0.9

1.1K 113 64
                                    

otobüse binmiştik. wooyoung büyük bir gözlük takıp otobüsün mikrofonunu aldı.

"eğleniyor muyuz? AZ SONRA 2020'YE GİRECEĞİZ! HAZIR MISINIZ?"

wooyoung bağırdıktan sonra, -ki mikrofon vardı elinde herkesin kulakları zarar görmüş olmalıydı- kimse bir şey demedi. woo birkaç saniye bakındı.

"neyse eğleniyoruzdur." dedi.

herkese şapkalar ve gözlükler dağıttı. bunları öğretmenlere zorla aldırmıştı. ve şarkı açtılar.

herkes deli gibi dans ediyordu. eğlenceliydi bunları izlemek. gülerek bakıyordum. wooyoung, san'ı ayağa kaldırıp dans etmeye başladı? hongjoong hyung şaşkınca bakıyordu. kardeşinden bunları beklemediğini, ve şu an kardeşi yüzünden ne kadar utandığını biliyordum. woo, san'ı bırakıp abisini kaldırdı. onu da dans ettirdikten sonra sırayla herkesi kaldırdı. gerizekalı.

"yeoyah kalk hadi! herkes dans ediyor."

bana taktığı gözlük düşmek üzereyken onu düzeltip konuştum.

"olmaz."

peki, wooyoung'ın beni dinleme gibi bir ihtimali var mıydı? zorla ayakta dans edilmeye zorlanıyordum. hem de herkes birbirine değiyordu. öğk. tanımadığım insanlarla bir yerlerimiz değiyordu...

oturdum. wooyoung yanında san ile yanıma geldi.

"bu yeosang, en yakın arkadaşım. bu da san, yeosang."

"biliyorum." dedim sırıtarak.

"memnun oldum." diyerek elini uzattı san.

"ben de, san."

ben de elimi uzattım. el sıkıştık.

"ahh 2020'ye girmemize 15 dakika var!" woo çığlık attı.

"sanah! dışarı çıkalım."

dışarı çıkılabiliyordu. içerisi çok dolu olup herkes dans ettiğinden isteyenleri dışarı çıkartıyorlardı. yani otobüs durmuştu bir yerde. tabii woo da sevdiği çocukla beraber olmak istedi. dışarı çıktılar.

dışarıya bakıyordum. woo ve san'ı izliyordum. çok güzeldiler.

"10!"

"9!"

"8!"

"7!"

sayıyorlardı. ben, dışarıya bakıyordum ve gereksiz bir hüzün kaplamıştı içimi.
seonghwa hyung yanıma gelip oturdu.

"6!"

"yeosang."

"efendim hyung?"

"5!"

"çok mutsuz görünüyorsun." dedi bana gülümseyip.

"aah şey..."

"4!"

"bir sorun mu var?"

"hayır, yok."

"3!"

biraz bekledi.

"2!"

"tamam o halde."

"1!"

bana sarıldı. ben de ona kollarımı doladım. bunun arkadaşça olabileceği fikriydi beynimde olan. gerçekten devamını bilmiyordum. moralim bozuk olduğundan ona sarıldım. sonra nedenini anlamadığım bir şekilde göz yaşları dökmeye başladım. ama gerçekten bir sorunum yoktu. ne oluyordu bana? sanırım tek başıma 2020'ye girmek beni ürkütmüş olmalı ve kendimi yalnız hissetmiş olmalıydım.

"2020!"

herkes alkışlıyor ve çığlıklar atıyordu.

yeni bir yıla girmiştik, 2020.

roses ༝ seongsangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin