Sabah yabancı olduğum yatağımda, ama bundan sonra yatacağım yatakta uyandım. Her ne kadar yerimi yadırgayıp uyuyamasamda uykumu almıştım.
Yerimden doğrulup kafamı Jessica'ya çevirdim. Hala uyuyordu. Yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Sıcak bir duş alıp, saçlarımı kurutup havlumla çıktım. Dün akşam dolaba yerleştirdiğim kıyafetlerime göz attım. Acaba bugün ne giysem?
Sonunda kararımı siyah tişört ve siyah yırtık pantollanda kıldım. Evet, siyah yırtık pantolonları severim. Saçlarıma fön çekip serbest bıraktım. Arkamı dödüğümde Jessica daha yeni uyanıyordu. Gülümseyerek "Günaydın!" dedim. Jessica yatakta doğrularak "Anlaşılan melezimiz çok heyecanlı..." dedi gözlerini ovalayarak. Utanarak gülümsedim. "Çok..." diye fısıldadım olduğum yerde.
"Bekle üstümü değiştirip geliyorum. Sana bütün okulu gezdireceğim." dedi ayağa kalkarak.
"Bekliyorum..." dedim heyecanımı gizlemeye çalışarak.
5-10 dakika sonra Jessica geldi. Odadan çıkıp yemekhaneye gideceğimizi söyledi. Şuan kahvaltı yapmak için sırada bekliyorduk. Sıra biraz uzundu. Yemekhane; büyüktü, üç kısımdan oluşuyordu; kanti ve önünde masalar, açık büfe ve uzun masalar vardı. Güzel ferah bir yerdi. Kantinden tost ayran alarak masalardan birine geçtik ve oturduk. Yemeğe başlayınca ne kadar acıktığımı fark ettim. Yemeğe devam ederken yemekhanenin kapıları açıldı ve içeri biri girdi. O kadar çok acıkmıştım ki kafamı kaldırıp kim olduğuna bile bakmaya tenezzül etmedim. Adımlar oturduğumuz masaya yaklaşınca ister istemez kafamı kaldırdım. İki kişi bize doğru geliyordu. Jessica nereye baktığımı bulmak için benim baktığım tarafa bakışlarını çevirdi.
Jessica sıkıntılı, bir o kadarda endişeli bir şekilde nefes vererek "Başlıyoruz..." diyerek önüne döndü. Merakla "Neler oluyor?" diye sordum. O sırada çoktan yaklaşmışlardı hatta yanımızdalardı...
Yeşil gözlü, esmer çocuk "Jessica, bu kim?" diye sordu. Jessica göz devirerek "Sanane! Kimse kim!" dedi. Diğer beyaz tenli, kahverengi saçlı çocuk "Jessica adam akıllı cevap ver!" dedi bağırarak. Kantinde ki birkaç suratın bize baktığına emindim. "Hey! Sakin olun!" dedim kızgınlığımı ortaya çıkarmaya çalışarak.
Hafif sesli şekilde "Sen!" dedi, sesinde endişe barındıran bir sesle devam etti "Kimsin?" dedi esmer olan. Ayranımdan bir yudum alarak ayağa kalktım. Boğazımı temizleyerek "Marry ben, bir sorun mu var?" dedim ciddi olarak. İkiside bana şaşkınca bakıyordu. Sanırım melez olduğumu onlarda biliyordu. Beyaz tenli, kahverengi saçlı çocuk "Biz öğreneceğimizi öğrendik, gidelim Jack." dedi.
Onlar masamızdan uzaklaşınca ben eski yerimi aldım. Bakışlarımı Jessica'ya çevirerek "Az önce ne oldu?" diye sordum. "Sanırım Marcus seni merak etmiş?" dedi alayla. Marcus mu? Haa hatırladım, şu safkan olduğu halde dört yeteneğe sahip olan çocuk. "Yani?" diye sordum. Nolmuş yani merak ettiyse? Bugüne bugün tek melezim ben...
-Ay! Egon üstüme oturdu kız! Çek şunu!
Ne egosu be! Gerçekler, bunlar...
"Gelenler kimdi?" diye sordum Jessica'ya. Derin nefes alarak "Jack ve.., Brandon..." dedi. Beyaz tenli, kahverengi saçlı olan çocuktu Brandon...
Peki Jessica neden Brandon'un ismini söylerken bu kadar zorlandı? İsmini söylediği zaman gözlerinde ki acı? nefret? kırgınlık? ne içindi? Aralarında ne geçmiş olabilirdi? Merakıma yenik düşerek "Brandon kim Jessica?" diye sordum. Jessica bana anlam veremediğim bakışlarını attı.
"Neden bu kadar merak ediyorsun Marry?" diye sordu imalı imalı. Ne demeye çalıştığını anlamıştım. "Saçmalama! Sadece onunla ilgili bir geçmişinin olduğunu çok belli ediyorsun!" dediğimde Jessica ilk önce bana şaşkınca, sonra ise kırgınlıkla baktı... "Ben özür dilerim Marry... Sadece, onu çok seviyorum..." dedi başını öne eğerek. Biliyordum!
"Bana anlatmak ister misin aranızda geçenleri?" dedim. O da başıyla onayladı. Derin nefes alarak anlatmaya başladı.
"Bu okula ilk geldiğimde basit bir kızdım. Güçlerimi biliyordum ama kontrol edemiyordum. Bir gün Brandon ile kütüphane'de tanıştık. İkimizde nöbetçiydik. Kütüphane de geçirdiğimiz zaman benim için o kadar güzeldi ki, yavaş yavaş ondan hoşlanmaya başlamıştım. Sürekli konuşuyorduk. Yani flört gibi birşey. Sonra ben bir gün odamdaydım, tek başımaydım. Annem aramıştı, annem babamın onu aldattığını ve en kısa zamanda boşanacaklarını söyledi. O an yıkılmıştım, ben annem ve babamı çok seviyordum ve babamın annemi aldatma düşüncesi beni yerle bir ediyordu. Ben sinir krizi geçirmeye başladım, tabi yeteneklerimin kendini belli ettiği zamanlarda olması benim için çok zordu... Neyse ben ne yaptığımı bilmiyordum, sanki bilincim kapalıydı. Sadece ağlıyordum. Sonra odamda ki eşyalar dağılmaya, kırılmaya falan başladı. Brandon sesleri duyunca merak edip gelmiş, beni öyle görünce yanıma gelip beni sakinleştirmeye falan başlamış sonra,"
"Sonra?!" dedim heyecanlı sesimle.
"Brandon sırf sakinleşmem amacıyla beni, öptü..." dediğinde bütün gücümle
"Ne?!" diye bağırdım.
"Öptü mü? Sakinleşmek için insan mı öpülürmüş?" dedim kızgınlığımı belli etmeye çalışarak.
"Bende sakinleştikten sonra ona 'neden böyle birşey yaptın?" diye sorduğumda bana 'sakinleşmen
için' diyerek odamdan çıkıp gitti. Bende arkasında öylece kaldım. Her bir araya geldiğimizde bana biraz garip davranmaya başladı bende ona 'neden böyle davranıyorsun?' diye sorduğumda benimle kavga etmeye başladı. Ve artık hiç konuşmuyoruz daha doğrusu konuşamıyoruz..." dedi iç çekerek.
Elini tutarak "Merak etme, barışacaksınız! Hatta siz sevgili olursunuz ha! Böyle aniden öpmeler, sonra ters davranmalar, kaçıp gitmeler falan, kızım kesin senden hoşlanıyor ama birşey var ki bir araya gelemiyorsunuz!" dedim
"Biliyorum, beni sırf sakinleştirmek için öpmediğini." dedi tekrar acı dolu içini çekerek.
"Üzülme... Hey! Sen bana daha okulu gezdireceksin! Kalk hadi ne çok dedikodu yaptın!" dedim sahte bir azarlama ile. Jessica bana hem gülerek hem de şaşırarak bakıyordu.
"Hey! Neden öyle bakıyorsun?" diye sordum.
"Üzülen bir insanı hemen nasıl eski neşesine döndürebiliyorsun?" diye sordu. Gülümsedim
"Belki de ilk yeteneğimi keşfetmişimdir..." dedim. Gülümsedim...
Yorum ve Oy...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❃Tek Melez
Fantasy-TAMAMLANDI- !+18 kısımlar vardır. Rahatsız olanlar okumsın! !Fazla küfür kullanılmıştır! #fantastik Farklı bir diyarda sadece tek özel bir melez... Ondan intikam almak isteyen daha sonra tek meleze deliler gibi aşık olan özel bir safkan... Annesi...