《17》

3.1K 135 18
                                    

Yazar
Ece elindeki kahve bardağı masaya bırakarak arkadaşına döndü. Koltukta duran paketine uzanıp sigara aldı,derin bir nefes çekip koltukta bağdaş kurdu.

"Ne yapayım İlayda sen söyle. Annem onaylamıyor Cihangir'i işte"

"Bende bilemedim ki şimdi. Annenle ne zamana kadar konuşmayacaksın Ece?"

Sıkıntıyla ofladı. O da istemiyordu annesiyle küs kalmak ama elinde değildi. Şu zamana kadar annesi ne istemişse yapmıştı. İlk defa ona  açılmıştı ve beklediği tepki hiç düşündüğü gibi olmamıştı.

"Bilmiyorum. Ne bok yiyeceğimi  bende bilmiyorum." 

Çalan telefonuyla birlikte irkildi. Ekranda gördüğü isimle sırıttı. İlayda Ece'nin ani duygu değişimlerini hayretle izliyordu. Demin dokunsan ağlayacak olan kadın, şimdi sırıtıyordu. Ece bir süre ekrandaki isimle aşk yaşayıp durdu. Sonra saçmaladığını fark edip hızlıca yanıt verdi.

"Gülüm niye cevap vermiyon iki saattir."

"Elim doluydu napim"

Sonuçta yanında değildi. İki saat ekranla aşk yaşadım da diyemezdi, ciddi alay konusu olabilirdi.

"Evdeysen geliyorum yanına."

"Cık değilim. İlayda'ya geldim."

"Alişan mı diğeri mi?"

"Diğeri demeyi ne zaman bırakacaksın acaba. Diğerindeyim he."

"İyi geliyorum. Diğeri demeyi de bırakmayacağım kıl oldum o kıza."

"Cihangiir."

Uyarıcı ses tonunu işittiğinde göz devirdi.

"Neyse hiç sinirimi bozmak istemiyorum. Konum at da geleyim kız,sabahta göremedik gülcemâlini."

"Tamam atıyorum gel gör gülcemâlimi."

Ece vakit kaybetmeden oturduğu evin konumunu attı. Oturduğu yerden kalkıp koridordaki aynadan kendisine baktı. Yüzü makyajsız ve solgundu.  Onu tanımayan birisi bu halde görse hasta olduğunu bile düşünebilirdi.  Tıpkı kendi evinde geziniyormuşçasına arkadaşının odasına girip eşyalarını karıştırdı. Çokta abartılmamış bişeyler yapmak istedi.

En sonunda rujuda sürüp dudaklarını birbirine bastırdı. Kapağını kapatıp yerine koydu, aynadaki yansıması şimdi daha iyi görünüyordu. Aşağıya doğru inecekken telefonu çaldı. Meşgule atıp arkadaşıyla vedalaştı. Nihayetinde tanıdık arabanın kapısını açıp içeriye oturdu. Sevgilisi gamzelerini belli edercesine yüzüne bakıyordu. Dayanamadı o gamzelerden öptü. Geri çekilecekti ki genç adam yüzünü tutup dudaklarını öptü. Alt dudağını emip bıraktı. İkiside bir süre öylece bekledi. Arkadan duyulan korna sesi elektrik çarpmış etkisiyle ikiliyi ayırdı. Cihangir fark ettirmesede arabaya bindiğinden beri Ece'den gözünü alamamıştı.

"Sen ne güzel olmuşsun böyle"

Gözünü yoldan ayırmadan kadının elini bulup öptü. Ece belli etmiyordu belki ama içi eriyordu böyle içten hareketlere.

"Herzamanki halim işte naparsın"

Bu dediğiyle ikiside gülmüştü.

"Elbette öyle ama bugün farklı. Ruj bile senin değil."

Ece duyduğuyla ufak çaplı bir şok yaşasada bozuntuya vermedi.

"Nerden biliyorsun benim olmadığını?"

"Her fırsatta öpüyorum seni bırakta anlayayım gülüm"

Utanıp kafasını cama çevirdiğinde Cihangir'in gülme seslerini işitmişti, çaktırmadan gülmüştü o da.

ŞARAP- EcgirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin