Selma Hanım sözlerini bitirmişti.
İşte böyle benim talihsiz hikayem.
Sessizlik...
İki kadın
Dilay ve Selma hiç konuşmadan öylece durmuş aynı yöne bakıyordu. İkisi de ağlıyordu sessizliğin rıhtımda
Hıçkırıklar içinde ağlayan Dilay, sessizliğin dans ettiği bu odaya ses
olmuştu.Daha fazla tutamadı kendini. Selma'nın boynuna sarıldı.
Sarılınca daha çok ağladı.
Dudakları arasında zorlukla şu kelimeler döküldü.
Özür dilerim. Seni anlayamadığım için.
Sana sarf ettiklerim için neler yaşadığını bilmediğim için.
Derdini anlatacak yakınlığı göstermediğim için Özür dilerim
Selma hanım, bende Özür dilerim. Annen için ona söylediklerim için.
Dilay, Selma Hanımın yüzüne baktı. Elleri ile gözyaşlarını sildi. Dudağını gözlerine değdirdi. Orayı tam orayı öpüverdi.
Başını eğdi Ben Annemi küçükken ne zaman ağlarken görsem gözlerinden öperdim.İnsan Acıyan yerlerinden öpülürse acısı hafifler buna inanırdım.
Duraksadı. Başını eğmişti ama gözlerinden akan yaşlar bacağına doğru süzülüyor orada birikiyordu.
Selma eli ile Dilay'ın başını kaldırdı. Zoraki bir gülümseyi misafir edip yüzüne
Sen de amma sulu gözsün kendime oturup ben bile bu kadar ağlamadım.
Ortamın havasını değiştirmek
istiyordu.Kız fingirdek kalk bir şeyler hazırla yemek yemek diyordun aç bırakacaksın benim gibi Oruspuyu
Evet yemek diye tekrarladı.
Ama kalkmadı. Karşısındaki kadın her şeye rağmen güçlüydü. Yıkılmadan dim dik ayakta duruyor kaderinin hain tuzakları ile dalga geçiyordu. Kendi kaderini bu kadının kaderine denk tutmak münkün olabilir miydi
?Hiç utanmış mıydı hayatına isyan ettiği için. Hiç utanmış mıydı. Şükür bile etmediği için
Ama insanoğlu böyleydi. Derdinin büyüklüğü ile övünür. Benimki en büyüğü. Göremezsin daha büyüğünü.Der dırurdu.
Selman Hanım kafasının içerisinde muhakemeye başlayan Dilay 'a
Ama sen hala oturuyorsun açım dedim ya sana
Dilay toparladı kendini
Evet bende açım
Kanepeden doğruldu.
Selma Hanım' a dönerek
Seni kırmak için sarf ettiğim her cümlemin Allah belasını versin.
Selma gülümsedi bu daha sahiciydi.
Gel buraya ufaklık dedi
Kollarını açtı.
Sarıldılar
Daha da sarıldılar.
Sarılınca tüm gözyaşları tekrar uğradı aynı mahalleye.
Onlar sarılırken Behlül içeri girmiş onları seyrediyordu. O kadar dalmışlar ki bu adamı fark etmemişlerdi.
Behlül elinde kırmızı iki karanfil ile içeri girdi. şaşkınlık içinde gördüğü manzara ya anlam veremedi. Kendi kendine söyleniyordu.
Bu kadınları anlamak niye bu kadar zor. Ben çıkarken kavga edeceklerine emindim ama bunlar birbirine sarılarak ağlıyorlar.
Ne ara bu kadar yakınlaştılar arkadaş?
Kendisini fark edemeyem İki kadına yaklaştı.Ama hala fark edilmemişti.
Boğazını yokladı.
Öhöö öhöö
Dilay ve Selma sesin oldu yöne doğru yüzünü çevirdiler.
Behlül tam önlerindeydi. Birbirinden ayrıldılar. Gözyaşlarını senkron halinde silip.
Behlül'e aynı anda
Ne işin var burada?
Çünkü burada kalıyorum. Gözleri ile ikisini işaret ederek asıl siz ne yapıyorsunuz böyle?
Ne yapıyor muşuz?
Sarılıp ağlıyorsunuz ya tuhaf değil mi?
Dilay Selmay'a baktı. Vereceği uygun cevap için
Selma da atıldı.
Ekmek için
Ekmek için mi?
Bu soruyu Dilay ve Behlül aynı anda sordu.
Evet ekmek için hiç gelmeyecek sandık. Behlül Dilay 'a baktı.
Dilay,
Evet ekmek için. Alacağını söyledin neden niye ellerin boş.
Şaka yapıyorsunuz
Hayır dedi Selma gördün mü hem o kadar bekletti. Hem de eli boş. Ekmeksiz yemek olur mu
Dilay asla olmaz
Birbirine sarıldılar bu sefer ağlamadılar bu yabancıya mış gibi yaptılar.
Behlül inanıp inanmama arasında bir çizgideydi.
Dilay neden ekmek almadın
Kalmamıştı.
Kalan bir yer bulsaydın dedi Selma
Mahalledeki market, bakkal fırın hiç birinde yok
Duydun mu Selma hanım yok
Duydum duymaz olaydım
Behlül ciddi ciddi ekmeğe ağlamışlar diye düşündü.
Bu kötü oyunculuğa rağmenElindeki kırmızı karanfilleri uzatarak bunları yolda dağıtıyorlardı . Ben de aldım iki tane
Size kendimi bunlarla affetirmek isterim. Ellerine verdi karanfilleri
ama artık ağlamayın söz bir daha ekmek almadan gelmeyeceğim.Hadi gülün
LÜTFEN gülün
Gülmek kadınlara daha çok yakışıyor.
Ağlamak için nedeniniz sadece ekmek olsun.
Tüm güller yanaklarınıza konsunİki kadın birbirine bakıp tebessüm
etti.Paylaştıkları duygular onları daha da yaklaştırıyordu.
Selma benim eve gidelim orada belki vardır.
Behlül evet hem tv de izleriz
Üçü
Beraber sırların paylaşıldığı daireden uzaklaştılar. Gülerek