《9》

2.7K 140 29
                                    

Cihangir
Belini fazla sıktığımdan olmalı ki dudakları dudaklarımın üzerindeyken inledi. Kendini geri çekti hala fazla yakındık.
"Kırsaydın"
Ellerimi gevşettiğimde bir adım geri çekildi.
"Özür dilerim elimin ayarı yok" Utançla eğdim başımı. Çenemden tutup kaldırdı. İçten bir gülümseme sundu gözlerime. Bende gülümsedim.
" Çok acımadı boşver"
Ellerimizi birbirine geçirdi ve önden yürümeye başladı. Kapısının önünde durduğumuzda çantasından anahtarı çıkarıp kapıyı açtı. Sessizce neler yaptığına bakıyordum. Sanki her zaman birlikte evine geliyormuşuz edasıyla rahattı. Kapıyı açtığında montumu çıkarıp ona verdim. Evi ferah ve düzenliydi.
" Geç otur kendi evinmiş gibi rahat olabilirsin." O mutfağa yöneldi bende salona yöneldim. L koltukta oturup beklemeye başladım. Mutfaktan sesler gelmeye başladı.
" Açsan bişeyler hazırlayabilirim." Mutfaktan sesini duyduğumda güldüm. Mutfağa gidip kapı eşiğinde izlemeye başladım onu bir süre. Dolapları karıştırmakla meşguldu o an.
"Cihangir duymuyor musun ya"
Tekrar bağırınca ufak bir kahkaha attım. İrkildi. Arkadasını dönüp gözlerini belerterek konuştu.
" Korkuttun be insan ses eder" Elini kalbine koyup sesli nefesler almaya başladı. Yakınına gidip kalbine koyduğu elinden öptüm. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Gözleri dolmuş gibiydi.
" Geçti mi?" Kafa sallayıp burun çekti. Ne yani ağlayacak mıydı?
İki elimi omuzlarına koydum.
" Ne oldu şimdi sakın bana ağlayacağım deme."
"Hayır sadece Balık burcu olmaktan nefret ediyorum" Söylerken git gide kısılan sesine güldüm. Sarıldım ona saçlarını öptüm.
" Güzelim iyi misin? Sakinleştin mi biraz" Burun çekip kafa salladı.
"Imm en son yemek diyorduk. Aç mısın?
"Yok değilim zahmet etme"
" Şey o zaman kahve içmeyelim uykumuz kaçmasın. Sıcak çikolatam var içeriz  demi" Kafa salladım fark etmezdi.
"İyi olur" Mutfaktaki masadan sandalye çekip oturdum ve onu izlemeye başladım. Yaptığı şeye odaklanmıştı. Arada burun çekmesi gülümsememi sağlıyordu. Çok güzel bir yüreğe sahipti. Oyunları yoktu neyse oydu. Sanırım en çok bu hallerini sevmiştim. Bir süre öyle devam etti. Bende biraz telefonla uğraştım. Elinde iki bardakta önünde döndüğünde bende ayaklandım.
"Gel salona geçelim. Orası daha rahat"

Kendisi önde bende arkasında salona geçtik. Ben oturmuştum elindeki bardakları masaya bıraktı.
" Şey ben rahat değilim bu kıyafetlerle üzerimi değişip gelsem sana ayıp olur mu?"
" Saçmalama bende senin bu kıyafetlerle durma taraftarın değilim. Bak keyfine."
Gülüp yanağımı öptü.
"Az sonra dönerim." Hızlı hızlu merdivenden çıkmaya başladı. Sıcak çikolatadan bir yudum aldım.Hoşuma gitmişti. Kendime de evde yapmayı aklımın bir köşesine not ettim. Telefonla etiklendiğim sayfaları gezinmeye başladım. Çoğu Ece'nin fotoğraflarından ibaretti. Bakmaya devam ederken Ece' nin ayak sesleri  duyuldu. Yukarıya baktım. Vücut hatlatını belli eden bir tayt ve üzerine kısa bir kazak geçirmişti. Sertçe yutkundum. Yanıma oturmuştu. Ayaklarını bağdaş yapıp sehpadaki kendi bardağına uzandı. Uzandıkça açıkta kalan beline kaydı gözlerim. Bembeyaz teni vardı. Alt dudağımı dişledim. Yüzüne bakmadan konuştum.
" Dışarıda da böyle gezmiyorsundur umarım."
"Yok be ev halim bu niye ki?" Yüzüne baktım.
" Katil olma olasılığımı yükseltiyorsun haberin yok." Güldü. Oysaki düşündükçe çenem kasılıyordu sinirden.
" Neyse konuşmayalım şimdi bunları. Bahsetsene biraz nasıl geldin koskoca "Çukur" yapımına?" Sorduğu sorunun cevabı epeyce uzundu. Anlatmaya başladım. Bir saniye bile ayırmamıştı gözlerini benden. Anlatırken beden dilimi kullanmaya alışkın olduğumdan bazı hareketlerime gülüyordu. Bir zaman sonra iyice kendini göstermeye başlayan Adana şivem durumu iyice komikleştirmişti.
" Böyle işte bizde az zorluk çekmedik. Şimdi geldiğim noktanın keyfini çıkarmaya çalışirüm, yani çalışıyorum."
" İlk geldiğinde daha komik konuşuyordun hep gülerdim sana."
Ses tonu değişmişti " Hep farklıydın herkesten ve herşeyden.. Galiba hep öyle kalacak" Belli etmesemde utanmıştım. Elimi dizime koydum.
"Gelsene" Hiç tereddüt etmeden koydu başını dizime. Yüzü bana dönüktü. Ellerim saçlarını bulmuştu hemen.
" Sen anlat biraz kendini. Çocukluğunu falan, herşeyini bilmek istiyorum senin." Gülümseyerek anlatmaya başladı. Elimi saçlarından çekmeyerek dinledim onu.
" Ya aslında küçükken bale falan yapıyordum. Zaten ben lise sonda falandım galiba oyuncu olmaya karar verdiğimde. Tiyatro ile girdim bu işlere. Önceden sadece izlemeye giderdim."
Kitaplığına kaydı gözüm.
" Kitap okumayı seviyoruz herhalde." Dizimden aniden kalkışı kendimi boşlukta hissettirmişti.
" Ah evet severim ama yoğun olduğumdan bayadır açmıyorum kapaklarını."
Raftan bir kitap alıp kapağını açtı.
"Canım kitaplarım"
Ben hala oturmaya devam ederken elindeki kitapla yanıma geldi. Yüzlerimiz birbirine dönüktü. Elindeki kitaba baktım.
"Şeker Portakalı" demek?"
"Hıhı. Senden bu kitabı bana okumanı istiyorum. Okur musun?"
Şöyle baktım yüzüne. Hayatımda benden çok şey istenmişti. Ama ilk defa bir birinin benden böyle bir şey istemesi ufak şok etkisi yaratsada kabul etmiştim.
"Gel hele şöyle" Dizime yatmıştı yine. Bu sefer yüzü bana dönük değildi. Bir elim kitapta bir elim saçındaydı. Okumaya başladım, zaten daha önce okumuştum. Ne zamandır öylece ona kitap okduğumu bilmiyordum ama o kadar güzeldi ki ben bile rahatlamış ve gevşemiştim. Ece saçındaki elimi tutuyordu. Ben daha okumaya devam ederken kalkmaya yeltenmişti. Kitabı bırakınca o da kalktı.
"O kadar güzeldi ki. Teşekkür ederim sana. Herkes yapmazdı. Bende herkese yaptıramazdım."
Uzanıp öptü beni uzun uzun. Geri çekildiğimde hala kapalıydı gözleri. Gülümsüyordu. İzledim öylece onu.
"Senin yanından bir daha hiç ayrılmak istemiyorum biliyor musun."
Gözleri hala kapalıydı, hala gülümsüyordu. Yanağını sevmeye başladım.
"Niye?"
"Çünkü dünyanın en iyi insanı sensin. Senin yanındayken kimse bana zarar vermiyor ve kalbimde mutluluk güneş gibi parlıyor."
O an fark etmiştim. Kitaptan alıntı yapmıştı. Tekrar öptüm onu.
"Seni seviyorum Gece Güzeli" Gözlerini açmıştı mutfaktaki gibi dolu dolu olmuşlardı yine.
"Bende seni seviyorum ama en çokta güzel yüreğini" Gözleri yine kapanmıştı. Süzülen yaşından öptüm.

Beraber uyumak için odasına gitmiştik. Kıyafetim yoktu ve kazakla uyuyamıyordum. Yanımda uzanan Ece'ye baktım. Ellerimle oynuyordu.
" Ben kazakla uyuyamıyorum ne yapıcaz?" Dudak büzdü.
" Üzerini çıkar rahat edersin." Ses tonu olduğundan daha sakin çıkıyordu. Bu da uykusunun geldiğine işaretti.
" Emin misin?" Bana bakıp göz devirdi. Yatakta doğrulup boylarımızı eşitledi.
" Sen yapmazsan ben yaparım" Daha ne olduğunu anlamadan kazağımı kendisi çıkarmıştı. Ellerim dağılmaktan gözüme giren saçlarıma gitti. Ece vücudumu inceliyordu. Dudakları "o" şeklindeydi. Kahkaha atmadan duramadım. O gülmüyordu.
"Sapık incelemen bittiyse uyuyabilir miyim."  Kafamda hissettiğim yastık bütün gülüşümü bozmuştu. Şimdi o kahkaha atıyordu.
"Ama yapılır mı bu bana şimdi he. Bittin kızım sen vallahide billahide bittin"
Yatak odasında bildiğiniz kovalamaca oynuyorduk. Nefes nefes Ece'yi köşeye sıkıştırmıştım. Benden farksızdı. Güle güle üzerine yürümeye başladım. Sırtı boşluğa gelip yatağa düşünce çığlık attı.
" Ulen normalde burda duvarın olması gerekmiyor muydu?" Üzerine çıkıp kollarını başının üzerinde birleştirdim. Yüzüne yaklaşıp sadece onun duyabileceği bir sesle konuştum
"Söyle bakalım kim kurtaracak şimdi seni" Gözleri kocaman açılmıştı. Yanakları kızarınca ufak bir kahkaha attım. Altımda kıpırdanmaya başlayınca kollarını daha çok sıktım. Başını geriye yatırıp inledi. Ne yaptığının farkında bile değildi. Açıkta kalan karnı ve benim üstüz oluşum durumu iyice zorlaştırıyordu.
"Yapma şunu" Yüzü bana döndü bu sefer dudaklarını kemiriyordu.
"Ece yapma şunu dedim" Kendimi tutamayıp öpmeye başladım onu. Sert davranıyordum. Kollarını kurtarmak için debelenmesi işimi zorlaştırıyordu. Geri çekildim kaşları çatıldı. "Kollarımı bırak bari böyle oynaması zevli değil" Güldüm ama çokça tahrik olmuştum.
"Oyun oynamak istiyorsun ha" Çocuk gibi başını salladı kollarını bıraktım.
"Sen gelsene şöyle" Boynumdan tutup bu sefer o yapıştı dudaklarıma. Kollarını boynuma sardı. Elim istemsizce bacaklarına gitti. Dudaklarını bırakıp boynuna geçtim. Emdikçe kulağıma ufak ufak inmeler bahşediyordu. Kendimi iyice bastırdım ona daha sesli inledi. Geri çekildim. Nefes nefese kalmıştık. Hala fazla yakındık.
"Oyun oynamayı bırakmalıyız"
"Noldu yenilmekten mi korktun?"
Gülüştük.
"Cık. yenilmem de sen zararlı çıkma diye." Göz kırpıp devam ettim
"Anlarsın"
Elleriyle yüzünü kapattı. Kahkaha atıp kalktım üzerinden. Banyoya gidip yüzümü soğuk suyla yıkadım halim hiç iyi değildi. Banyodan çıktığımda Ece yatağa geçmiş beni bekliyordu. Yanına gidip yatağa girdim. Kedi gibi usulca sokuldu bana. Çıplak omzumdan öptü. Gözlerini kapatıp uyumasını bekledim. Nefesi düzene girince baş parmağımla yanağını sevdim. Gülümsedim bu kadın bana her mevsimi yaşatmayı nasıl beceriyordu?
Gözlerimi kapattım. Kokusuyla sarhoş olmuştum bile

Geldim geldim kızmayın ya ne çok fırça yedim skskskejdhdkw. Anca toparladım kusura bakmayın. Yorumlara bekliyorum bays⚘

ŞARAP- EcgirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin