Bölüm 5

2.3K 109 11
                                    

Yaklaşık 1-2 saattir okulu geziyoruz. Gerçekten çok yorulmuştum. Bütün okulu gezdiğimizde bahçeye çıkmıştık. O kadar yorgundum ki, bembeyaz olduğuma adım kadar eminim. Çünkü her yorulduğumda ya sararır yada beyalazlarım. Dinlenmek için banklardan bir tanesine oturdum. Elimi kalbimim üstüne koydum ç-çok hızlı atıyordu ama neden? Nefesiin daraldığını hissediyorum. Sakin üçgen vücutlu bir adamın iki eliyle boğazımı sıktığını hissediyordum.

Jessica endişelenerek yanıma geldi. "Marry..iyi..misin?" diye soruyordu. Ben sesleri kısık kısık algılamaya başlıyordum. Gözlerim kararıyor sonra tekrar bulunık görüntüsünü alıyordu.

Neler oluyordu bana?

Vücudum titremeye başlamıştı. Nefes alamıyordum. Vücudum sanki üç kısmdan oluşuyor gibiydi. Vücudumun bir kısmı yanarken diğer kısmı ıslaktı, diğer kısmı ise ferahtı. Ah! Neden yanıyorum?!

Gözlerim net görmeye başlayınca tekrar kendi vücudumu hissetmeye başladım. Rahatlıyordum. Vücudumda ki baskı git gide azalıyor yerine yumuşacık yatakta ki rahatlık geliyordu. Nefes alış-veriş düzenim normala dönüyordu. Gözlerim tam açıldığında etrafıma göz gezdirdim. Herkes başıma toplanmıştı. Etrafta Jessica gözlerimel arark- Oha! O-o gözler ben sanırım tekrar nefes alamıyorum. Bu gözlerde ki ton beni çok etkilemişti. Ama ben neden bu gözlerden bu kadar çok etkilenmiştim...?

Herkes bana 'iyi misin?' gibi sorular yöneltirken ben sadece o gözlere bakıyordum. Bana ne endişeli bakıyor ne de başka bir duygu barındıran şekilde. -Bomboş bakıyordu...-

Ben hala gözlerimi alamazken bana biranda garipseyen bakışlarını attı. Sonra aklımdaki kadife ama bir o kadar da sert ses "Neden aklını okuyamıyorum?" dedi. Ama bunu soran kimdi? Ya benim aklımda ki o ses?

Tanrım kesin deliriyorum!!

Bakışlarımı ondan çekince benim için ağlamış Jessica'ya çevirdim kafamı. Ay ağlamış kıyamam...

Hızlıca doğrulurken bana sorulan soruyu cevaplama gereği duydum. "İyi misin Marry?" demişti yaşlı bir öğretmen.

"Ben iyiyim..." dedim tüm soğuk kanlılığımla...

"Marry ben çok özür dilerim. Hepsi benim yüzünden! Yoruldum demiştin ama ben dinlemedim!" dedi ağlayarak Jessica. Ona sıkıca sarıldım. "Senin yüzünden değil kendini suçlama..." dedim.

"Kendini nasıl hissediyorsun?" diye sordu yaşlı öğretmen. O sırada bakışımı etrafımda gezdirdim. Herkes yavaş yavaş dağılıyordu. Şuan oturduğum yerde yanımda sadece Jessica, yaşlı bir erkek öğretmen, Brandon, Jack ve dünyanın en güzel göz rengine sahip olan çocuk vardı...

Bakışlarımı yaşlı öğretmene çevirdim. "Üçe bölünmüş..." dedim. Rahatlasamda hala üç ayrı bedendim sanki.

Yaşlı öğretmen sırıttı " Element gücün hayırlı olsun!" dedi gülümseyerek. Element mi?


Yorum ve Oy...

❃Tek MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin