Karahanlar malikanesi
Sadece elektrik fatutasını görünce hacmi büyüyen gözler bu malikaneyi görünce yuvalarından fırlamak isteyecek .
Masallardaki kralların şatoları mı? Padişahların sarayları mı hepsi hikaye
İşte içi
Bu malikane için o gün sıradan bir gün değildi.
Yaşlı kadının etrafına evin tüm çalışanları toplanmış bu aksi ve huysuz kadını sakinleştirmeye çalışıyorlardı.
Kadın kaşlarını çatıyor yüzü daha da kırışıyordu. hiç kimseyi dinlemiyor.Hep aynı kelimeler dökülüyordu.
Torunum. Torunumu bulun. Kenan'ım Oğlumun emaneti. Hazinem. Onu bulamadınız.
Sesi titriyor. Ağlayama başlıyordu. Bir kaç gündür böyleydi. Torunu Kenan'dan haber alamıyordu.
Birbirlerine çok bağlıydılar.Hiç böyle yapmazdı. Muhakkak kötü bir şeyler olmuştu.
Zaman geçtikçe bu belirsizlik onu öfkelendiriyordu. Öfkesinden etrafında kimi görse azarlıyordu.
Oturduğu yerden hiç durmadan söyleniyordu.
Küçük adımlarla yanına Nadide geldi. Ürküyordu. Eğilerek Kulağına bir şeyler söyledi.
Kadın duyduğu şey karşısında tepkisini göstererek
Ne duruyorsun çabuk yanıma çağır. Sesinde yırtıcı bir kartalın çığlıkları vardı..
Nadide gitti. Bir kaç dakika sonra yanında bir adam ile içeri girdi.
Uzunca biriydi. Saçları gecenin karanlığını aydınlatacak beyazlıktaydı. Pek yaşlı sayılmazdı.
Nadide ona buyrun Vedat bey kadının yanını işaret etti.
Vedatın içeri girdiğini gören yaşlı kadının gözleri parladı.
Vedat Oğlum ne oldu bir haber var mı.?
Vedat ceketinin düğmesini ilikleyip
yaşlı kadının yanına oturdu.BeklediBir nefes çekti ciğerine uzun uzun
Az önce ceketini iliklediği eli ile kadının ellerini tuttu. Elinden cesaret almasını umarak
Feride Hanım dün gece Kenan'ın arabasını bulmuşlar.
Kadın umut rüzgarının en şiddetlisine kapılarak
Ne gerçekten mi şükürler olsun bir oh
çekti ki karşıki dağlar yıkılırVedat sessizdi çünkü devam etmek istemiyordu.
Feride Dur bir dakika peki Kenan oğlum neden beni aramamış?
Vedat elini alnına götürdü. Duruma uygun cümleleri içeri girmeden önce ağzında biriktirmişti ama öyle kolay olmuyordu.
Birine sevdiğinin kayıp olduğunu söylemek zor değil miydi?
Omuzları yükünün ağırlığını taşıyamıyordu. Kurtulmak istedi.
Feride hanımın gözleri dudaklarının arasından dökülecek müjdeli haberi beklerken
Kafasını kaldırdı elini Feride Hanım omzuna götürecekti. Sonra vazgeçti. Feride Hanımın Onun merhametine ihtiyacı olmadığını düşündü. Elleri kenetledi.
Dün gece Kenan'ın arabası uzunköprü istikametinde bulunmuş. Nasıl söylesem bilmiyorum
Araba yol kenarında kaza..
Feride Hanım ne ne olmuş torunuma elini kalbine götürdü
O iyi değil mi şimdi nerede.?
Demin konuşan bu adam yine sessizlik libasını giyindi.
Kadın kalbini rahatlatacak bir cümle dilendi
Torunuma, Vedat Kenanım'a ne oldu nerede?
Şey Feride hanım
kadın ellerini misafir ettiği kalbinden çekti.
İki eli ile adamın yakasına sarıldı.. Çabuk bana torunumun yerini söyle
Vedat Polisler sadece arabaya ulaşmış. Ama Kenan Bey orada yok.
Kadın ne zaman haber aldın. Dün gece
Öfkeden kızaran gözlerini Vedat'a dikerek bana bunu şimdi mi söylüyorsun
Siz dün çok kötüydünüz cümleleri ile Feride Hanımın gönlünü almak için
Sizin sağlığınızı da düşünmek zorundayım.Sizin kendinizi toparlamanızı istedim
Feride Hanım elini yakasından yavaşça çekti.
Derhal beni oraya götür anladın mı bundan sonra torunum ile ilgili hiçbir şeyi benden gizleme anladın mı.?
Vedat anladım Feride Hanım
Nadideee çabuk dışarı çıkıyorum çantamı getir
Hazırlanıp çıktılar acele ile
Fren sesi...
Araba gözden kayboluyordu. Kayıp torun neredeydi. Bulunan araba onları Kenan 'a götürür müydü?