Bazılarının yüreğe iyi gelen bir yanı vardı, armağan gibiydiler
KÜÇÜK PRENS
Ece'den
Çukur'un 2. sezonunu bitirmiştik. 3gün sonra büyük Çukur galası vardı. Tiyatro sezonunu da kapatmıştık. Herşey yolundaydı, aslında dinlenmem gerekiyordu ama kafam kazan gibiydi. Bide üstelik paldır küldür hayatıma giren bu adam için içimde savaşlar veriyordum. Onun yanında saçmalıyordum, en son mekandaki araba olayını hatırlamak bile istemiyorum. Eminim mal olduğumu düşünmüştür. Elimi anlıma geçirdim. Saat gecenin bilmem kaçıydı, odamda volta atmakla meşguldum. Çıkmıyordu işte aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Gülüşü, hareketleri, kendinden emin tavırları hele gamzeleri. Kalp atışlarım hızlanıyordu. Olmamalıydı.Böyle olmamalıydı. Biraz sosyal medyasını karıştırmaktan zarar gelmezdi herhalde. Ekrandaki adama salak salak sırıtıyordum. Nedensizce utandığımı hissedip telefonu yatağa fırlattım. Yaz tatiline giriyorduk. Görmezsem böyle hissetmezdim belki. Anlık bişeydi. Evet evet kesinlikle öyleydi.
Uyumak için ışığı kapattım. Uyumam gerekiyorudu uyumazsam kafayı sıyırabilirdim.Ne olduğunu anlamadan 3 gün geçmişti bile. Ne giyeceğim, ne takacağım, saçım-makyajım herşeyim önceden belirlenmişti. Rahattım. Sadece Cihangir.. Beni gerim gerim geren oydu. Sakin olmalıydım. Öğleden sonra evime gelen kuaför ve make-up akartistlerinin eline bırakmıştım kendimi. 5 saatin sonunda hazırdım. Arabaya ilerlerken heyecanlıydım. Gala yerine vardığım anda flaşlar patlamaya başlamıştı. Kırmızı halıdaki arkadaşlarımın yanına ilerledim. Aras ve Erkan abi gazetecilerle konuşuyordu.
Fırsattan istifade kulislerin olduğu tarafa ilerledim. İlk bulduğum kapıdan içeriye koşar gibi girmemle Cihangiri görmem bir olmuştu. Olduğum yere çivilenmiştim.. O baştan aşağı beni süzerken ben gözlerimi kaçırmakla yetindim. " Şey ben burda olduğunu bilmiyodum bilsem girmem çünkü niye gireyim demi." Karşımdaki adam bana kahkaha atarken bense saçmalığın dibine vurduğumu yeni idrak ediyodum. Utançla kafamı eğerken O yanıma gelip arkamdaki kapıyı kapattı. Tam karşıma geçtiğinde bende kafamı kaldırdım. Yüzümde gezen gözlerini fark edince kızarmıştım. Gamzeleri belli edercesine güldüğünde gözlerimizi buluşturdum. " Bana yardım eder misin?" dedi "Hangi anlamda?" dedim tek nefeste. "Kravat niyetine bana bişey verdiler bağlayamıyorum. Bağlar mısın?"
"Denerim bende anlamam pek" Elindeki siyah şeyi alıp boynuna geçirmiştim bana bir adım yaklaşmıştı. Ellerimi titriyordu. Yüzüne bu denli yakın olmam bedenimi cehenneme çevirmişti. Bi anlığına gözlerine baktım. Dudaklarıma bakıyordu.Derin bir nefes alınca sadece yanan ben olmadığımı anlamıştım. Sonunda bağlamayı becermiştim. Ellerimi yakasını düzeltmek için boynuna sardığımda kafasını çevirmişti. Boynundaki damarlar belirginleşmişti. Ellerimi indirdiğimde hala uzaklaşmamıştık. " Bitti mi?" diye sesini duyduğumda şaşırmıştım. Sesi boğuklaşmıştı. Cevap vermek yerine kafa salladığımda daha fazla burada duramayacağımı anlamıştım. Kapıdan dışarı çıktığımda sanki koşmuşum gibi derin nefesler almaya başladım. Bu adamın üzerimdeki etkisini bir bilseydi gurur duyardı kendisiyle. Salona geçtiğimde yerime gitmek için hareketlendim. Üstünde kendi ismimi gördüğüm koltuğu bulunca oturdum. Yan tarafımdaki isimle kalbim hareketlenmişti.
Cihangir Ceyhan yazısını görünce mutlu olmuştum. Gözümün önünde olacaktı en azından. O da yanıma gelip oturunca demin beni sarhoş eden kokusunu tekrar hissetmiştim.Gala bitiminde herkes aynı mekana gitmek için yola koyulmuştu. Bi nevi after party herhalde. Mekan girişinde kızlarla konuşmaya dalmıştım. Yanımızdan Cihangir geçince susmuştum. Hare bunu kaçırır mı. " Kızlar bakın size ne göstercem" diyip benim ve Cihangir'in fotoğrafımı gösterince utanmıştım. " Hadi içeriye girelim" diye geçiştirince arkamda gülen kızları bırakarak içeriye girdim. Yüzüme vuran sigara ve alkol kokusu beni kendime getirmişti. Barmene kırmızı şarap diye bağırınca önüme konulan kadehi bir dikişte bitirmiştim. Bitane daha istediğimde gelen Cihangir de bira istemişti. Yanımdaki taburede oturmuştu. "Güzel olmuşsun." diye birden söyleyince afalladım. Utanıp kafamı başka yöne çevirince güldü. "Teşekkür ederim sanada takım elbise yakışmış." dedim bir çırpıda. Gülümsemesi genişlemişti.
Bizimkiler pistin tozunu arttırırken ben onları izliyordum. Cihangir de beni. Bazen birbirimize bakıp gülüyorduk.
Çalan şarkıyla gülümsemiştim. Söylemeye başladığımda Cihangir yanıma gelmişti. Elini bana uzatıp" Benimle eşlik eder misin?" diye sorunce tabureden indim.Beni kendine döndürünce ellerini belime sarmıştı, bende boynuna.. Birlikte yavaşca sallanmaya başladığımızda gözlerimi kapatmıştım" Kapatma gözlerini." diyen Cihangir'e baktım. Gözleri dudaklarımdaydı. Kendimi sıkıyordum. "Sal kendini, korkma" Dediğini yapmıştım. Kendimi ona daha çok yaklaştırmıştım. Ensesindeki ellerim boynunu okşuyordu. Şuan kimdim, kimdik unutmuştum. Sanki sadece biz varmış gibi. O da gevşemiş olucak ki ellerini belim ve kalçalarımı ayıran bölgede birleştirmişti. Burnunu saçlarıma gömmesiyle gözlerimi kapatmıştım. Bu anda kalsak olmaz mıydı sonsuza dek..
Kafamı omzuna yasladığımda derin nefes almıştı. "Fazla" dedi birden kafamı kaldırıp " Ne" dedim. "Fazla güzelsin."
Gülümsedim. Şarkı bitmişti. Aramızda ne olmuştu bilmiyorum ama ruhum huzura doymuştu. Kendimi tutamayıp ellerimi sol gamzesine koyduğumda gülmüştü. Baş parmağımla yanağını sevmiştim. Mutludan ziyade huzurluydum. Anlamıştım bu adam benim yüreğime iyi geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞARAP- Ecgir
FanfictionBu bir set arkası aşkın en naif halidir. Şarap geliyor.. İyi seyirler🍷