UÇSUZ BUCAKSIZ
35.Bölüm: "Sensiz olmaz."3.GÖZ
Rüzgar, sıkıntıyla saçlarını karıştırırken, ne yapacağını bulmaya çalışıyordu. Hızlı düşünen ve ondan daha hızlı da uygulayan bir insandı ama söz konusu Eva olunca bu devrelerini kapatmasına neden oluyordu. Kapının neden kilitli olduğunu emindi ki bu uyuklayan cadı biliyordu ama onu uyandırmak da istemedi.
Camdan atlama seçeneğini ciddi ciddi düşünmeye başlarken, duyduğu mırıltılarla başını yataktaki kıza çevirdi.
-Rüz...Rüzgar..." ismini sayıklıyor gibiydi ve hızla yanına yürüdü, kız güzel bir rüya görüyor olacak ki gülümsedi. "Yaaa..." Onu uyandırmak şimdi gözüne daha da bencilce görünüyordu ama siktiğimin anahtarı neredeydi? Düşünmeden edemedi. Onun sıçrayarak uyanmaması için, eliyle sarı saçlara yavaşça dokundu.
-Çiçek..." yeşiller ona kısık kısık bakarken, oldukça kısık bir sesle sordu. Böylece uykusu tam olarak bölünmezdi ve kendisi de çıkabilirdi. "Anahtar nerede?" Soruyu anlamayan kız seyrek sarı kaşlarını çatarken, gözlerini yumup, başını yastığa sürttü.
-Ne...ne..anahtarı ya..." arkasını ona dönüp Rüzgar kokulu yastığa sarılarak uyumaya deva etmeye çalışsa da, omzuna dokundu ve kulağına yaklaştı genç adam.
Kokusu... O kadar hoştu ki, burnunu boynuna yaslayıp, ona sıkıca sarılarak uyumamak adına sarfettiği çaba, yıkılmaz iradesi, olağanüstüydü.
-Eva, kapıdaki anahtarı ne yaptın?" Yeşilleri önündeki komodinle buluşan kız, vücudunu çevirmeden başını döndürdü Rüzgar'a. Yüzünde yaramaz bir gülümseme vardı, eliyle gelmesi için işaret yaparken yaklaştı ona delikanlı.
-Sakladım..." diye fısıldadı yaramaz bir çocuk gibi. Derin bir nefes alan genç, onun bu oyununa ortak olurcasına fısıltıyla karşılık verdi.
-Nereye?" sanki çok komik bir şey söylemiş gibi kıkırdamaya başladı Çiçek. Parmağını kendi göğsüne batırarak gülmeye devam ettiğinde, kaşları çatıldı Rüzgar'ın. Sarhoş kafayla kalbinin anahtarını mı gösteriyordu yoksa daha da kötüsü anahtarı yutmuş muydu? "Eva...Yerini söyler misin?" Başını yastıktan biraz kaldırırken, kulağına yaklaştı sarışın.
-Sütyenime koydum." Tekrar vücudunu yatağın üzerine tamamen bıraktığında, kalakalmıştı delikanlı. Çünkü gülümsemesiyle birlikte uyumuştu. Evet, harika! Evden gitmek zorundaydı, gitmeme ihtimali yoktu. Ama nasıl çıkacaktı? Bir an kendisi almayı bile düşündü ama bu kulağa hiç doğru gelmiyordu. "Alsanaa..." uyumadığını anladığı kız oyuncu yeşilleriyle ona gülümserken, bu görev daha da zor bir hale gelmişti.
-Madem uyandın, sen verirsen daha iyi olur." Dedi kıza arkasını dönerek, öyle ya sarhoşken kızı soyup üstünü arayacak hali yoktu. Üstelik iç çamaşırını!
-Of...Çok sıkıcısın." Bunu söyledikten sonra onun yatakta oturur pozisyona geldiğini hissetti, başının üstüne koyulan tişört yüzünden aşağı sarkarken, gerçekten hayret ediyordu. Resmen üstündeki tişörtü çıkarıp, onun kafasına koymuştu. "İhihihihhiih..." gülmesinin sonu gelmediğinde sabırla bekledi genç adam ama çok az zamanı kalmıştı. Saatine bakarken kızın sustuğunu fark etti ama hala bir şey söylememişti.
-Çiçek?" Cevap vermedi sarışın, onu sütyenli görme fikri pek iyi gibi gelmediğinden şansını bir kez daha denedi Rüzgar. "Çiçek? Sana söylüyorum?" Karşılığında bir mırıldanma alırken arkasını döndü ve yatağa yeniden uzanmış kızla karşılaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçsuz Bucaksız (THB-2)
Teen FictionBabasının ve annesinin yaşadığı aşkı sadece o döneme ait kılınmış, gerçeğe dönen bir masal gibi gören Rüzgar, aynı hislerin kendisinde vuku bulduğunu anladığı zaman 17 yaşındadır. Farklılıkları hep seven, tüm genç kızlarda gizemiyle merak ve yakışık...