《23》

3K 143 78
                                    

Yorumlarda buluşalım. Keyifli okumalar♡

Gözlerimi araladığımda yataktaydım. En son koltukta olduğumu hatırlıyordum. Muhtemelen Cihangir beni taşımıştı. Üzerimde tişörtlerinden birini geçirmişti ama iç çamaşırlarım yoktu. Ensemde hissediyordum nefesini. Ellerimle gözlerimi ovuşturdum. Yorgun hissetmiyordum, aksine gayet mutlu ve hafiftim. E tabi bunda arkamda yatan adamın etkisi yok denemezdi. Arkamı döndüm yavaşça. Erken saatler değildi ama uyanmasını istemiyordum. Çok az uyurken yakalıyordum onu, tadını çıkarmak hakkımdı.
Gülümsedim.
Alnını kapan saçlarına gitti parmaklarım. Sanki dünyanın en yumuşak şeyi benim ellerimin arasında, parmaklarımın ucunda gibiydi. Yeni çıkmış sakallarına dokundum, avucum gıdıklanmıştı. Biraz daha kaldım öyle. Kalkmam gerekiyordu. Yorganü üzerimden attım, oturur pozisyona gelmiştim ki güçlü kollar yeniden yatırdı beni. Bu adam iyice beni çekiştirmeyi huy edinir hale gelmişti. 

"Hayırdır selamsız sabahsız. Üstüne komodine para bırak istersen olmuyor böyle."

Kızmak için yüzümü döndüm ama kesinlikle kızamıyordum. Gülüşümü bastırmak için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Çok bırakmış gibi konuştunuz Cihangir Bey?"

Elleri yavaşça beni kavradığı belimden ayrıldı. Gamzelerini belli eden bir tebessüm etti. Ama ben bu bakışı biliyordum bu 'pot kırdım' bakışıydı. Gözlerimi kıstım. Yüzüme yaklaşıyordu. İstediği şeyi vermeyip yataktan kalktım ve banyoya ilerledim.

°•°•°•°•
Sessiz geçen bir kahvaltı yapıyorduk. Güzel bir Pazar günü yaşıyordu İstanbul. Hava güzeldi belki birşeyler yapabilirdik birlikte.

"Hava çok güzel dışarı mı çıksak?"

Düşüncemi, zihnimi okumuşçasına dile getirmesi ürpertici gelmişti o an. Onun aksine kendime yaptığım kahveden bir yudum aldım arkama yaslanırken.

"Bana uyar. Zaten evde kalmak istemiyorum artık. Tamam evcimeniz ama bu kadarı da fazla."

Güldü, tıpkı benim gibi çayından bir yudum aldı.

"Madem sıkıldık çabuk olalım da çıkalım."

Aklıma gelen şeyle sırıttım.

"Kumam Özgür de gelecek mi?"

Kahkaha attı. Oturduğu yerden kalkıp yanağımı öpüp merdivenlere yöneldi.

"Bunu ona söylerim."

"ÖzCih gerçek ben biliyorum."

Gülüp önümdeki tabağa baktım. Masayi toplamaya başladığım andan itibaren arka cebimdeki telefon mesaj sesinden susmuyordu. En son elimdekileri tezgâha koyup telefona baktım, tiyatro grubumuzdandı. Ben mesajlara yetişmeye çabalarken Cihangir belirdi kapıda.

"Kimmiş sabahtandır rahat vermiyor."

Sonunda olup biteni öğrendiğimde kapatıp arka cebime attım. Emrivaki yapmalarından nefret ediyordum.

"Tiyatro ekibimiz. Toplanıp bir mekanda yemek yiyelim diyorlar. Benide davet ettiler."

Başını tamam anlamında sallayıp salona geçti. Keyfi kaçmıştı bunu görebiliyordum. Peşinden gittim.

"Davete icap etmek olmaz."

"Ben seninle vakit geçirmek istiyordum."

Oturduğu yerden duruşunu dikleştirdi. Paketini alıp sigara yaktı.

"Hadi git sen hazırlan ben bırakayım seni."

Biraz daha dikildim başında. Başını kaldırıp bana baktı dik dik.

ŞARAP- EcgirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin