Uçsuz Bucaksız43. Bölüm: "KAÇIŞ"
Finale doğru...
3.GÖZ
Eva, onun kendisini sıkı sıkı tutmasının getirdiği rahatlıkla üzerindeki şişme montu hızla çıkarıp attı bir köşeye. Rüzgar, onu kucağında hoplatarak iyice bacaklarının beline sarılmasını sağlarken, öpüşmeleri gittikçe tutkulu bir hal almıştı.
(RAHATSIZ OLANLAR OKUMASIN! +18)
Onun bu kontrolsüz hali, sarışının kalbinin ağzında atmasına neden olmuştu çünkü normalde içten içe onun kendini tutuyor olmasına güvendiğini şimdi fark etmişti, ama bu sefer o da kontrolsüzdü ve Eva, onu durdurmayı istememişti.
Rüzgar'ın dudaklarına doğru inlediğinde, onu boyalarla dolu masaya oturttu genç ve üzerindeki tişörtü tek eliyle çıkardı. Eva, başını önüne doğru eğip onun vücudundaki dövmeleri incelemeden edemezken, kızı bileklerinden kavrayarak karnına bastırdı kendisininkilerin yanında ufak kalan ellerini.
-Dokun bana." Onun sıcak nefesi, alnına çarparken, yeşil gözlerini açık tutmakta çok zorlanıyordu. Parmakları altında kıpırdayan kaslara dokunma içgüdüsü zaten çok yoğundu ama o kadar çekiniyordu ki onun tenine dokunmak, çok erişilmez bir şey gibi gelmişti. Rüzgar'ı bazen kendisine çok uzak, bu uzaklığından dolayı da erişilmez derecede kıymetli bir mücevher gibi görmüştü. Şakağında hissettiği öpücükle birlikte gözlerini iyice kapattı ve ellerini usul usul onun göğsünde gezdirmeye başladı. İstediği gibi...
Genç adamın öpücükleri şakağından yanağına doğru yavaş yavaş yolunu bulurken, başını geriye doğru yatırarak yüzünü ona iyice çevirdi Çiçek. Ellerini karnında gezdirmeye devam ediyordu.
Rüzgar, iri ellerini onun yüzüne yerleştirip dudaklarına kavuştuğunda aniden yine bir bütün haline gelmişlerdi ve parmaklarını onun sırtına batırmadan edemedi.
Ağzına doğru istemsizce inlerken, üzerindeki kazağın sıyrıldığını hissediyordu. Başından çekip atılan kazakla birlikte onun karşısında sütyeniyle kalırken, dudakları kısa bir an ayrılmıştı.
Onu istemsizce baştan aşağı hayranlıkla süzüp, dudaklarına yeniden asıldı Rüzgar.
Eva, bir an bu durumda bayılma ihtimalini düşündü.
Gerçekten bayılacak gibiydi.
Gözleri kararıyor, ayaklarının yerle teması çoktan kesilmiş olmasına rağmen sanki zemin kayıyormuş gibi hissediyor, vücudunda hissettiği titreme onu ele geçiriyordu. Onun uzun ve sıcak parmaklarını çıplak belinde, dudaklarını ise boynunda hissetmenin verdiği haz inanılmazdı. Sesini çıkarmamak için alt dudağını ısırırken, belini iyice masaya doğru yatırmıştı.
Rüzgar'ın eli karnının alt bölgelerinde gezinmeye başlarken, midesi heyecandan yüz bin kere kasılmış olabilirdi. Kanı öyle gümbür gümbür akıyordu ki, resmen damarlarındaki sıvının akışını hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçsuz Bucaksız (THB-2)
Novela JuvenilBabasının ve annesinin yaşadığı aşkı sadece o döneme ait kılınmış, gerçeğe dönen bir masal gibi gören Rüzgar, aynı hislerin kendisinde vuku bulduğunu anladığı zaman 17 yaşındadır. Farklılıkları hep seven, tüm genç kızlarda gizemiyle merak ve yakışık...