Satır içi yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar🌊
Denizin tuzlu kokusunu içine çekti derince. Rüzgar tenini hafifçe okşamaya devam ederken elindeki tatlıya baktı mutsuzca. Çok değil 3.defa çekeceklerdi sahneyi belki ama artık midesinin başka tatlı kaldırabileceğini düşünmüyordu genç kadın. Etrafta koşuşturan insanlara insanlara baktı. Yutkundu, midesinden yayılan kusma dalgasıyla baş etmek gitgide zorlaşırken, elinde yeni tatlı tutuşturdular. Yüzünü ekşiterek baktı tatlıya. Azer'e sövdü içinden, başka tatlı bulamamış mı diye. Herşeyi başa almışlardı yeniden. Zoraki tatlıyı ısırdığında kendisini tutamamış koştur koştur insanlardan uzak bir ağaç dibinde kusmuştu. Ardından gelen Cihangir ve birkaç asistan başında toplanmıştı. Cihangir saçlarını arkadan toplayıp rahat davranmasını sağlamıştı. Ece içindekileri boşalttıkça kusma isteği katlanarak geri dönüyordu. Kafasını kaldırdığında Cihangir vakit kaybettirmeden su içirmiş sonrasında yüzüne su çarpmıştı. Yüzünü elleri arasına aldı. Nemli elleriyle yüzüne gelen saçlarını düzeltti. Derin nefesler alıyordu Ece. Kendisini çok güçsüz hissetmişti. Gözleri kendiliğinden kapanmış ve Cihangir'in göğüsüne düşüvermişti. Cihangir göğüsündeki kadının durumdan dolayı korku içindeydi.
●○"Daha iyi misin şimdi?"
Ece yorgunla başını salladı.
"Hastaneye gidiyoruz şimdi. Sonra eve gideriz, dinlenirsin."
Başını yasladığı camdan kaldırıp arabayı dikkatle süren adama dikti gözlerini.
"Hastaneye gitmek istemiyorum, evime götür beni. Uyumak istiyorum Cihangir tamam mı sadece uyumak."
İç çekip sabır dilercesine gözlerini kapatmıştı adam. İnadı yanlış zamanda tutuyordu Ece'nin.
"Tamam sonra uyursun önce has-"
"Bu halde bile tartışacak mıyız cidden?"
Tamam anlamında başını salladı ve direksiyonu, her sokağın ismini bile ezberlediği adrese doğru sürdü. Ece az önce başını kaldırdığı cama geri yaslandı. Bedeni çok üşüyordu, olduğundan daha fazla. Mide bulantısından sonra şimdide üşüme dalgası sarmıştı bedenini. Montuna sarıldı iyice. Düşündüğü tek şey evine gidip bütün gün yatağında uyumaktı. Günlerce uyusa bile geçmeyek gibi bir yorgunluk vardı üzerinde. Araba durunca geldiklerini yeni fark etmişti. Cihangir vakit kaybetmeden inmişti arabadan. Ece zorlukta kemerini çözüp indi arabadan. Cihangir genç kadının kolundan tutup yürümesinde yardımcı oldu. Birlikte eve doğru yürüdüler. Ece çantasından kendi evinin anahtarını bulup kapısını açtı. Yanındaki adamı umursamadan odasına ulaşabilmek için merdivenlerden çıkmaya başladı. Cihangir kapıyı ardından kapatıp tanıdık vestiyere aşmıştı montunu. Hayatında çok az böyle korkulu anlar yaşamıştı. Ece'nin neden bu halde olduğu ile ilgili aklına bütün ihtimalleri getiriyordu ancak sonuç sadece koskocaman bir boşluktu. Onun aksine Ece, odasına girdiği anda kendisini banyoda, bedenini her zamankinden daha sıcak suyun altına tutarken bulmuştu. Daha fazla ayakta duracak gücü kendinde bulamadığında duştan çıkmış, beyaz renkli bornozuna sarmıştı aynı renkteki bedenini. Kapının açılmasıyla yüzünde belli belirsiz bir gülümseme olmuştu genç kadının. Kalkıp dolabından kıyafet alabilme gücünü bulamıyordu kendisinde. Ayrıca bir türlü geçmeyen mide bulantısı vardı, onun nedenini hala çözebilmiş değildi. Ayakta dikilen adam, yatakta oturan kadının solgun ve olduğundan daha yorgun gözüken yüzüne baktı. Usulca oturdu yanına. Kızın buz gibi ellerini hissedince irkildi ama belli etmedi. Avuçları içine alıp ısıtmaya çalıştı. İlk başlarda komik geliyordu ona. Şimdilerde ise hiç bırakmak istemiyordu avucundaki küçük elleri.
"Biraz daha iyi misin?"
"Çok üşüyorum."
Ece bunları söylerken kendisi bile zor duymuştu. Cihangir alnından öptü. Hiçbir ateş belirtisi yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞARAP- Ecgir
FanfictionBu bir set arkası aşkın en naif halidir. Şarap geliyor.. İyi seyirler🍷