《6》

2.7K 147 11
                                    

Cihangir
Filiz'in sesi bizi kendimize getirmişti. Ece benden panikle ayrılırken ben arkamı dönüp Filiz'e yöneldim. Onu kucağıma alıp arkamı döndüğümde Ece, arkası dönük bişeyler hazırlıyordu. Koltuklara oturunca Filiz'e çizgi film açıp yanıma oturttum. O keyifle televizyonunu izlerken ben az önceki anı hatırlıyordum. Kendimi tutamamıştım. Arada arkamı dönüp mutfakta hararetle bişeyler hazırlayan kadına bakıyordum. Sanki evliymişizde Ece bize yemek yapıyormuş gibi hissedince güldüm. Düşüncesi bile çok güzeldi. Konuşmuyordu hatta ifadesizdi. Kafasını kaldırıp bu tarafa bakmıyordu bile. Arada telefonuna bakıyordu sadece. Ayağa kalkıp yanına gittim mutfak masasına salata doğruyordu. Bişeylerde mırıldanıyordu daha çok yaklaşınca şarkı olduğunu anlamak zor olamamıştı. Oh iyi bari bana sövmüyordu. Anca sandalyeyi çekince beni fark edebilmişti. Oturdum kafasını kaldırıp bakmamıştı bile. Sinirlerim bozulmaya başlamıştı. Hala şarkısını mırıldanıp salatalık doğramakla meşgul olan kadına diktim gözlerimi beni fark etsin diye kafamı hafif eğip yüzüne baktım. Birden kafasını  kaldırınca gözgöze geldik. İçten bir gülüşle yüzüme baktığında içimden bişeylerin koptuğunu hissettim.
"Cihangir öyle durma çok komik duruyorsun"
"Ha" burun çektim. "Kızım gülme öyle bu da can" dedim. Yanakları kızarınca güldüm elindeki salatalığı ağzıma tıkıştırdı.
"Sus Cihangir sen konuşma". Ağzımdakı salatalığı yemeğe çalışırken onun işi bitmiş artık sofrayı kuruyorduk. Arada bana bakıp ölümcül bakışlar atıyordu.
"Beni salatalık susturmaz ben diyim. Başka  yollara başvurmalıydın." dedim bıyık altından gülerek. Sinir olması hoşuma gidiyordu. Dediğim şeyden bir anlam çıkaramadığı yüzünden belli olsada son anda anlamış olmalıydı ki tek kaşı havaya kalık bana döndü. Bana doğru adımlayıp tam karşımda durduğunda gözlerimin içine bakmaya başladı.
"Kaşınıyosun kaşırım. Sonra ağlama bak."
"Ovv çok korktum bak ellerim ayaklarım titiyor görüyor musun"
Ellerimi numaradan titretmeye başladığımda açıkta kalan kolumu tuttu. Hissettiğim acı ile inledim. Dudaklarımı ısırıp gözümü kapattım. Dahada çok bastırmaya başlamıştı. Gözlerimi açıp karşımda keyifle gülen kadına baktım.
"Evet bencede ilk bu yola başvurmam gerekiyordu haklısın". Tırnaklarını kolumdan çektiğinde ellerini ellerime indirdi. Parmaklarımızı birbirine geçirdiğinde deminki acıdan eser kalmamıştı.
" Aynı anda hem acı  hem huzur vermeyi nasıl beceriyorsun?" dedim sessizce. Gülmüştü bende güldüm.

Yemek masasında yaklaşık 15 dakikadır kimseden çıt çıkmıyordu.
Arada bir Filiz bize sorular soruyor Ece de kendince cevaplar veriyordu. Masadan kalkan Filiz ellerini yıkayıp televizyon başına geçmişti. İkimizde sessizdik. Ben onu izliyordum O önündeki tabağı. İç çekmişti. Kafasına kaldırmıştı sonunda.
"Cihangir biz napıyoruz?"
Beklemediğim soru karşısında afallamıştım. Ne batacaktık ya çıkacaktık. Derin nefes aldım.
" Sen buraları hallet" dedim gözlerimle masayı işaret ederek. Tamam anlamında başını salladı.
"Bende Filiz' i yatırayım. Konuşucaz"
Salona doğru hareket ettiğimde o da masayı toplamaya başlamıştı. Gergin miydim bilmiyorum. Kucağıma günün yorgunluğundan mayışmış Filiz' i aldığımda misafir odasına götürdüm. Kendi yatağımdan vazgeçemiyorum napim. Zar zor pijamalarını giydirdiğimde yatakta yanına uzanıp uyumasını bekledim. Bir süre sonra nefesi düzene girdiğinde uyuduğunu anlamıştım. Kapıyı hafif açık bırakıp aşağa indim. Ece koltukta oturmuş beni bekliyordu. Geldiğimi belli etmek için öksürdüm. Gözleri beni  bulmuştu.  Yanındaki tekli koltukta oturdum.
" Ece bak ben kendimi senin yanında başka hissediyorum. Bilmiyorum bu nasıl anlatılır." Pür dikkat beni izliyordu hissediyordum. Kafamı kaldıramıyordum. Kalbim ağzımda atıyordu.
" Sen hep benle kal istiyorum. Benimle gül benimle ağla. Bilmiyorum ben bu işleri kızım. Ben hayatımda böyle olmadım. Düzgün düşünemiyorum senden başka."
Bi cesaretle kafamı kaldırdığımda ellerini iki elimin arasına aldım.
"Bak ben bu elleri bir kere tutsam bırakmam. Bırakamam. Sen benim sevdiğim kadınsın. Bunu kim gelse değiştiremez. İster kabul et ister etme bu böyle ve hep böyle kalıcak." Daha da yakınlaşıp alnımı alnına yasladım
"Bu kalp bi sana atar sen istesende istemesende" Gülüyordu. Avucumdaki ellerini yanaklarıma koydu. Burnunu burnuma sürttü.
"Seni seviyorum adamım"
Nefes alış-verişlerim hızlanmıştı. Karşısındaki koltuktan kalkıp yanındakine oturdum. Ne yapacağımı şaşırmıştım.  Ellerini yüzüme koydu gamzelerimi sevmeye başladı. Sonra öptü. Bu kadın karşısında çok zayıftım yeni fark ediyordum. Sonra saçlarıma geçirdi ellerini.
" Bak buralar varya hep benim. Hep benim kalsın" dedi sessizce. Tutamadım kendimi dudaklarımı dudaklarına bastırmıştım. Şaşırmış olsada sonra karşılık vermeye başladı. Yavaştı ama tutkuluydu. Ne zamandır öpmeyi istediğimi hatırldım. Daha sert davranmamla bana ayak uydurması bir oldu. Kim bilir daha ne kadar şaşırtacaktı beni. Kollarıma geçirdiği tırnakları şimdi ise ensemdeydi. Daha fazlasını Ellerimi belinde birleştirdiğimde duruşunu dikleştirmişti. Nefes alamaz hale geldiğimizde ayrıldık. Hala yakındık.
"Ne zamandır bu anı bekliyorsun?" dedi kesik kesik. Gülümsedim.Defalarca hayal ettiğimi söylesem deli olduğumu düşünür müydü?.
"İlk andan beri istemiştim. Dudakların kurtuluşum gibi"
Sonra kendisi öpmeye başladı  bu sefer giderek hızlanmaya ve sert davranmaya başlıyorduk. Kendimi geri çektim. Tahrik olmaya başlamıştım. Bu seferlik yeterdi yoksa kendimi tutamayabilirdim.
Geldim geldim. Beklettim kusura bakmayın. Sizleri seviyore💕

ŞARAP- EcgirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin