Cihad Hususu

13 6 0
                                    

Sual: Cihad sadece savaşmak ile mi yapılır? Kur’an-ı Kerim’de bize cihad emredilmiş iken ve tarihimizin son asrında ülkemizi kurduktan sonra cihad yapılmamış iken bize karşı bir yükümlülük var mıdır? Var ise üstünden nasıl kalkılabilir?

El-Cevap: Öncelikle cihad kafa kesmek değildir. Birçok kaidesi vardır ve kafir öldürmek üzerine sürüp giden bir sistem değildir, öncelikle bunu bilmek gerektir. Fıkıh kitaplarına bakınca cihad bahsi üzerinde şu bilgilerden bahsedilir;
“İslâm askerleri düşman toprağına girip bir şehir veya kaleyi kuşattıkları zaman önce onları İslamiyet’e davet ederler. Zira İbn-i Abbas (Radıyallâhü anhüma)'dan rivayet olunduğuna göre; “Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) nereye yöneliyor idiyse, ora halkına İslamiyet’i teklif etmeden onlarla savaşmazdı.” Eğer Müslümanlığı kabul ederlerse onlarla savaşmaktan vazgeçerler. Zira o zaman maksad hasıl olur. Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):  “Ben insanlarla, “Allah' (Azze ve Celle)'dan başka ilah yoktur” deyinceye kadar savaşmakla emrolunmuşumdur.”(Muslim, Buhari) buyurmuştur. Eğer Müslümanlığı kabul etmezlerse onları cizye vermeye davet ederler Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) etrafa gönderdiği askerî komutanlara böyle emrederdi. Hem de nassm emrine göre cizye vermek savaştan vazgeçmenin sebeplerinden biridir. Fakat cizye ödeme teklifi kendisinden cizye kabul olunanlar hakkındadır. Dinden çıkan veyahut puta tapanlar gibi kendilerinden cizye kabul olunmayan kimselere ise bu teklifi yapmanın bir faydası yoktur. Çünkü bu kimselerden Müslümanlığı kabul etmekten başka bir şey kabul olunmaz. Nitekim Cenâb-ı Hak (Azze ve Celle) bunlar hakkında;  “Ya Müslüman olurlar, ya onlarla savaşırsınız”(FETİH/16) buyurmuştur. Eğer cizye ödemeyi kabul ederlerse o zaman onlar da müslümanlar gibi her hakka sahip olup Müslümanlara ne verilirse onlara da verilir, ne alınırsa onlardan da alınır. Zira Hz. Ali (Radıyallâhü anh) bunlar hakkında: “Cizye vermeyi kabul etmişlerdir, ki onların da canı bizim canımız ve malı bizim malımız gibi olsun” demiştir. 948[10] İslâm daveti ulaşmayan kimselerle, müslünıanlığa davet edilmeden savaşmak caiz değildir. Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in askeri komutanlara olan her tavsiyesinde; “Onları Allah (Azze ve Celle)'dan başka tann bulunmadığına şahitlik etmeye davet et” diye buyurdu. Hem de bizim onlan müslümanlığa davet etmemizle, gözümüzün mal ve canlarında olmayıp sadece müslüman olmalarını istediğimizi anlar ve bunun üzerine belki müslümanhğı kabul ederler de onlarla savaşmak külfetinden kurtulmuş oluruz. Şayet bir askerî birlik onlan müslümanlığa davet etmeden onlarla savaşırsa -bundan nehyedildiği için- günâh işlemiş olur.”( Şeyhü'l-Îslâm  Burhanüddîn  Ebu'l-Hasan Ali  b.  Ebû  Bekir  Merginânî /El-Hidaye, cihad bahsi)

Bu cihad hususundaki kıymetli bilgiden sonra cihadın sadece savaş meydanında savaşmak olmadığını bir kere söyleyeyim. Yani harp meydanının arkasındaki sağlıkçıların yaraları sarması, aşçıların askerlere yemek yapmak için meyve sebze doğraması da bir cihad örneğidir. Bitiyor mu? Hayır.
Bir memleket ki askerin maddi kaynağıdır. Şanlı tarihimizden de bilinir ki geçirdiğimiz savaşlarda 60-70’lik ihtiyarlar dâhi cihad ettiler. Bunu ellerindeki baston yahut da ellerine silah alarak yapmadılar. Tüm halk askerin geçimi için neyi var neyi yok seferber etti. Öküz arabalarından kışları mermi taşındı. Yaşlı kadınlar kağnılarda erzak ve giyecek taşıdı. Yaşlı dedeler arkada kalan kadınlara ve kızlara göz kulak oldu, gölgesiz bırakmadı da dağ oldu.

Bu anlattığım ile cihad konusu kapandı diye düşünüyor iseniz hâlâ eksiğimiz var demektir. Cihadın ne maksat ile yapıldığı iyi bilinmeli ve ona göre asıl sebebe yürümek gerektir. Cihadın asıl gayesi Hakk din olan İslâm’ı tanıtmak, onu tanımayan kurak bir yer dâhi bırakmamak. Lâkin bu fetihten hemen toprak anlaşılmasın. Soruda öyle bir sorulmuş ki sanki biz cihad etmeyi bırakmış bir topluluk olmuşuz da mazzALLAH helâk olmayı bekliyoruz.

Cihad asıl olarak kalbe yapılır. Yani eğer bir adam Müslüman değil ise yaşadığı devletin Müslüman olması bir şey değiştirmez. Çekirdek olan kalbe ineceğiz ki gelecek olan neticeler daha güzel görünsün. Biz eskiden Amerika ile savaş etmedik ve kazandığımız bir cihad da yoktur resmiyette. Fakat şimdi gümbür gümbür yürüyoruz sokaklarında. Müslümanlık Amerika topraklarında hızla büyüyor elhamdülillah. Her şehrinde adamlara ezan dinlettiriyoruz!  Dünyada ezan okunmayan bir meridyen parçası yoktur. Elhamdülillah ki dünyada ezan susmuyor, illâ bir yerinde vaktin ezanı okunuyor.

Bu devirde mecburen silahları bırakmak zorunda kaldık. Müslümanlar tüm dünyada toplam olarak dünya nüfusunun sadece %20’isi. Bir dünya savaşı çıksa önümüzde 4 katı bir düşman. Hakk yanımızda iken sıkıntı yok tabi, lâkin sonuçlar on belki de yüz milyonlarca ölü demek! Bizim kafirleri dünyadan kazımamız değil, onları Müslümanlaştırma için gayret sarf etmemiz gerektir.

Senin dilinden bir Hakk kelamı cihaddır. Bunu sadece inançsız bir kimseye demek değil, İslâm’dan soğuk yahut tam yaşayamayan ve eksiği çok bulunan bir kimseye demek de cihaddır. Unutulmuş bir sünneti hâlâ kendinde yaşatmak da bir cihaddır. Arkadaşlarına ezan okununca “Ben namaza gidiyorum,” demek dâhi en basit görülmemesi haliyle bir cihaddır.

Meyhane, pavyon, türkü barları ve konser mekânları dururken dâhi sizin bir medreseye gitmenizden başka bir cihad söyleyebilir misiniz? Siz buna “Bu cihad olamaz,” diyebilecek misiniz? Bir kimse eğlence ve sefalet dururken gidip de İslâm adına kendini geliştirmesi kendi kalbine İslamiyet sancağı dikmek değil midir?

Hz. Peygamber (asm) Tebük seferinden dönüşte ashabına şöyle buyurmuştu:
"Küçük cihaddan büyük cihada dönüyoruz." (Razi, XXIII, 72; Beydavi, II, 97; Bu rivayetin zayıf olduğu ifade edilmiştir. bk. Acluni, I,424.).
Bu hadisinde Hz. Peygamber (asm), en kalabalık bir ordu ile katıldığı Tebük seferini "küçük cihad" olarak vasıflandırırken; nefse karşı verilecek mücadeleyi "büyük cihad" olarak nitelendirmektedir.
"Hakiki mücahid nefsine karşı cihad açan kimsedir." (Tirmizî, Cihad, 2)

Yani diyeceğim o ki;
“Hayır kardeşim! Biz cihadı hiç bırakmadık. Sadece küçük cihattan büyük cihada yol almaktayız. Bir dostumuzu sokak barlarında görüp de kolundan çekmemek, bir dostumuzu namahrem ile eğlenirken görüp de bir şey dememek, sevgili haramına atlayan bir kimseye ardından üzülmemek ile sanki ateşe dost atıyoruz, sanki sokaklarda nice tanıdığımızın sel sularına kapılmasına göz yumuyoruz.
Dikkat etmeliyiz; başkaları bizim için önemli, kendimiz de önceliklidir!”

21.10.19
17:21

Sual & El-CevapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin