Dilay evden çıktıktan sonra mutfağa doğru gitti.
Yiyecek bir şeyler aradı. Umduğunu bulamayınca salona geri döndü.
Dilay'ın ne zaman geleceğine dair bir fikri yoktu.
Ve karnı çok açtı. Açlığı giderek şiddetini artıtırken kapı çalındı.
fırlayarak Dilay Dilay geldi.
kapıya koştu mutluluk içeren yüz ifadesi ile kapıyı açtı
.Ancak gelen Dilay değildi. Ellilerin başında sarı kısa saçlarını yeni boyadığı belli olan bir kadın Ellerini göbeği ile birleştirmiş.
Adamı baştan ayağı süzüyordu.
Davet edilmeyi beklemeden içeri girdi
Adam kimsiniz
Kadın ben bu evin sahibiyim asıl sen kimsin?
Hayır sen bu evin sahibi değilsin bu ev Dilay'ın ben ben de onun misafiriyim dün gece geldim.
Kadın demek sana evin sahibi olduğunu söyledi Demek senin gibi yakışıklıları evim var diyerek tuzağa düşürüyor.
Hayır dedi Dilay beni tuzağa düşürmedi O beni kurtardı.
Kadın yüzünü buruşturarak nasıl kurtardı.Adam kadının ellerinden tutarak kanepeye oturttu.
Ve anlatmaya başladı hayat hikayesini
***
İşte böyle oldu kadın duyduklarını hiç inandırıcı bulamamıştı.Kıçından uydurmuyorsun değil mi?
Yok uydurmuyorum kıçımdan
Dilay'ı uzun süredir tanıyordu ama bu adam ona tuhaf göründü.
Ne yani sen şimdi geçmişine dair hiç bir şey hatırlamıyorsun
Başını salladı.
İnanmadım ama öyle olsun. Hem bana ne ben parama bakarım.
Dilay gelince söyle paramı getirsin dün gece saatlerce kapıda bekledim ama gelmedi demek senle fingirdiyormuş
Hayır hanım efendi biz Dilay ile henüz fingirdeşmedik
Yani imkan bulsanız fingirdeşeceksiniz
Aman bana ne ne yaparsanız yapın Paramı getirsin de
Kapıya doğru yanaştı kafasını çevirip adamı bir daha baştan ayağı süzdü.
Sen de taş gibisin
bir kahkaha fırlattı. Tam çıkacakken adam kadına
Hanım efendi dedi
Kadın bir kahkaha daha attı.
Senin bana hanım efendi diyen o ağzını..Sizde yemek var mı Dilay bana yemek yapmadı işe gitti Ben mutfağa baktım yemek yok açım dolapta boş
Kadın bir müddet düşündü. Dilay gelene kadar adamı yanında tutacak gelince de parasını alacaktı.
Evet dedi ben de ne yemekler var.
Sahi mi ne yemekler var
"Gelince görürsün"
Birlikte merdiven basamaklarını çıktılar.
Selman hanım görünüşte vurdumduymaz sert alaycı biri gibi görünürdü. Hep tekti. Ne bir akrabası ne ailesi vardı.Onlardan hiç bahsetmezdi. Evine kimseyi davet etmemişti bu zamana kadar.
Belki oturup anlatırsa anlatacağı ne çok hikayesi olacaktı.Şiddetli kahkalarının altında ne acılar saklıydı. Görünenin altında muhakkak başka bir kadın vardı.
Bunu zaman gösterecekti.Evine davet ettiği bu misafir için sofrayı donattı.
Adam iştahla masadaki herşeyden tek tek tattı. Gözü televizyona ilişti.
Onu dedi yerinden sıçrayarak
kadın anlamadı
yerinden kalktı parmağı ile işaret ederek televizyon televizyon diye bağırdı.
Kadın şaşkınlıkla bu koca adamın verdiği tepkiye anlam veremedi deli diye düşündü.
Çünkü böyle yakışıklı bir adamın Dilay a bakması için aklının yarım olması gerekirdi.
Yerinden doğruldu. Televizyonu açtı. Tv de aşkı memmu vardı kadın bu kanalda durdu.
Behlül ü işaret ederek
Bak bu adama tüm kızlar hasta çok yakışıklı bunun için ölüp bitiyorlar. Sen ondan daha yakışıklısın ama bir kaç tahtan eksik.
Adam Kadının son sözlerini duymadı.
Ama dizideki tüm güzel kadın kadrosu bu adamın peşinden Behlül Behlül diye koşunca kafasında bir ampul yanıverdi.
Bütün gün Ev sahibesi Selma Hanımla oturup Dilay'ın gelmesini bekledi.
Televizyon bir an olsun kapanmadı. Saat ilerleyip bir fren sesi duyunca Selma Hanım cama koştu.
Geldi senin ki diyerek ayaklandı. Adam da cama doğru yanaştı.
Etrafına bürünen karların arasında kırmızı montu ile eve doğru geliyordu Dilay, yanında Fatih komiser.