Yazar
Cihangir bir gününü daha sevdiği kadın olmadan tamamlayabilmişti. Hala nasıl nefes aldığını, hayatının nasıl geçtiğini anlamış değildi. Yaklaşık iki hafta falan oluyordu belkide daha fazla saymamıştı. Vu süre içerisinde Ece'nin iğneleyici laf sokmalarına, düşmana bakar gibi bakmalarına maruz kalmıştı. Kadın canını yakmayı öyle güzel başarıyordu ki kendisini yıllardır tanıyan birileri bile bu kadar acıtamazdı. Herzaman ki gibi evine gitmiş, duş almış ve yemek yemeden yatağına gitmişti. Uzaktan izlediği kadının gülüşü belirdi hafızasında. Günlerdir böyle avutuyordu kendini. Gözlerini kapattı gülümseyerek.Artık arkadaşında kalmayan Ece evine geçmişti. Elinde kahvesiyle koltuğuna oturduğunda 1 hafta sonunda eve geldiğinde yaşadıklarını hatırladı. İlk eve geldiğinde koltuktaki kitabı yerinde bulmuştu. Sonra evi toplamadığı gelmişti aklına. Yatak odasına tereddütle girdiğini hatırladı. Bir insan kendi evinde kendi odasına girerken tereddüt eder miydi? O etmişti işte. Yatağını dağınık bulmuştu. Sonra komodindeki nota ilişmişti gözleri. Günlerdir tek göz yaşı akmamıştı gözlerinden. Ufacık not için yatağının dibine çöküp saatlerce ağlamıştı.
Sigarasından derin nefes alıp kahve bardağını sehpaya bıraktı. Gururuna yediremesede özlemişti onu. Herşeyiyle özlemişti. Bide üstüne İlayda'nın zorla konuşturduğu Cem vardı. Çocuktan zerre hoşlanmıyordu. Tiksiniyordu hatta bazen. Telefonuna mesaj geldiğinde aldı eline. Mesaj Cem' den gelmişti. Sinirle göz devirdi. Kendisinin onu sete bırakmasını teklif ediyordu. Sıkıntıyla ofladı. Şu çocuktan acilen kurtulması gerekiyordu. İstemeye istemeye kabul etti. Cevap vermesini beklemeden telefonu kapattı. Kahvesini bitirip yatak odasına girdi. Üzerine yorgunluk çöktünce gözleri kendiliğinden kapanırvermişti.Gördüğü kabusun etkisiyle hızla kalktı yerinden Ece. Cihangir'den sonra sıkça görür olmuştu. Saçları terden dolayı ensesine yapışmıştı. Elini anlına götürüp derin nefes aldı. Sonra sessizce ağlamaya başladı yeniden. Tekrar kızdı kendisine. Cihangir'i her daim yanında istemesine kızdı. Bir müddet sonra sakinleştiğinde tekrar başını koymuştu her gece kabuslarına ve sessiz ağlayışlarına şahit olan yastığına.
Sabah istemeye istemeye Cem ile birlikte sete gitmişlerdi. Yol boyu Cem çok konuşmuş, Ece de zoraki gülümsemelerle ve kısa cevaplarla konuşmak istemediğini belli etmişti. Sonunda set yerine vardıklarına hızlıca kemerini çözmüştü. Kısa bir teşekkür ettikten sonra arabadan aynı hızla inmişti. Kendisini sinirle izleyen Cihangir'i fark edince durdu. Yüzüne alaycı bir gülümseme yerleştirip Cem' el salladı. Cem şenşakrak arabasını set yerinden uzaklaştırmıştı. Yürüyüp karavanına gidecekti ki Cihangir'in set cüssesi buna engel olmuştu. Sinirle gözlerini ona çevirmişti. Sertçe yutkundu. Cihangir'in ifadesi birden korkutucu gelmeye başlamıştı.
"Ne var ne istiyorsun?" Konuşmasından taviz vermediği için mutlu oldu. Cihangir çenesini sıkıp konuştu.
" O herif kim" Alayla güldü Ece. Ellerini önünde birleştirip devam etti.
"Bu seni ilgilendirmez. Ah hatta benim hayatım çevrem özellikle seni ilgilendirmiyor. Şimdi çekil işim var"
Tıpkı onun gibi Cihangir'de güldü ama bu gülüş tüm bedenini kaplayan sinirin işaretiydi."Senin hayatın, çevren beni öyle bir ilgilendirir ki. Hatta sadece beni ilgilendirir."
"Sen hayırdır ya! Kimse sana heveslerin peşinden koşmamayı öğretmedi mi" Başını gökyüzüne dikip gözlerini kapattı sabır dilercesine.
"Sokucam hevesine şimdi. Heves değil bunu ikimizde biliyoruz.
"Umrumda değil. Çünkü benim için
hevesti geldi geçti" Gülümsedi Cihangir. Bu seferki sinirden değildi. İyice yaklaştı sevdiği kadına. Çok özlediği çehresine göz gezdirdi. Dudaklarında daha fazla oyanlansada sonunda gözlerini sabitledi kara gözlere
"O zaman gözlerin niye aksini söylüyor Gece Güzeli
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞARAP- Ecgir
FanfictionBu bir set arkası aşkın en naif halidir. Şarap geliyor.. İyi seyirler🍷