Sabah alarmın sesi ile uyandım. Tabi ya bugün elemet gücümü geliştirmek için özel ek ders alacaktım. Jessica'ya baktığıma hala uyuyordu. Yataktan kalkarak banyoya ilerledim. Sıcak bir duşun ardından, saçlarımı kuruttum. Üzerime siyah yırtık dar pantolon, üzerime ise siyah sade bir tişört giydim. Havaya baktım; sıcaktı. Dolabımdan yüksek taban siyah spor ayakkabılarımı çıkartıp, giydim.
"Hey! Nereye gidiyorsun?" diye sordu yeni uyandığını belli eden sesiyle Jessica. Ona dönerek "Özel derse gideceğim, element için." dedim. Başını kaşıyarak "Peki... Sana kolay gelsin melez." dedi. Gülümseyerek yanına gittim ve yanağına bir öpücük kondurup odadan çıktım.
Bugünkü dersi arka bahçede yapacakmışız. Bu yüzden arka tarafa doğru ilerledim. Arka tarafta pek öğrenci yoktu, hepsi neredeyse ön bahçedeydi.
Bakışlarımı etrafta gezdirdiğimde Zayn hocayı gördüm. Ona doğru yürümeye başladım.
Karşılıklı iki minder vardı. Bir tanesine o diğerinde ben oturdum. Zayn hoca geldiğimi hissetmiş olacak ki tek gözünü açıtı. "Hoş geldin, melez." dedi açtığı gözü geri kapatarak. "Hoşbuldum?" dedim soru şeklinde.
"Peki, başlayalım o zaman." dedi gözlerini açarak. "Başlayalım..." dedim.
"Şimdi göster bana hangi elementini kontrol edebiliyorsun?" diye sordu. Ateş...
Kütüphane de ki olay aklıma gelince gülümsedim. "Hey? Neden gülüyorsun?" diye sordu Zayn hoca.
"Hiç... Bu arada ateş elementini kontrol edebiliyorum." dedim.
"Ateş mi?" diye sordu şaşırarak.
"Evet, ateş?" dedim bende.
"Wow şaşırdım. Ben en son ateşi hatta ateş elementini hiç kontrol edemezsin diye düşünüyordum." dedi
"Demek ki; önyargıyla yaklaşmıyormuşuz hocam." dedim alayla
"Hey! Burada ben birşeyler öğretirim!" dedi sahte kızgınlıkla
Ellerimi havaya kaldırarak "Pardon." dedim gülerek
"Pekala göster bana, neler yapabiliyorsun?" dedi.
İlk başta biraz düşündüm. Sonra kütüphanede Marcus'a yaptığım şov geldi. Bir elimi havaya kaldırdım. Bütün parmak uçlarımın alevlenmesini sağladım. Zayn hoca tek kaşını kaldırarak "Başka?" diye sordu.
Hadi ama onun için yetersiz bir hareket miydi? Sinirlenmiştim. Bende hocaya tek kaşımı kaldırarak baktım.
"Hadi Marry, tek yapabildiğin bu mu?" dedi dalga geçerek.
Kitaplardan okuduğum şeylerden yararlanarak ona kendimi gösterecektim. Bu sefer parmaklarımı değil iki elimi alevlendirmiştim. Bu sefer ben ona alayla baktım "Yeterli mi hocam?" diye sordum sırıtarak.
"Anlaşıldı... Haftada bir kere olan derslerimim ikiye katlayalım. Öğreneceğin daha çok şey var!" dedi. Minderden ayağa kalktı. Ben ise öylece yere bakıyordum. Ne yapmamı istiyordu?! Lanet olası!
Ayağa kalkmış giderken bende ayağa kalktım ve arkasından bağırdım. "Hey! Daha bitmedi!" dedim.
Zayn hoca omzundan bana baktı, sonra iki elini pantolonun cebine soktu. "Göster bana melez..." dedi beni tahrik etmeye devam ederek.
Hafif geriye gittim. Hadi kızım yaparsın bunu! Sadece hayal et! Alev, ateş, sıcaklık...
Vücdumun ısınmasıyla işe yaradığını anladım ve hafif sırıttım. Zayn hocanın dikkatini çekmiş olamlıyım ki bana bütün vücudunu dönerek beni izlemeye devam etti.
Devam et, bunu yapabilirim. Evet amacım; parmaklarımı değil, ellerimi değil, bütün vücudumun alevlenmesini sağlamak. Ve sanırım başarıyorum. Odamda birkaç kere denemiş ama başaramamıştım. Şimdi ise kızgınlığımı da eklenince başarmıştım.
Gözlerimi açtığımda- Yuh ne çabuk toplandınız lan! Etrafıma baktım herkes şaşkınlıkla beni izliyordu. Vücuduma baktığımda ise henüz alevlenmemiş olduğunu gördüm. Sonra ellerime baktım kıpkırmızıydı. Şimdi anlıyorum herkes başaracak mıyım, yoksa başaramayacak mıyım? diye burada beni izliyordu.
Bakışlarımı karşıya diktiğimde Marcus'u gördüm. Gülümseyerek beni izliyordu. Aklından konuşarak "Marcus, sanırım yapamayacağım..." dedim ona üzgün bakışlarımı atarak. "Hayır sevgilim, sana güveniyorum... Yaparsın! Devam et lütfen, kanıtla kendini." dedi gözlerimin içine bakarak.
Yapabilirim. Bakışlarımı Zayn hocaya çevirdim. Bana umutlu gözlerle bakıyordu. "Yapabilirsin Marry, devam et!" dedi.
Kafamla onayladım onları. Gözlerimi kapattım ve kafamı yere çevirdim. İçimden "Yapabilirim,yapabilirim..." diye geçiriyordum.
Vücumda hissettiğim sıcaklık çok fazlaydı. Ateş tenime baskı yaparak, yakıyordu...
Devam edemiyordum. Çok zorlanıyordum. Gözlerim hala kapalıydı. Kafam ise hala eğik... Aklımdan değişik şeyler geçiyor, saçma sapan şeyler görmeye başlıyordum. Gözyaşı... fazlasıyla. Nefret, kırgınlık?
Bu hissettiklerim neden? Gördüklerim? Olamaz!
Kafamdanda ki ses "Marry, güzelim? İyi misin?" diye sordu. Gözlerimi açamasam da onun endişeli mavi gözleri canlandı bilinç altımda...
"Marcus, korkuyorum..." dedim onun aklından. "Niçin, güzelim?" diye sordu.
"Beni bırakıp gitmenden..."
Yorum ve Oy...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❃Tek Melez
Fantasy-TAMAMLANDI- !+18 kısımlar vardır. Rahatsız olanlar okumsın! !Fazla küfür kullanılmıştır! #fantastik Farklı bir diyarda sadece tek özel bir melez... Ondan intikam almak isteyen daha sonra tek meleze deliler gibi aşık olan özel bir safkan... Annesi...