《7》

2.8K 127 18
                                    


Yazardan
Kendisini kontrol edemeyeceğini anlayan adam zorda olsa ayrılabilmişti çok sevdiği kadının dudaklarından. Kadın hala nefeslerini düzene sokmaya çalışırken gözlerini ayırmıyor,karşısındaki adamın her hareketini her mimiğini inceliyordu. Yapılı parmaklarıyla önce kadının alt dudak hizasında çizgiler çekti adam. Daha sonra yanaklarına koydu iki elini ve sevmeye başladı usulca. Kadın gözlerini kapatmış anın tadını çıkarmakla meşguldu o an. Güzel yüzünü kapatan birkaç tutam saçlarını elleriyle kulaklarının arkasına sıkıştırtırdı. Çekip sarıldı yapılı kollarıyla küçücük bedenli kadına. Kadın ise ona ayak uydurarak ellerini göğüsünde birleştirmişti. İyice koltuklara yayılan adamın göğüs kafesindeki kalbini duymak için kafasını oraya koymuştu. Bu anın tarifi yoktu. Yıllardır birbirini arayan iki parça gibi birleşmişlerdi. Kadının sanki tüm yorgunlukları,tüm endişeleri, tüm korkuları yok oluvermişti birden. Adamın omuzlarından aşağı dökülen saçlarıyla oynadığını hissedebiliyordu. İç çekip gülümsemişti. Sonsuza dek böyle kalmak istiyordu ve galiba bunu teklif etse karşısındaki adam hiç tereddüt etmeden kabul edebilirdi.
Ece
Her ne kadar uyumak istemesemde bedenim uyu diye bağırıyordu. Başımı istemeye istemeye kaldırdım Cihangir'in göğüsünden. Ona baktığımda benden farksızdı. Sehpadaki telefonu elime aldığımda saat epey geç olmuştu. Üstelik yağmur da yağmaya başlamıştı. Sahi ne zamandır yağıyordu?
" Uyusak mı artık geç oldu ne dersin?" dedim sessizce. Yukarda uyuyan kız çocuğunu uyandırmak istemezdim.
" Sen git soldan ilk odaya gir dolaptan bana yastık battaniye getir ben burda kalırım. Sen rahat et." Gülümsemiştim. Rahatsız olmazdım ki.
" Saçmalama Cihangir kendi evinde bide olmaz öyle şey."
"Uzatma kalırım burda sıkıntı olmaz benim için".

Ayağa kalkıp ellerini çekiştirdim. Gülmüştü, benimle beraber yukarıya doğru çıkıp odasına çıktık. O Filiz'e bakmaya gitmişti. Odasının kapısını açtığımda yüzüme vuran kokuyla gözlerimi kapatıp derin nefes aldım. Arkamdan kapıyı kapatmasıyla geldiğini anlamıştım. Gözleri üzerimde gezindi bir süre. Yüz ifadesi hoşnut olmadığını gösteriyordu.
" Şimdi sana bol tshirtlerimden vericem. Sana elbise gibi olur rahat edersin." Tamam anlamında kafamı sallarken o dolabına yönelmişti. Tshirt ararken aynı zamanda söyleniyordu.

Haydaa noldu şimdi?

" Ne söyleniyorsun kedi gibi mır mır"
Arkasını dönünce güldüğünü fark ettim.
"Diyorum ki sen alışıksındır kısa giyinmeye tshirtten bişey olmaz diyorum. Etek diyorum kısa kısa" Elindeki tshirtle yanıma doğru gelip elime tutuşturdu.
"Ya senin alıp veremediğin de eteklerimle bence güzeller" dedim eteğimin uçlarına dokunurken.
" Tamam güzeller çirkin demiyüm ki. Ama acaba giymesen mı kış geldi üşürsün" Göz devirip banyoya girmiştim. Tshirt hakikatten bana elbise gibi olmuştu. Elimdeki kıyafetlerle dışarı çıktığımda Cihangir de üzerine rahat bişeyler giymişti. Beni süzerken yutkunduğunu görmemek imkansızdı. Kafasını başka yöne çevirmişti. Yanından dolaşıp yatağın diğer ucuna ulaştım. Ona sırtımı dönüktü. Gözleri üzerimdeydi biliyordum. Takılarımı çıkarıp masanın üzerine bırakıp yatağın içine geçtim. O da benimle aynı şeyi yapıp yatağın içine girmişti. Birbirimizin yüzüne bakıyorduk. Aramızdaki belli bi mesafe vardı. Ellerini saçlarımı bulmuştu birkez daha. Aynı anda gülümsemiştik.
" Bişey söyliyim mi?"
"Söyle"
" Ben ilk defa bir erkekle uyuyorum"
Söylediğimle kaşları önce havalanmıştı. Sonra gülmüştü. Hoşuna gitmiş olmalı ki artık sırıtıyorudu.
"Seni sormayacağım kesin uyumuşsundur." Alacağım cevap beni korkutuyordu.
"Uyudum uyudum tabikide ama hiçbirisinde böyle güzel hissetmemiştim." Söylediği her cümle içime işlemişti.
" Sahi 25 yaşında özgür bir kadınsın neden biriyle uyumadın ki?"  Daha çok yaklaşmaya başlamıştı söylediği her kelimede.
"Kimsenin yeri o seviyeye gelecek kadar konumlanmadı kalbimde."
"Her seferinde daha çok seviyorum seni, daha çok bağlanıyorum sana kadın. Daha çok çekiyorsun kendine beni. Ne olcak benim halim böyle?"
Onu öpme arzumla savaş veriyordu bedenim. Küçük  masumane bir öpücükten ne kadar zarar görebilirdik ki? Ellerimi gülmese dahi belli olmayan gamzesine koydum. Yatakta doğruldum ve yüzüne eğildim. Dudaklarına ufak bi buse kondurup geri çekilmek istemiştim ancak bu Cihangir karşısında mümkün olmuyordu. Geri çekilmek istedim fakat elleri yüzümü bulup durdurmuştu beni. Kendisi de doğrulup  benimle aynı hizaya gelmişti. Burnunu yanağıma sürttü. Nefesini yüzümde hissediyordum. Beni öpmeye başlamıştı. Elimden geldiğince ona ayak uydurmaya çalışıyordum. Dudaklarımdan ayrılıp boynuma inmişti. Dokunduğu yerler alev alıyordu sanki. Birkaç kez boynumda hissetmiştim sıcak dudaklarını.
Kendisini geri çekip yüzüme baktı. Gülümsemişti.
" Bak böyle devam edersek kontrol bende olmaz."
Yanaklarım alev almıştı. Oysaki ben sadece ufak bir  buse kondurmak istemiştim..
Yatağa uzanıp kafama çektim yorganı. Cihangir arkamdan gülüyordu. Ona sırtımı döndüm. Beklemediğim bi anda elleri uyumadan önce ördüğüm saçlarıma uzandı. Saçımın ucundaki tokayı alıp örgümü açtı. Parmaklarıyla tutam tutam ayrılmış saçı dağıtırken ben hareket bile edemiyordum. Daha sonra belimde hissettiğim kollarıyla kendine çektı beni. Sırtımı göğüsüyle birleştirmişti.
" Dünyanın en güzel uykusuna hazır mısın? demişti fısıltıyla.
" Seninle her daim" dedim aynı onun gibi fısıltıyla. Gülüp daha çok çekmişti kendisine beni. Gözlerimi kapamıştım dünyanın en güzel uykusuna.

Sabah ilk uyanan ben olmuştum. Setten arayıp yağmur sebebiyle çekimlerin öğleden sonra 2 gibi başlayacaklarını söylemişlerdi. Sevimiştim çünkü hiç gidesim yoktu. Cihangir'i rahatsız etmeden kalktım yataktan. Tamamı camla kaplı duvarın perdesini açtım yavaşça. Hava tam istediğim gibi kapalıydı. Yağmur yoktu, pencereyi açıp derin nefes aldım. Burnumu soğukluğuyla hafiften yakan hava beni gülümsetmişti. Sonra arkamda hiçbişeyden habersiz uyuyan adama döndüm yüzümü. Kollarımı birleştirip ilerledim. Yatağın yanına çöküp izlemeye başladım onu. Parmaklarımla yüzüne düşen saçlarını sevmeye başladım nazikçe. Her daim nasıl bu kadar yakışıklı olmayı başarıyordu anlayamıyordum.
Ayaklanıp tekrar gittim pencereye doğru kollarımı birleştirip izlemeye başladım manzarayı. Bir süre sonra arkamdan sarılan kollarla irkildim.
"Sende iyi alıştın ha kıyafetlerime"
hem söyleniyor hem boynumdan öpüyordu. Bir süre öyle kaldık.
" Acıktım ben" dedi çocuk gibi.
" Eve gitmem gerek Cihangir böyle gezmemi istetemeyiz değil mi?"
"Yok yok aman. Şöyle yapalım sen ben bide Filiz kahvaltıya dışarı gidelim ordan geçeriz evine. Üzerini değiştirirsin. Hallederiz yav" Kendinden emin halleri her ne kadar hoşuma gitsede hala setin geç başlayacağını ona söylememe rağmen bunu biliyormuş gibi konuşması şaşırtıcıydı.
"Nerden biliyorsun sen setin geç başlayacağını" dedim ona dönerek. Ah tabi mesajlar ve aramalar yağıyordu sabahtandır.
"Uyutmadılar demi? dedim vereceğim cevabı bilerek..
" Aynen ayrıca senden önce uyandım. Sen pencereden dışarı izlerken ben seni izledim çok güzeldi." Sırıtarak söylediklerini gözlerimi kısarak dinlemiştim. Omzuna geçirdim bitane. Hala gülüyordu
" Ya sen çok kötüsün insan haber verir" Yalandan kızmalarım boşunaydı beyfendinin keyfi yerindeydi. Sesimizden Filiz'in geldiğini duymamıştık bile. Cihangir geldiğini görmüş olmalıydı ki kapıya yöneldi. Kucağında Filiz'le bana dönerken gülmüştüm.
"Fıstığım uyandın mı sen?" gülüp kafa sallamıştı.

Kapının anahtarını Cihangir'in eline tutuşturdum. Ben arkada Filiz'in kemerini bağlamakla uğraşırken dikiz aynasında göz göze geldik. Gülüştükten sonra öne geçtim. Sete çokta uzak olmayan sade hoş bir mekana gelmiştik. Kimsenin bizi görmemesini umarak oturdum masaya. Gelen garson ikimize bide yanımızdaki küçük kıza bakıp gülmüştü.
" Varya kimse görmese bari" dedim sandalyede huysuzca kıpırdanırken.
" Yok ya tanıdık mekan sadece ilk kez bir bayanla gelince garipsediler herhalde ondan gülüyolar. Şaşırmıştım ama hoşuma da gitmişti. Kahvaltılıklar yavaş yavaş önümüzde konarken Filiz'le ilgilendim biraz.
" Güzelim hadi" diyen Cihangir'e baktım. Hiçbirşey olmamış gibi yapıyordu kahvaltısını. Bende önce Filiz'e sonra kendi tabağıma koyuyordum kahvaltılıkları.
"Cihangir!" diye bir ses duyduğumuzda aynı yöne baktık.
Masaya yaklaşan kişiyle birbirimize baktık.
"Hassiktir" dedi Cihangir. Benimde ondan farkım yoktu...

Umarım keyifle okumuşsunuzdur. Hatalarım varsa affola. Uzun yazdım. Görüşürüz çiçeklerim🌼⚘

ŞARAP- EcgirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin