18.BÖLÜM:KADIN

87 25 19
                                    



Selma Hanım sözlerini bitirmişti.

İşte böyle benim talihsiz hikayem.

Sessizlik...

İki kadın

Dilay ve Selma hiç konuşmadan öylece durmuş aynı yöne bakıyordu. İkisi de ağlıyordu sessizliğin rıhtımda

Hıçkırıklar içinde ağlayan Dilay, sessizliğin dans ettiği bu odaya ses
olmuştu.

Daha fazla tutamadı kendini. Selma'nın boynuna sarıldı.

Sarılınca daha çok ağladı.

Dudakları arasında zorlukla şu kelimeler döküldü.

Özür dilerim. Seni anlayamadığım için.

Sana sarf ettiklerim için neler yaşadığını bilmediğim için.

Derdini anlatacak yakınlığı göstermediğim için Özür dilerim

Selma hanım, bende Özür dilerim. Annen için ona söylediklerim için.

Dilay, Selma Hanımın yüzüne baktı. Elleri ile gözyaşlarını sildi. Dudağını gözlerine değdirdi. Orayı tam orayı öpüverdi.

Başını eğdi Ben Annemi küçükken ne zaman ağlarken görsem gözlerinden öperdim.İnsan  Acıyan yerlerinden öpülürse acısı hafifler buna  inanırdım.

Duraksadı. Başını eğmişti ama gözlerinden akan yaşlar bacağına doğru süzülüyor orada birikiyordu.

Selma eli ile Dilay'ın başını kaldırdı. Zoraki bir gülümseyi misafir edip yüzüne

Sen de amma sulu gözsün kendime oturup ben bile bu kadar ağlamadım.

Ortamın havasını değiştirmek
istiyordu.

Kız fingirdek kalk bir şeyler hazırla yemek yemek diyordun aç bırakacaksın benim gibi Oruspuyu

Evet yemek diye tekrarladı.

Ama kalkmadı. Karşısındaki kadın her şeye rağmen güçlüydü. Yıkılmadan dim dik ayakta duruyor kaderinin hain tuzakları ile dalga geçiyordu. Kendi kaderini bu kadının kaderine denk tutmak münkün olabilir miydi
?

Hiç utanmış mıydı hayatına isyan ettiği  için. Hiç utanmış mıydı. Şükür bile etmediği için

Ama insanoğlu böyleydi. Derdinin büyüklüğü ile övünür. Benimki en büyüğü. Göremezsin daha büyüğünü.Der dırurdu.

Selman Hanım kafasının içerisinde muhakemeye başlayan Dilay 'a

Ama sen hala oturuyorsun açım dedim ya sana

Dilay toparladı kendini

Evet bende açım

Kanepeden doğruldu.

Selma Hanım' a dönerek

Seni kırmak için sarf ettiğim her cümlemin Allah belasını versin.

Selma gülümsedi bu daha sahiciydi.

Gel buraya ufaklık dedi

Kollarını açtı.

Sarıldılar

Daha da sarıldılar.

Sarılınca tüm gözyaşları tekrar uğradı aynı mahalleye.

Onlar sarılırken Behlül içeri girmiş onları seyrediyordu. O kadar dalmışlar ki bu adamı fark etmemişlerdi.

Behlül   elinde kırmızı iki karanfil ile içeri girdi. şaşkınlık içinde gördüğü manzara ya anlam veremedi. Kendi kendine söyleniyordu.

Bu kadınları anlamak niye bu kadar zor. Ben çıkarken kavga edeceklerine emindim ama bunlar birbirine sarılarak ağlıyorlar.

Ne ara bu kadar yakınlaştılar arkadaş?

Kendisini fark edemeyem İki kadına yaklaştı.Ama hala fark edilmemişti.

Boğazını yokladı.

Öhöö öhöö

Dilay ve Selma sesin  oldu yöne doğru yüzünü çevirdiler.

Behlül tam önlerindeydi. Birbirinden ayrıldılar. Gözyaşlarını senkron halinde silip.

Behlül'e aynı anda

Ne işin var burada?

Çünkü burada kalıyorum. Gözleri ile ikisini işaret ederek asıl siz ne yapıyorsunuz böyle?

Ne yapıyor muşuz?

Sarılıp ağlıyorsunuz ya tuhaf değil mi?

Dilay Selmay'a baktı. Vereceği uygun cevap için

Selma da atıldı.

Ekmek için

Ekmek için mi?

Bu soruyu Dilay ve Behlül aynı anda sordu.

Evet ekmek için hiç gelmeyecek sandık.  Behlül Dilay 'a baktı.

Dilay,

Evet ekmek için. Alacağını söyledin neden niye ellerin boş.

Şaka yapıyorsunuz

Hayır dedi Selma gördün mü hem o kadar bekletti. Hem de eli boş. Ekmeksiz yemek olur mu

Dilay asla olmaz

Birbirine sarıldılar bu sefer ağlamadılar bu yabancıya mış gibi yaptılar.

Behlül inanıp inanmama arasında bir çizgideydi.

Dilay neden ekmek almadın

Kalmamıştı.

Kalan bir yer bulsaydın dedi Selma

Mahalledeki market, bakkal fırın hiç birinde yok

Duydun mu Selma hanım yok

Duydum  duymaz olaydım

Behlül ciddi ciddi ekmeğe ağlamışlar diye düşündü.
Bu kötü oyunculuğa rağmen

Elindeki kırmızı karanfilleri uzatarak bunları yolda dağıtıyorlardı . Ben de aldım iki tane

Size kendimi bunlarla affetirmek isterim. Ellerine verdi karanfilleri
ama artık ağlamayın  söz  bir daha ekmek almadan gelmeyeceğim.

Hadi gülün

LÜTFEN gülün

Gülmek kadınlara daha çok yakışıyor.

Ağlamak için nedeniniz sadece ekmek olsun.
Tüm güller yanaklarınıza konsun

İki kadın birbirine bakıp tebessüm
etti.

Paylaştıkları duygular onları daha da yaklaştırıyordu.

Selma benim eve gidelim orada belki vardır.

Behlül evet hem tv de izleriz

Üçü

Beraber sırların paylaşıldığı daireden uzaklaştılar. Gülerek



 








GECEYE SAKLI SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin