Sual: Bir ateist şunu diyerek soruyor ki;
Mü'minlerin Kuran hakkındaki her ortaya atılan olumsuz gerçeğe ''Cımbızlıyorsun'' demesi de muazzam:). Şey... Bakara suresi 99. ayet de diyor ki ''Sana apaçık ayetler indirdik''. Her zaman Kuran'ın basitliğinden ve anlaşılabilir kolay bir kitap olduğunu dersiniz ya hani, peki o zaman ben Nisa suresi 34. Ayet' e bakarım. ''Kadınları dövün'' der AÇIK AÇIK. Sonra da tefsir diye tutuşursunuz. Kendinizle çelişmeyin lütfen."El-Cevap: Öncelikle bahsettiğin ilk ayette deniliyor ki; "Andolsun, biz sana apaçık âyetler indirdik. Bunları ancak fasıklar inkâr eder."(BAKARA/99) Ayette geçen mânâ belagat anlamında değildir. İncil'i ve Zebur'u avam tabakasına okuyan papazların ve hahamların ayetlerde geçen mânâ ile ağızlarını büzerek yanlış tabirlerde okumasına mahal vermeyen bir yol ile herkesin ulaşabileceği mânâda geçmektedir. İncil ve Zebur ne halkın elindeydi nede halkın anlayabileceği bir dilde. Böyle iken kitapları din adamlarının yeleğinde kolay ulaşılmaz bir hâldeydi.
Kur'an'da geçen mânâda ise bir kitapçıya gidip de rahatlıkla Kur'an alıp elinde tutabileceğin, Elif-Ba'yı rahatlıkla öğrenip yüzünden okuyabileceğin manasındadır. Kur'an-ı Kerim'in bir kitap olarak bize sunulması apaçıklık barındırmaktadır.
Nisa/34'e gelecek olur isek, diyorum ki "Evet cımbızlıyorsunuz!" Bahsettiğiniz ayet-i kerime birçok cümleden oluşuyor lâkin siz sadece iki kelimeyi alıp ayet böyleymiş gibi empoze ediyorsunuz. Ayetin tamamını almadan, sadece senin değinmek istediğin cümleyi dâhi alınca foyanız ortaya çıkıyor; "(Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün."(NİSÂ/34)
Yani aileyi, namusu, aile şerefini ve büyük itatsizlikler karşısında terbiye yöntemi üç aşama olarak öğretilmiş;
1) Öğüt verin
2) Yataklarınızı ayırın
3) Hafifçe dövünAyrıca buraya Diyanet'in dipnotunu da iliştirmeyi uygun görüyorum;
"Mü’minler için en güzel örnek Hz. Muhammed Aleyhisselâmdır. Bu âyet-i kerimeyi en iyi anlayan da şüphesiz ki odur. Kesin olarak biliyoruz ki o ömründe bir defa olsun elini kaldırıp bir kadına vurmamıştır. “Kadınlarını dövenleriniz iyileriniz değildir” buyuran da odur, “İçinizden biri, karısını köle döver gibi dövüp sonra da gece onunla yatabilir mi?” diyerek karı koca ilişkilerinin sevgiye dayanması gerektiğine dikkat çeken de odur. Bilindiği gibi Peygamber Efendimiz Veda Hutbesi’nde, çok can alıcı konulara temas etmiştir. Bu hutbesinde kadınların haklarının gözetilmesini ve bu konuda Allah’tan korkulmasını özellikle vurgulamıştır. Kadının, evlilik sorumluluklarını yerine getirmemek, kocanın haklarını ihlal etmek, onun şahsiyet ve vakarını zedeleyici tavırlar sergilemek veya iffet ve namusunu tehlikeye sürükleyebilecek durumlara meyletmek gibi olumsuz davranışlara girmesi hâlinde, aile yuvasının devamını sağlamaktan birinci derecede sorumlu olan kocanın, içine düştüğü mecburiyetten dolayı bazı tedbirlere başvurması tabiidir. Bu tedbirler, zaman, mekân ve sosyal şartlara göre farklılık gösterebilir. Âyette son seçenek olarak zikredilen darp meselesi de çok istisnaî bir tedbirdir. Böyle bir tedbirin fayda getirmeyeceği, tam tersine zarar getireceği bilinen durumlarda, İslâm bilginleri, kesinlikle bu seçeneğe başvurulmaması konusunda ittifak hâlindedirler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sual & El-Cevap
EspiritualSoruların cirit attığı bir asırda yaşıyoruz. Lâkin öncekilerin verdiği cevapları bulma gayretinde bulunmuyoruz. Tembellik hastalığı, kibir ve gurur mikrobu, tahlillerde çıkan okuma düzeyindeki düşüklük sebebiyle oturduğumuz yerde imanımızın kıvranma...