı öldükten bir gün sonra ülkesine dönen Tibet bey kızının cenazesinde kalp krizi geçirmişti. Aylin ilk defa kardeşi için hıçkırıklara boğulurken aslı hanım konuşmayı unutmuş gibi sessizce kızının taşınan tabutunu izlemişti.Eve geldiklerinde aslı hanım direk kızının odasına çıkarken Aylin ve Tibet bey de peşinden gitmişti. Kızının Pembe den griye her renk olan odasına giren aslı hanım kurumuş göz pınarlarıyla ağlamaya çalıştı.
Odasına yavaş adımlarla girip sanki eşyaları dokunsa kırılcakmış gibi dokunmaya korktu. Kızın dolabının önüne gelip içindeki kıyafetlerden bir tane aldı. Yavaşca burnuna getirip koklamaya başladı.
Tibet bey ve Aylin annesini kapıda nemli gözlerle izlerken göz yaşlarını tutamadılar.
Aslı hanım titreyen dudaklarını durdurmak ister gibi kızının kıyafetine bastırdı. Lavinya kokulu kızı toprak kokuyordu.Ağır adımlarla kızının yatağına ilerleyip yatağına oturdu. Buğulanmış gözleri kızının odasında gezerken elleri kızının yatağını okşuyor dudakları kıyafetini öpüyordu.
Elindeki kıyafeti bırakıp kızının kokusu sinmiş yastığını eline aldı. Yastığı kaldırdığı anda aşağıya düşen kağıtla irkilen aslı hanım eğilip kağıdı eline aldı. Buruşmuş kağıtta gördükleri kurumuş göz pınarlarına dahi ihanet ederken aylin ve Tibet beyde aslı hanım yanına doğru yürüyüp yatağa oturdu. Gördükleri hepsinin ağlamasına sebep olurken Aylin dayanamayıp anne ve babasına sarıldı.